SON DAKİKA
reklam
reklam

Yürürken düşünülecek şeyler!

Köşe Yazarı: SELAHATTİN DEMİREL   Eklenme Tarihi: 13 Ağustos 2020, Perşembe - 09:11   Okunma Sayısı:

İnsanlar yürüyor, birbirinden bir şey saklarcasına kimseyle göz göze gelmemeye dikkat ederek... Akıllarında, ödenmesi gereken borçları ya da kavuşmayı hayal ettikleri güzel günler var belki.

Bindikleri toplu taşıma aracındaki kalabalığa esefle bakıyorlar, hâlbuki onların varlığı da bu kalabalığın sebebi değil mi? Yaz ayında olduğumuz, sıcak havalardan ve bunun giyimlere yansımasından belli.

“Deniz, plaj, seyahat” gibi laflar edenler her an ayıplanabilirler ama düşünmeden de olmuyor ki! Geçen sene gidilen ve hâlâ borçları ödenen o tatil de fena değildi hani! Ya şimdi?..

İşten olundu, eşle anlaşamama daha bir arttı ama az da olsa “Sahi bugüne kadar hiç mi düşünmemişiz hayatımızı?” diye bir iç murakabe girişiminde bulunuldu.

Pek çok şeyi düşünürken karamsarlık veren haberlerden, bitmek bilmeyen arayışımızın hâlen devam edişinden uzaklaşıp sonunda bir karara varılır gibi oldu.

Bunca zamandır uğruna günlerin hunharca heba edildiği dertlerin saçmalığı gün yüzüne çıktı ama şimdi de umutlu olmak için neden bulmaktaki zorluğa ne demeliydi?

* * *

İnsanlığın, tarih içinde verdiği sınavlara bakılırsa şimdiki o kadar da korkunç değildi aslında. Zihinlerin allak bullak olmasının nedeni, insanın acizliğinin ortaya çıkmasıydı galiba!

Epeydir bundan konuşulmamış, müthiş teknolojik ilerlemeler üzerine odaklanılmıştı. Belki bu gidişle yağmur-kar yağdıran ve güneşi kontrol altına alabilen bir teknoloji icat edilecek, sonunda da insanın yaşlanması engellenip ölümsüzlüğe kavuşturulmasıyla…

“Yuh artık!” mı diyorsunuz yoksa? Doymak bilmeyen insandan bahsediyoruz, unuttunuz mu? Ne doyururdu onun gözünü? Bir avuç toprak!

* * *

İnsanlar yürüyordu en son ne oldu peki? Hâlen yürüyorlar, görmüyor musunuz? Kimi kendi kendine düşünüyor ve bir türlü işin içinden çıkamıyor, kimi karşısındakine fark etmeden bakıyor ve hep yürüyor, zaman zaman da koşuyorlar.

Yetişilecek bir şeyler var. Ömür denilen şey böyle geçiyor. Merkez Bankası’nın likidite limitlerini sıfırlaması minarelerden yükselen selalara etki etmiyor.

ABD’ye sipariş ettiğimiz ama bize teslim edilmeyen F-35’lere verilen paraların nasıl geri alınacağıyla Rusya’dan alınıp hâlâ kurulmayan S-400’ler üzerine yürürken düşünen olur mu dersiniz?

Sokak ve caddelerde yürüyenler arasında TV, gazete ve internette reklamlarından geçilmeyen vakıf üniversitelerini aklına getiren de olur muhakkak, hele gençler arasında…

İsmini duymadığımız ne çok üniversite varmış sevgili ülkemizde! Bastırılan para karşılığında çok iyi bir eğitim alınacak, mezuniyet sonrasında da dolgun maaşlı bir iş… Tabii hesaplar tutarsa! Ne diyorlar bu kurumların reklamlarında: “Hayalinizdeki gelecek…”

Hayalimizdekiler bir gün gelecek mi bilmiyoruz ama Yahya Kemal’in dediği gibi “İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar.”

Yahya Kemal’in bu mısrasından üniversitelerimizin edebiyat fakültelerinde bahsedilir ama şairin geçim darlığına düştüğü yıllarda bir şarap fabrikası için yazdığı şu iki mısradan pek konuşulmaz:

“Biz veda etmek üzereyiz kedere
Getir ahbap bir …dere”

Yürürken düşünülecek şeyler arasında nelerin olup olmadığıyla ilgili bir araştırma çalışması yapılmadı galiba henüz.

Ateşte bıraktığı tencereyi hatırlayıp yürüyüşünü ansızın ters istikamete yöneltenler de olur muhakkak.

Peki, yürürken siz neler düşünürsünüz, hiç düşündünüz mü? Yoksa, hiç mi?..

* * *

Madem Yahya Kemal dedik, onun bir şiiriyle:

“Sevdiklerim göçüp gidiyorlar birer birer

Ay geçmiyor ki almayayım gamlı bir haber.

Kaybetti asrımızda ölüm eski hüznünü,

Lakayd olan mühimsemiyor gamlı bir günü.

...

İlmin derin görüşleri, aklın hükümleri

Doldurmuyor boşalmış olan hisli bir yeri.”

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam