SON DAKİKA
reklam
reklam

Çılgın kalabalıktan uzakta!

Köşe Yazarı: SELAHATTİN DEMİREL   Eklenme Tarihi: 7 Nisan 2020, Salı - 08:50   Okunma Sayısı:

Arşiv karıştırmayı eski belgeleri okumayı severim. Bu çalışmanın içinde beni heyecanlandıransa hep gazeteler olur. Araştırdığınız hangi yılsa en önemli bilgilere gazete arşivlerinden ulaşabilirsiniz.

Zorlu, bunalımlı yılların gazeteleri de insana kasavet verir, sanki sizi o dönemin içine atıverir! Ülkemizin özellikle 70’li yıllarının gazete sayılarına bakarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Yıllar sonra 2020’nin gazetelerini inceleyenler de benzer durumlarla karşılaşacak sanırım.

Ülkelerin gündeminin tek bir konuda düğümlendiğini, insanların yarınlara endişeyle baktığını ve gazetecilik yapmanın ne kadar zor olduğunu bu yılın gazetelerinde yakından fark edeceklerdir!

Arşiv çalışmasında şaşırtıcı bilgiler de ortaya çıkacaktır. Mesela; gençlerin birbirini sağ-sol kavgalarında boğazladığı, silah kaçakçılarının altın günlerini yaşadığı ve enflasyon oranlarının tavan yaptığı yıllarda hiç bunlardan bahsetmeyen köşe yazılarını görürsünüz.

Onca keder veren haberin yanındaki bu yazıları da merak eder, hangi konulara değinildiğini incelerim. Eğer haberlerden bağımsız bir hava varsa yazarın başka yazılarına da bakarım.

Bu yöntem de farklı bir sonuç vermezse düşünürüm: Acaba yazar korkmuş mudur, yoksa gündemden bunaldığı için alâkasız konuları mı seçmiştir?

* * *

Pek çok insanımızın evde olmaya dikkat ettiği bir zamanda elektrik, doğalgaz gibi faturaların kabarması tehlikesi ortadayken Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan karantinaya alınan bölgelerle ilgili 3 ay sayaç okumama ama faturaları son 2 yılın tüketim değerlerine göre oluşturma kararından bahsetmeyelim mi şimdi?

Haber başlığını ilk gördüğümde bunun genel bir uygulama olacağını sanmıştım. Hatta şu belayı atlatana kadar enerji ve iletişim şirketlerinin, en kötü ihtimalle, tüketimin dörtte birini tahsil etmemesinin yerinde olacağını düşünmüştüm.

Karantinaya alınan bölgede kendini koruyan enerji şirketleri vatandaşı pek umursamıyor anlaşılan!

Bir yazı işçisi bunu nasıl görmezden gelir mesela, söyler misiniz?

* * *

Sosyal mesafenin öneminin vurgulandığı bu zamanda İzmir’de bir otelde parti düzenleyerek haberlere konu olan gençlerse İstanbul Büyükçekmece’deki 80 kişilik mangallı partiden sonra bizleri şaşırtmamalı herhâlde değil mi?

Eğlence meraklısı gençlerimizi hep merak etmişimdir. Böylesi bir ortamda bile bu meziyetlerinden taviz vermeyenlerse daha da ilgimi çekti!

Demek bu gibi gençler, bir eğlence partisi vermeyi, orada bulunmayı virüse rağmen önemli bir ihtiyaç olarak görüyorlar. Ne diyeyim, bu konuda oldukça cehalet sahibi olduğumdan yanlış bir söz etmekten çekiniyorum!

Kütüphaneler Haftası’nın bitimine yakın aşırı sosyalliklerinden(!) ötürü sosyal mesafeyi önemsemeyen, virüs tehlikesini hiçe sayan gençlerimize bir kitap listesi önermeye çalışsak ilk kitabımız hangisi olurdu acaba?

Thomas Hardy’nin “Çılgın Kalabalıktan Uzak” romanını başa alsak yanlış anlaşılır mıyız mesela?

* * *

Çılgın kalabalıkların çokça sorgulanabileceği bir zamanda hâlâ kendiyle baş başa kalamamak… Çalışmak zorunda olanlarımız dışında hâlâ keyfinden bu buluşmayı gerçekleştirmeyenler, psikolojinin konusuna giriyor galiba!

* * *

Özellikle “Evdeyken vakit geçmiyor!” diyenler için Abdurrahim Karakoç’tan bir şiirle:

“Vakitler bitmiyor diye gamlanma

Yatarsın, gezersin gün gelir geçer...

Zaman tek menzilde eğlenir sanma

Okursun, yazarsın gün gelir geçer...

...

Yakışır zamanla yaşlılık gence

Yarınlar dün olur, sonralar önce

Dünya oyuncaktır, toprak eğlence

Yığarsın, kazarsın gün gelir geçer...”

 

Selahattin Demirel

[email protected]

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam