SON DAKİKA
reklam
reklam

Pembe panjurlu evdeki ihanet!

Köşe Yazarı: SELAHATTİN DEMİREL   Eklenme Tarihi: 3 Haziran 2020, Çarşamba - 08:09   Okunma Sayısı:

Eskimeyen Türk filmlerinde hayal edilen mutlu bir aile yuvası için “pembe panjurlu ev” tabiri kullanılır, bu evlerin içinde huzur, mutluluk ve dürüst bir aşkın olduğu hissi uyandırılırdı.

İzzet, Türkan’la; Orhan, Fatma’yla; İbo, Hülya’yla; Ferdi de Necla’yla hep bu evin hayalini kurmuş, illaki filmin bir sahnesinde panjurlarından bildiğimiz o ev de kendini göstermişti.

Ev sahibinin sorun çıkartmadığı, yüklü bir depozitodan ve yüksek kiradan asla bahsedilmeyecek ev izleyenleri mest etmişti.

“Aman Allah’ım!” diyen mi istersiniz, “Of aman!” diye hayranlığını gizleyemeyeni mi alırsınız, hem sinema salonlarında hem de TV’lerde kendilerini tutamamışlardı.

Aradan yıllar geçti. O filmler, gerilim ve entrika dolu dizilere dönüştü. İzleyici artık yerinde duramıyor, kâh ağlıyor kâh sövüp sayıyordu ki imdada dürüst bir aşkın yaşanma ihtimalinin senaryoya serpiştirilmesi yetişti.

Bu yöntemde bir zaman oğlan fakir oluyordu, kız zengin; bir zaman da kız zengindi, oğlan fakir…

Sevgili yurdumun necip izleyicisi bıkıp usanmadan aynı konuların farklı olmayan karakterler üzerinden takla attırılmasına sadece seyirci oluyordu.

Dizi sektörü de ülkenin politik atmosferini yansıtıyordu sanki. Darbelerle pişirilmiş siyasetçiler, ülkenin neredeyse yarım yüzyılında söz sahibi oluyor, hatta en yüksek makamlara dahi erişiyordu. Onlar da “pembe panjurlu ev” hayallerini siyasi başarıları üzerine mi kuruyordu yoksa?

Konumuz buydu, dağıtmayalım!

* * *

“Kastamonu Taşköprü’de 65 yaşındaki bir adam, internetten tanıştığı kadın tarafından evlilik vaadiyle kandırıldı. Kadının akrabası olduğunu söyleyen 2 kişi, evlilik hayalindeki adamdan düğün masrafı bahanesiyle 23.500 TL ile 13 adet cumhuriyet altını ve 2 adet cep telefonu alarak kayıplara karıştı.

Sonrasında hiçbir şekilde evlenmeyi istediği kadına ulaşamayan adam, durumu jandarmaya haber verdi.

Dolandırıcılar, Kastamonu Jandarma Suç Araştırma Timi tarafından Yozgat’ta yakalandı.”

Özetlediğim İHA haberi böyle.

Bu kişilerin, dolandırıcılık yaparken adında “pembe panjur” geçen bir evlilik sitesinden yararlandıkları haberde özellikle belirtiliyordu.

Siteyi bu haber vesilesiyle duyuyordum. Aklıma ilk gelen şey beni bu yazıya doğru götürdü. Pembe panjurlu ev hayali de ihanete uğrayarak insanın içine ettikleri arasında yerini aldı, diye düşünmüştüm.

Evlilik sitelerini dolandırıcılık amaçları için kullananlar kimseyi şaşırtmamıştır da daha çok sayfiye yerlerindeki evlerde görülen panjurlara yüklenen anlam üzerine kim düşünmüştür acaba?

“Bir insana bir insan herhâlde yeterdi.” diyen Sabahattin Ali, ardından şöyle sormuştu Kürk Mantolu Madonna’da: “Fakat o da olmayınca?”

Evlilik sitelerinden hayatının aşkını bulanlar kaç kişidir, onu ararken dolandırıcılarla karşılaşanların sayısı ne kadardır ve bu tarz siteler ne kadar sağlıklıdır, bilmiyorum.

Görünen o ki günümüz sevileri, artık öyle kolay karşımıza çıkmayan pembe panjurlu evlere yüklenen anlamlar üzerinden değil, bu ismi kullanan evlilik siteleri ve bu siteleri kötü niyetle kullananlar üzerinden aranılıyordu!

Peki, bulunuyor muydu? Uğradığı dolandırıcılıkla belasını bulanları haberde gördük, aşkını bulanlaraysa bu tarz sitelerin reklamları dışında henüz rastlamadık!

Sabahattin Ali haklıydı. Fakat günümüzde bir insana bir insan yetmediği gibi iki parça can da kolay kolay yan yana gelemiyordu artık!

* * *

Bugün 1963’te vefat eden Nâzım üstadın ölüm yıl dönümü. Bir şiiriyle yâd edelim:

“Buyrun, oturun dostlar,

hoş gelip sefalar getirdiniz.

...

Bir eski Acem şairi:

'Ölüm âdildir' — diyor,—

'aynı haşmetle vurur şahı fakiri.'

...

Biliyorum,

ölümün âdil olması için

hayatın âdil olması lâzım, diyorsunuz...

 

Dostlar beni bırakıp,

dostlar, böyle hışımla

nereye gidiyorsunuz?”

 

Selahattin Demirel

[email protected]

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam