SON DAKİKA
reklam
reklam

Gece çalan telefon!

Köşe Yazarı: SELAHATTİN DEMİREL   Eklenme Tarihi: 5 Ağustos 2020, Çarşamba - 10:45   Okunma Sayısı:

Geride kalan bayram havası, yerini “Acaba salgında yayılma oldu mu?” sorusuna bıraktı. Şehir değiştirmelerin çokça olduğu bir ortamda 14 gün kuralını hatırlayan da pek olmadı.

“Plajlarda korkutan görüntü” haberini “Şile’de tıka basa yolculuk” izledi ve “Bodrum’a akın” başlığıyla da pek çok kişinin kurban kesmek için Bodrum’a gittiğinin haberini aldık! Bodrum’da turizmin yanında hayvancılığın da geliştiğini görerek sevindik böylece!

Her şeye karşın bayram ziyaretlerini yapanlar da oldu. Ziyaret listesinde fazlaca eleme yapıp maske ve mesafe kontrolüne dikkat edenlerin yanında bunu iplemeyenleri de fark ettik.

Bense bayramda derviş selamımı daha da yoğunlaştırdım ve bunun çok fiyakalı olduğunu düşünmeye başladım.

Elini, kalbine götürmek suretiyle büyük-küçük demeden kimseyle ne tokalaşıyor ne de sarılıyorsun. Her bayram asla harçlık vermemesine karşın elini, gözünüze sokarak öptürmeye çalışan kıymetli büyüklerimize de ciddi bir mesaj vermiş oluyorsun, fena mı?

Salgının yayılma hızının bayram tatilinde hızlanıp hızlanmadığının ileriki günlerde belli olacağını söylüyor uzmanlar ve uyarıyor “Dikkat!” diye!

Çoğu insanımızsa zihinleri allak bullak eden bir virüsü düşünmemeye çalışarak mutlu oluyor!

Dikkatli olmakla hepten kapıp koyuvermek arasında gidip gelenlerse şaşkınlığına devam ediyor ve o sırada bir telefon çalıyor. Acaba kim arıyor?

SİZ DE ARANDINIZ MI?

Bayramın son 2 günü +370’le başlayan iki farklı numaradan çok kısa çağrılar aldım telefonuma. Hatta sonuncusu, gecenin 2’sindeydi.

Telefon numarası, Litvanya’ya aitti. Yazılarım bu ülkede de okunuyor, çeşitli gazete ve yayınevlerinden mi aranıyordum yoksa?

İnternette araştırdığımda, özellikle bayram boyunca bu çağrıların ülkemizdeki cep numaralarına düştüğünü görüyordum. Hatta işi gırgıra alıp “O ne ki? Beni Solomon Adaları’ndan aradılar!” diyen insanlarımız da bulunuyordu.

Bu bir dolandırıcılık işiydi ve numara, geri arandığında kontörler tükeniyor, fatura kabarıyordu. Neyse ki böyle bir delilik yapmamıştım.

Gecenin 2’sinde gelen son çağrının yanında Prienai yazıyordu. Burası Litvanya’nın 10 bin nüfuslu bir şehriydi. Prienai’den gelen çağrıdaki ayrıntı, aslında her şeyi açıklıyordu. “Şehrin isminin sonundaki harflere dikkat etmeden enayilik edip çağrıya dönerseniz gününüzü görürsünüz!” deniyordu sanki!

Eskiden gece saatlerinde ev telefonlarını arayan yerli sapıklarımız vardı. Telefondan bir kadın sesi gelirse ısrarcı olur, numaraya dadanırdı. Cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla mobile terfi eden bu sapıklar şimdi daha çok sosyal medyada faaliyetlerine devam ediyorlar.

Litvanya kodlu numara bunları düşündürürken bayramda bir tebrik mesajı bile yazmayanları da hatırlıyordu insan! Toplu mesaj gönderenler bile bir girişimde bulunurken bu insanlar dünya telaşına kapılarak kendilerinden başka kimseyi düşünmüyordu sanki!

* * *

Artık geride kalmış bir bayram için konuşması çok kolay olduğu için düşüncelerimize bir ara verelim. Yola çıkanlar, dönenler, dönemeyenler, sosyal mesafe, maske derken esas bayramı yaşamayı unutmadık inşallah!

* * *

Attila İlhan’dan:

“zamanlar değişti

ayrılık girdi araya

hicrana düştük bugün

...

hayat zamanda iz bırakmaz

bir boşluğa düşersin bir boşluktan

birikip yeniden sıçramak için

elde var hüzün”

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam