Yaşamsal bir insanlık sınavdan geçiyoruz , kesin …
Şu an ülkeler arasında ki, sınırlar, savaş çığırtkanlığı, silah yada para gücü üstünlüğü, hepsi anlamsız bir karanlığa gömüldü. Farkedilmek durumunda kalındı ki hepimiz aynı gemideyiz ve tehlike hepimiz için aynı tehlike…
Sosyal medyada Aylan bebeğin dıramı karşısında doğanın adaletinden bahsedenler de var; Servetinin hesabını bilemeyecek karunların sokakta karnını çöp karıştırarak doyuranlardan bağışıklık sistemi bakımından daha güçsüz olduğunu düşünenler de…
Doğanın adaletine dair , neler neler…
Vatandaşın ev kirasını 3 ay devletin ödeyeceğini, kredi borcunun, vergisinin 3 ay ötelendiğini, market alışverişindeki düzenlemelere kadar özenle davranan ülkeler birbiri ardına hoş adımlar attılar vatandaşına güven tazelediler, “Endişelenme güvendesin, seninleyiz ” dediler … Bizde de benzer adımlar var yaşlı ihtiyaç sahiplerine uzanan insanlık elleri…
Türkiye’ye Çinden tıbbi destek geldi… Üstelik bedelinin yüz yıla yakın zaman önce Atatürk tarafından ödendiği açıklamasıyla… Dokuz yıl önce kapattığımız Hıfsısıha Enstitüsü tarafından üretilen aşılar insanlık tarihinde yerini almış Çinde şifa olmuştu… Bu gün bu alanda hiçbir üretimimiz yok malesef eldeki tek kaleyi de yok etmişiz kendi elimizle, bilime tıbba sırtımızı dönmüşüz.
Misafirlikte avucuna kolonya dökülürken dahi ürker hale getirilen Türk insanı, Marketlerde kuyruğuna girdiği alkolü, sabunu sirkeyi makarnayı 5 katına alabilmek için mücadele ederken, İnsanlıkla, Bilimle, ahlakla, diniyle, dinini yorumlayışı bakımından sınavdan geçiyor.
Yetmedi İnönüyü “Camiileri kapattı” yalanıyla suçlayanlar yıllar sora camileri ibadethaneleri kapatmak durumunda kaldı…
Yani bilimden, Atattürkün Cumhuriyetin ülkeye kazanımlardan birbiri ardına vazgeçilmesinin tokadını Corona sayesinde mi farkedecektik…
KHK larla işinden edilen 30 bin sağlık çalışanının yokluğunu Corona sayesınde mi anlayacaktık ki nihayet geri çağrılmışlar görevlerine….Nihayet…
Sistem, Hükumet, Devletin tüm kadroları, başta sağlık çalışanları, canla başla salgınla mücadele ederken, aradan gene gol yenmiyor değil elbette… Malesef online eğitimde eve hapsolan öğrenciler idam videoları animasyonları ile anlamsız bir sabotaja uğruyor, zaten aksak olan milli eğitim sistemi sabote ediliyor. Tam da belediyelerın aktif görev aldığı bu günlerde 5 Belediyeye kayyum gönderiliyor, tam da ihtiyacımızın arttığı şu dönemde… Öte yandan uyuşturucu ve tecavüz mahkumları için düzenlemelere de zaman ayrılabiliyor, bilim insanları gazeteciler iddianamesiz tutuklu iken…
Fırsatçılar kendilerinin etkilemediğini zannediyor olmalı sanırım oysa Corona sınır tanımıyor ki… Ama anlamak için Coronaya yakalanmak gerekiyor sanırım…Tam bizlik bir durum.
Yönetmen Sinan Çetin’in Büyükada daki yalısının önünde ki yolu duvarla kapatıp bahçesine kattığı haberleri yayımlandı basında. Bizim sokakta da hummalı bir inşaat furyası var, içten içe fırsatçılar çalışıyor tam da belediyelerin bizlerin sağlığıyla meşgul ve yoğun oldugu günlerde iyi mi…
Herkesin evinde istirahatte olduğunu düşünüyoruz ya, Ama sokakta yaşayan, sadece iş buldukca kazanabilen yada iş yeri kapatıldığında ücret alamayanlar ? Ya onlar ne olacak? Onlar için bir önlem, bir ciddi adım göremiyorsak, kendimiz için yapılan tavsiye öneri önlemlerin bir anlamı olabilir mi ? Yaşananlardan bir ders çıkarabilmiş sayabilir miyiz kendimizi …
Cidden bir insanlık sınavındayız ve artık birbirimizi gözardı ederek, ötekileştirerek, görmezden gelerek bu yaşamı sürdüre meyeceğimizi anlamak vakti…
Ancak; karnını doyurmak için çöpü karıştıran, çaresizlikten, açlıktan yaşamına son veren, yoksulluk sınırının çok çok altında ücret alarak mucize yaratan işçi memur emekli insan kardeşinizle aynı gemide olduğunuzu görmek durumundasınız… Ve sizin bağışıklık sisteminiz çöp konteynırından doyunan kardeşinizinkinden daha güçlü olmayabilir …
Haydi sağlıcakla …
