Memleketimiz ne kadar keşfedilmemiş yerlerle dolu değil mi ? Geçtiğimiz günlerde internette gördüğüm bir görsel beni bir araştırmaya götürdü. Sonra da; kendi de Ardahan’lı olan Yaşar Geler hocamızın yazdığı bir yazıyı bulunca Aktaş Adasına gitmiş kadar oldum!
Aktaş Gölü, Türkiye – Gürcistan sınır bölgesindeki yüksek platoda yer almaktadır. Ardahan’a 55 km. mesafede, Çıldır ilçesi sınırları içindedir. Sığ bir tektonik göl olan Aktaş’ın kapladığı alan 2.700 km2 dir. Gölde bir kısmı kayalık olmak üzere on iki küçük, ıssız ada bulunmaktadır. Adalar seyrek bitki örtüsü ile kaplı olup başta Ak pelikanlar olmak üzere kuşlar tarafından tercih edilen nemli üreme habitatlarıdır. Ayrıca, Fauna olarak,107 kuş, 15 memeli, 5 sürüngen ve 5 balık türü tespit edilmiştir. Tepeli ve Ak pelikan, Kadife Ördek ve Dikkuyruk en önemli kuş türlerindendir ve balıkçılık gelişmektedir. Flora olarak ta; 22 familyaya ait 52 bitki taksonu tespit edilmiş olup bunlardan 3 tanesi endemiktir.
Türkiye’mizin üçüncü büyük gümrük kapısı Türkiye-Gürcistan sınırında ve Ardahan’ın Çıldır İlçesinden Aktaş Gölü kıyısında hizmet vermeye başladı. Dahası henüz etkin ticaret kapısı denilemese de yapımı süren ve yakın tarihte tamamlanacak olan Aşık Şenlik ya da diğer ismiyle Mozoret Tüneli sayesinde daha da aktif hale gelecek bir bölgeden bahsediyoruz. Salgın sona erdikten sonra Türkiye’mizin pek çok yeri gibi Ardahan da canlanacak ve eski güzel günlere geri dönecek!
Yaşar hocam ticaret kapısının ve tünelin hizmete alınmasından ötürü bundan sonraki süreçle ilgii şu soruları soruyor:
1.Peki gümrük kapısı aktif olacağı zaman onca tır ve aracın geçiş yapacağı o güzelim bölgede turistik alan ve tesislere ihtiyaç yok mudur? Elbette ki vardır. Nasıl ki Çıldır Akçakale Adası’ nda hem yaz hem kış turizm faaliyetleri canlanmaya başladıysa bu faaliyetler Aktaş Gölü’ nde neden olmasın?
2.O güzelim cennet gibi güzel doğa harikası ada üzerinde doğru planlamayla ve bölgenin dokusunu bozmayacak şekilde sosyal mekanlar yapılamaz mı?
3.Yaz ve kış etkinlikleri bu mekanlara da uygulanamaz mı?
4.Bu tür turizm hareketlenmesinden göle komşu olan Çıldır-Kenarbel ve Çıldır-Öncül köylüleri kalkınmış olmaz mı?
5.Bu ekonomik döngü Çıldır, Ardahan ve hatta ülke ekonomisine katma değer olarak geri dönmez mi?
Yaşar Geler hocam bu soruların akabinde “Bu soruların hepsinin karşılığı olumludur ve gerçekleşmesi olanaklıdır. Çocukluğumdan bildiğim bu güzelim yerlerin gerek yerel yönetimler gerekse merkezi yönetimler tarafından iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.” diyor ve yazısını şu sözlerle tamamlıyor .
“Ulaşım sorunu; yaz aylarında bir motorla 5 dakikada, kış aylarında atlarla ya da kızaklarla 10-15 dakikada ulaşılabilecek pozisyondadır. Onlarca yerli ve yabancı turist ve ilgilinin konaklama ve ihtiyaç giderimi için uğrayacak olduğu bölgede turistik ve sosyal tesislere ihtiyaç olacağı kesindir. Bütün şehir planlamaları çerçevesinde yakın zamanda mahalle konumuna geçecek köylerimize ait bu yerlerde özellikle Belediyemizin ya da Özel İdaremizin proje üretmeleri öncelikli isteğimiz olsun.
Sonuç olarak şunu söylemekte yarar vardır: Ülkemizin Serhat sınırları bekçisi Çıldır’ımızın bu güzide turizm tabanlı Saklı Ada’ sının acil olarak değerlendirilerek hayata geçirilmesi için ilgili tüm kesimleri göreve davet ediyorum.”
Evet Saklı Ada’nın doğru bir planlamayla ve dokusu da bozulmadan turizme kazandırılması gerekiyor. Ancak, buranın güzelliğinin de korunmasında en temel bilince sahip olması gereken yine bizler olması gerektiğine inanıyorum. Yaşar Geler hocamıza, Maltepe Üniversitesi’nden Prof.Dr Ramazan Korkmaz hocamıza, Em. Korgeneral Alpaslan Erdoğan’a , Maltepe Ardahanlılar Derneği’nin çok değerli yönetim kurulu üyelerine , Siyasal Yaşam Gazetesinden çok değerli meslektaşım Erkan Sarıkaya ağabeye ve her biri birbirinden kıymetli Ardahanlı arkadaş ve dostlarımıza selamlar.
