SON DAKİKA
reklam
reklam

Annesini bıçaklayan genç ve Necip Fazıl!

Köşe Yazarı: SELAHATTİN DEMİREL   Eklenme Tarihi: 9 Temmuz 2020, Perşembe - 09:34   Okunma Sayısı:

Apartmanın merdivenlerinden çıkan adam, emin adımlarla gideceği daireye yürür. Kapıcı, birisinin çıktığını duymuş fakat yüzünü görmemiştir. Adam, cebinden anahtarını çıkarıp dairenin kapısını açar ve bu sefer evin içinde tedirgin ilerlemeye başlar. Adamın çıkardığı ses, evde bulunan kadını uykusundan uyandırır.

Kadın, oğlunun geldiği zannıyla odasından çıkmaya koyulur… Daha kapıya yeni yaklaşmıştır ki adam odaya girer ve kadını boğmaya başlar, o kadar ki ceketinin bir parçası kadının elinde kalmıştır. Kısa bir süre sonra odanın içinde yaşayan sayısı bire düşecektir!

Olaydan bir-iki gün sonra gazeteci çocuk bağırır:

“Nişantaşı cinayetini yazıyor! Elmaslar kadının oğlunda çıktı!”

* * *

Mahkemesi görülen zanlı, ölen kadının oğludur ve buraya kumarhane baskınıyla getirilmiştir. Baskında kadının çalınan mücevherlerinden elmas broş da bulunur ve oğul, annesini öldürmekle suçlanmaktadır!

Bütün deliller, cinayetin oğul tarafından işlendiğini göstermektedir. Boğuşma sırasında kadının elinde kalan ceketin parçası oğluna aittir ve kapı anahtarla açılmıştır, üstelik kadının çalınan mücevherlerinden biri kumarhane baskınıyla ortaya çıkmıştır.

Mahkeme reisi oldukça sert ve peşin hükümlüdür. Katil, kesin oğuldur! Zanlının uyuşturucu ve kumar müptelası olması da yargısında etkilidir! Merhameti yoktur reisin, çünkü “Merhamet, ağızların iğrenç sakızı”dır ona göre!

Annesini öldürmekle suçlanan genç haykırır: “Dehşet içindeyim, Reis Bey, kriz içindeyim! Ben, ellerimi, annemi boğmak için işletmiş değilim!”

Reis’in delillerle desteklediği karar idamdır. Oğul, cinayetin işlendiği saatte onu yetiştiren dadısında olduğunu söylese de bunu ispatlayamaz. Ceketini bir gece kumarhanede unuttuğundan ve evin anahtarını da yine burada düşürüp sonra bulduğundan bahsetmesi de onu kurtarmaya yetmeyecektir!

İdam edileceği sabah Reis Bey’e suçsuzluğunu kanıtlamak adına son bir gayrette bulunur. Yakın zamanda onu görmeye gelen dadısı gördüğü bir rüyayı anlatır. Rüyada genç, kumarcı arkadaşlarından birine annesinin mücevherlerinden birini vermiştir.

Sadece maddeden oluşan Reis Bey, rüyayı dikkate alacak değildir. İdamlık gence bakıp “Ağlanacak hâl” diyen Reis’e, gencin karşılığı “Etmeyin Reis Bey, siz ağlayamazsınız! Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz!” olur ve ekler: “Mühürlü kalbinizin; bir gün açılmasını dilerim.”

Ödül olarak kendisine giydirilen yağlı urgan boynundayken iskemlesini kendi tekmeler genç adam ve bu dünyadan ayrılır.

* * *

Manisa Kula’da 18 yaşındaki bir genç, annesini arayıp evin önüne çıkmasını istedi. Ne konuşuldu ne tartışıldıysa annesini 15 kez bıçakladı. Ağır yaralanan kadın, hastaneye yetiştirildi, annesini yaralayan gençse ilçe Emniyet Müdürlüğü’ne gidip teslim oldu.

Haberi okuyunca Necip Fazıl’ın “Reis Bey”ini hatırladım. Oradaki genç, işlemediği bir suçla idam edilir, çok geçmeden gerçek katil ortaya çıkar. Bu olay, kaskatı Reis Bey’in imana gelmesine vesile olur, önce emekliliğini ister ve ihmal ettiği önemli şeylere kendini adar. Haksız yere idam ettiği gencin gittiği yerleri gezer, “gözyaşı çetesi” kurmaktan, bu çetenin reisliğine talip olmaktan bahseder mesela.

Üstadın filme de uyarlanan piyesini hatırlatan Manisa’daki olayda asıl beni dehşete düşüren, bir oğlun, annesini rahatlıkla bıçaklamasıydı. Üstelik olay anını kamera kaydıyla da izleyip haberciliğin yaptığı zirveden yararlanıyorduk!

“Daha önceki haberlerde anne-babasını öldürenlere rastladığımızdan biz şaşırmadık.” diyorsun kıymetli okur, biliyorum ama iki olay arasında feci bir kıyasa girişmemek de mümkün değildi!

Edebiyatın konu ettiği olay, uyuşturucu ve kumar müptelası bir gencin mahkemede “Ben, ellerimi, annemi boğmak için işletmiş değilim!” diye isyan edişini işlerken günümüzdeki olaydaysa şüphesiz, soru işaretsiz bir cinayet girişimi vardı.

Neyse ki kadıncağız ölmemişti fakat bu evladın, annesini öldürme kastıyla bıçaklamasına hafifletici bir sebep bulunabilir miydi?

Galiba yaşadığımız dönemde eski zamanın katı yürekli Reis Bey’leriyle kimi gençleri yer değiştirdi!

NOT:

6 ay önceki bir yazımdır. Buraya almadığım yazıları ara ara paylaşıyorum.

Yazımda geçen olay, sene başında yaşanmıştı. Yaralı kurtulan anne şimdi daha iyidir inşallah ve oğul da pişmanlıklar denizinde epeyce bir kulaç attıktan sonra sağ salim karaya çıkarak anneciğinin ayaklarına kapanır umarım.

* * *

Ersin Ergün’den:

“titrek bir mum alevinin

havaya bıraktığı bulanık bir is

ve yollara dökülen göz gözü görmez bir sis

değildik biz.

...

beni yaşamımla sorgula

iki gözüm

beni yüreğimle...

bilimle anla beni

felsefeyle anla beni

tarihle anla beni

ve öyle yargıla.”

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam