SON DAKİKA
reklam
reklam

Medine Müdafaası ve Fahrettin Paşa (Kitap tanıtımı)

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 28 Mart 2020, Cumartesi - 00:56   Okunma Sayısı:

Fahrettin Paşa kimdir?

Medine’yi savunan ünlü Komutan Fahrettin Paşa 1868 Rusçuk doğumludur. 1888 Harp Okulu girişli olup 1891’de Erkân-ı Harbiye’yi bitirmiş ve kurmay yüzbaşı olarak kıta görevine gitmiştir. Trablusgarp, Balkan ve I. Dünya Savaşlarına katılmıştır.

28 Mayıs 1916’da Medine Kuvvetleri Komutanı olarak atanmıştır. Şerif Hüseyin ve oğulları, 3 Haziran 1916’da Medine çevresindeki demiryolu ve telgraf hatlarını tahrip ederek isyan edince Fahrettin Paşa 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi’ne aldırış etmeksizin 13 Ocak 1919 tarihine kadar Medine’yi müdafaa etmiştir.

27 Ocak 1919’da esir düşerek Mısır’a gönderildi. 5 Ağustos’a kadar Mısır’da Kasır el Nil Kışlası’nda hapsedildi. 5 Ağustos’ta Malta’ya sürgün edildi. Sürgün sırasında işgalci devletler tarafından İstanbul’da kurulan Nemrud Mustafa Divan-ı Harbi adı verilen mahkemede ölüme mahkûm edildi.

8 Nisan 1921’de Malta’dan kurtularak Moskova’ya Enver Paşa’nın yanına gitti. 24 Eylül 1921’de Ankara’ya gelerek Milli Mücadele’ye katıldı. 9 Kasım 1921’de Kâbil Sefiri olarak atandığı bu görevi 1926 yılına kadar ifa etti. 5 Şubat 1936’da tümgeneral rütbesiyle emekli oldu. 22 Kasım 1948’de vefat eden Fahrettin Paşa Rumelihisarı’nda defnedilmiştir.

 

Çileli savunma

Kitapta Osmanlı Devletinin Mondros Ateşkes Anlaşması’nın hükümlerini uygulamayan ve iki ay kadar Medine’nin müdafaasına devam eden Fahrettin Paşa’nın tevkif edilerek Malta Adası’na götürülüşü anlatılır. Onları düşman değil, Osmanlı devletinin imzaladığı Mondros Mütarekesi yıkmıştır.

Kitabın sonraki bölümlerinde Cemal Paşa tarafından Medine Müdafaası için Suriye cephesinde bulunan 12.Kolordu Kumandanı Fahreddin Paşa’nın güvendiği subayları da yanına alarak görevlendirilmesi anlatılır.  Şam’dan Medine’ye kadar uzana demiryolu hattının korunması ve Peygamber Efendimiz’in medfun bulunduğu Medine şehrinin muhafazasına kanıyla, canıyla ant içmiş bir avuç Türk askerinin içler acısı dramını anlatılır.

Burada Türklerin düşmanı sadece İngilizler değildir. İngiliz altınlarının ve silahlarının sayesinde bağımsız bir devlet kurma hayallerine kapılan Mekke Emiri Şerif Hüseyin ve oğulları Faysal ile Ali’nin Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırttığı ve silahlandırdığı Araplar vardır.

 

En acımasız düşman

Türk askerlerinin en acımasız düşmanı ise çölün kavurucu sıcağı, açlık ve susuzluktur. Türk askerleri sadece düşmana değil açlığa, susuzluğa ve cephanesizliğe karşı da amansız bir mücadele vermiştir.

Aylarca aç, susuz savundukları bu kutsal beldeleri düşmana teslim etmek, Fahreddin Paşa ve kahraman Türk askerlerini perişan etmiştir:

 

En önemlisi, bir gün memlekete, Anadolu yaylalarına dönebilirler miydi? Ancak hiç birisi burada ölüp kalmaktan endişe etmiyordu. Zaten onlar memleketlerinden, güzel Anadolu'dan, güzel İstanbul'dan çıktıklarında her şeyi kabullenmişlerdi, ölümü bile (s.110)

“… Biraz sonra tek tük yere düşmeye ve sıçramaya başlayan çekirgelerin sayısı iyice arttı. Bunun üzerine halk hemen kürekle çuvallara topladıkları çekirgeleri kapaklı sepetlere boşaltıp yine boşalan çuvalları ile çekirgelerin peşine düştü.

Tatlı bir telaş ve gülüşmeler eşliğinde herkes adeta birbiriyle yarıştı. Bir süre sonra çekirge sürüsü geçip giderken yiyecek bir şey bulamayan bu hayvanlar başkalarına yem oldu…” Fahreddin Paşa, bir yerliye yaklaştı:

   ---Bunları ne yapacaksınız?

   ---Yiyeceğiz paşam.

   ---Çekirgeler yenir mi?

   ---Biz yeriz. Çok da tatlıdır." (s.219)

 

Anlaşmaya doğru

Uzun süren tartışma ve görüşmelerden sonra, Medine’deki komutanlardan oluşturulan bir heyet ile Bedeviler arasında 7 Ocak 1919 günü anlaşma imzalanmıştı. Teslim olma düşüncesindeki subaylar bile bu anlaşmaya imza atarken vicdanları pişmanlıkların ateşi ile tutuşuyordu. Mahcubiyet ve pişmanlık, hatta utanç vardı yüreklerinde…

Osmanlı Devleti, İtilaf devletleri ile anlaşma yaptıktan tam 2 ay sonra Medine’yi Bedevilere teslim eden anlaşmayı imzalamışlardı." (s.281 vd.) Türk tarihinin nice kahramanlıklarla dolu binlerce lideri vardır. Bunlardan biri de Fahrettin Paşa’dır.

 

Yorumlama

Askerimiz kendisine verilen her yerde destan yazmasını bilmiştir. Her iklim ve şartta kendisinden beklenenin daima üzerinde çaba ve fadakârlık göstererek milletinin yüzünü kara çıkarmamıştır. Okunacak bir kitap olarak tavsiye ediyorum. Körfez Harekâtı sırasında çekirgesi bol bir alanda görev yapmıştım. Askerler yakaladıklarını öldürüyorlardı. “İri olanları tavaya girer, öldürmeyin, yakalayın” dediğim zaman gülüyorlardı. Bu olayı anlattıktan sonra anlamışlardı erzak yokluğunun insana neler yaptırdığını…

Nurlar içinde yatın aziz kahramanlar, Arabistan çöllerinde hayatlarını yitirenler. Sizleri hiçbir zaman unutmayacağız!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam