SON DAKİKA
reklam
reklam

Bugünden geçmişe Gazze

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 9 Temmuz 2020, Perşembe - 09:01   Okunma Sayısı:

İsrail, büyük abisinden aldığı destekle Filistin topraklarını işgal etmeye ve yeni yerleşim yerleri kurmaya devam ediyor. İsrail’in bu iştahı hiçbir zaman dinmeyecek ve insan haklarını ihlâl etmeye devam edecektir. Bu hırsın karşısına zaman zaman AB çıkmakta ise de sesi cılız kalmaktadır. Başkan Trump’ın da son zamanlarda İsrail’e tam destek verdiği söylenemez.

   Türkiye’ye karşı Filistin yönetimlerinin sicilleri pek parlak olmamakla birlikte Türkiye, oradaki İsrail oyunlarını bozmak ve kendi etkinliğini sağlamak için mücadele vermektedir.

   Gazze şeridi olarak adlandırılan bölge, İsrail’in güneybatısında, Mısır sınırına bitişik Doğu Akdeniz’deki bir sahil bandıdır. Uzunluğu 41 km, genişliği ise 6-12 km. arasında değişir. 360 km karelik bu alanda yaklaşık 1,5 milyon insan yaşar.

   İsrail, 1967 Savaşı’ndan itibaren bölgeyi hukuka uygun olmasa da havadan ve denizden kontrol altında tutmakta ve su kaynaklarını denetlemektedir. Bu avantajla Gazze’de ve hatta Filistin’de kendi istediği doğrultuda iskâna müsaade eder.

 

Dünkü Gazze

   1516 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılan Gazze’den, İstanbul’a pirinç, karabiber, tarçın ve zencefil gönderilirmiş. Mal sevkiyatının yapıldığı zamanlarda bölgedeki aşiret artıkları, deve kervanlarına saldırılar düzenlemiş, “hac” zamanlarında da hacılara karşı bu saldırılarını devam ettirmişler. Bu gelişmeler, Gazze’deki kalenin muhkem hale getirilmesini ve askerle takviyesini gerektirdiğinden kaledeki eski ve kırık toplar ayıklanarak İstanbul’a gönderilmiş.

   Fransızlar Mısır’ı istilâ edince bir birliğini kuşatma amacıyla Gazze’ye göndermiş. Küffarın tedibi (düşmanın haddinin bildirilmesi) için üzerlerine Türk uşakları gönderilmesi planlanmış. Gazzelilerin Fransa’ya taraftar olduğu ortaya çıkınca İstanbul’dan bölgeye Arnavut askerleri ve bol mühimmat ile Yafa, Beyrut, Gazze ve Ariş kalelerine beş obüs, on balyemez ve 55 sürat topu gönderilmiş. Kıbrıs ve Rodos adalarından da gemilerle peksimet ve buğday sevk edilmiş.

 

Hasmane davranış ve eşkıya taktikleri

   Şekavet (eşkıyalık) olaylarının sonraki yıllarda da devam ettiğini görüyoruz. Kayıtlara göre Gazze aşiretinin Sayda eyaletinde eşkıyalık yaptığı, Bitaha ve Tarbey urbanının vukua gelen çok sayıdaki şer ve mazarratı (fenalıkları) anlatılmakta ve bu aşiretlerin Osmanlı ordusuna kiralık deve veren Şamar aşiretinin deve ve koyunlarını gasp ettiği belirtilmektedir.

   Balkanlarda artan karışıklıklar sonucu Osmanlı Devleti Balkan Savaşı’na girmiştir. Bu durum cepheden çok uzakta Urfa’dan Süveyş’e kadar asayişin bozulmasına ve kontrol zafiyeti doğmasına neden olmuştur. Gazze aşiretinin düşmana müzahir davranışlar göstererek Bağdat-Fov güzergâhının telgraf direklerini tahrip ettiği ve tellerini çaldığı bu açıklamalarda mevcuttur.

   Şer alanını genişleten Gazze aşireti, bunlarla yetinmeyip Gazze Şeyhi Cahim bin Keşiş tarafından düzenlenen bir saldırıyla Urfa’da Viranşehirli Noviran’ın develerini de gasp etmiştir. Filistin’de ilk yerleşim, 1882’de Doğu Avrupa’dan kaçan Yahudiler tarafından başlatılmıştır. II. Abdülhamid, 1888 tarihli bir fermanla göçü yasaklamış, ziyaret amacıyla gelen Yahudilerin kalış süresini de üç ay ile sınırlandırmıştır.

 

20’nci yüzyılın başları

  1. Dünya Harbi sırasında Yahudiler, İngilizlere her türlü istihbarat desteğini sağlamışlardır. Bu hizmetlerine karşılık İngiltere Dışişleri Bakanı Belford, 2 Kasım 1917’de kendilerine toprak verileceğini vaat etmiştir. Filistin’in kurtarılması için Yahudiler tarafından kurulan tugay seviyesindeki ilk nizami birlik, 1918 yılında İngilizlerin yanında Türklere karşı muharebeye girmiştir.
  2. Dünya Harbi’nde bu topraklar uğruna Osmanlı Devleti “Gazze muharebeleri” başlığı altında üç kez mücadele etmiş, yüzlerce Anadolu çocuğu şehit, yaralı ve kayıp olarak harp ceridelerinde yerini almıştır. İsrail’in büyük hâmisi İngiltere, bugün yerini ‘bodyguard’ durumundaki ABD’ye bırakmıştır. BOP eşbaşkanlığı, stratejik ortaklık ve teröre karşı işbirliği palavralarıyla Türkiye’yi oyalamaya devam eden ABD, İsrail’in yanında yerini almıştır.
       ABD’nin dümen suyundaki AB’ye, sessizliğiyle Arap Birliği de katkı sağlamaktadır. Aşiretler arasında koyun çalmayla başlayan o topraklardaki kavgaya hep dışarıdan müdahaleler olmuştur. Bu ikiyüzlülük hiç bitmeyecektir. Umalım ki bu kavga tekrarlamasın ve tüm Ortadoğu’ya yayılmasın…

 

Kaynaklar

1 BOA (Başbakanlık Osmanlı arşivi), 29/Z/1178 Hicri, Dosya: 90, Gömlek: 4453, Fon Kodu: C.BLD
2   BOA.    29/Z/1186 Hicri, Dosya: 45, Gömlek: 2222

3 BOA   22/N/1180 Hicri, Dosya: 1124 Gömlek: 49877

4 BOA.  29/Ş/1213 Hicri, Dosya: 184, Gömlek: 7992

5 BOA   03/L/1213 Hicri, Dosya: 163, Gömlek: 6769

6 BOA   19/M/1215 Hicri, Dosya: 409, Gömlek: 16907

7 BOA   23/C/1215 Hicri, Dosya: 135, Gömlek: 6023

8 BOA   03/B/1261 Hicri, Dosya: 105, Gömlek: 5295

9 BOA   30/N/1330 Hicri, Dosya: 19,    Gömlek: 39

10BOA   03/B/1261 Hicri, Dosya: 105, Gömlek: 5297, Fon Kodu: İDH

11BOA   27/Ca/1330Hicri, Dosya: 145-1Gömlek: 17

12BOA   18/Ş/1329 Hicri, Dosya: 26,   Gömlek: 3

13 Nedim, Mahmut, Şükrü, “Filistin Savaşı 1914-1918”, Çev: Abdullah Es, Gnkur.Basımevi, Ankara 1995, s: 2

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam