Terör anlayışı
Arap tedhiş örgütlerinin cirit attığı Lübnan’da suların henüz durulmadığı, Suriye ile dört başı mamur barış sürecine girilmediği bir dönemde İsrail, Filistin sorununun ağırlığını yaşamakta ve bazen insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle Avrupa kamuoyundan tepkiler almaktadır.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen Irak’ın kuzeyindeki gelişmeleri dikkatle takip etmekte olan İsrail, Türkiye’nin sınır ötesi faaliyetlerine destek sağlamak ve harp vasıtaları için elektronik sistemler satmak suretiyle ilgi ve çıkarlarını gözetmekteydi. Bölgedeki Kürtlere destek vererek Şiilerin etkinliğini kırmaya çalışmakta ve dolayısıyla İran’a karşı tehdit oluşturduğunu hissettirerek Irak’ın kuzeyinde yapılacak büyük çaplı yatırımların gecikmesine neden olmaktaydı.
Osmanlı Devleti’nin geçmişte Yahudilere kucak açmış olmasının düne kadarki iyi ilişkilere temel teşkil ettiği söylenebilir. Türkiye’nin 1949 yılında resmen tanıdığı İsrail, Ermeni Diasporası’na karşı Türkiye’nin yanında çok etkili bir lobi oluşturmaktaydı. İran’ın, nükleer gelişme programını uluslararası denetime açmamasının Türkiye’yi rahatsız ettiği kadar İsrail’i de rahatsız etmesi doğaldır.
*** *** ***
Demokrasi anlayışı
Liderlerin demokrasi anlayışıyla başka devletlerce sunulan ısmarlama demokrasi anlayışı farklıdır. Sindire sindire özümlenerek kazanılmış yıllara dayanan demokrasi anlayışı da farklıdır. Lider sultasına dayalı demokrasilerde ölüm, hapishane ve sürgün gibi olgular her zaman göze çarparken ısmarlama demokrasilerde kitle kıyımı, uzak ülke hapishanelerinde toplama kampları oluşturma, ülkenin ekonomik gücünü kırma, tarih bilincini silerek geçmişle bağlarını kopartma ve ülkede kaos yaratma gibi niyet ve çabalar yatar.
Ismarlama demokrasi vaat eden ülke bunları yaparken hedef ülkenin vatandaşlarından kendisine yandaş, demokrasi aşığı (!) ve ülke çıkarlarını kendi çıkarlarının üstünde tutan (!) tipleri yanına alır, onlara eğitim vererek daha iyi kıyım yapmalarını sağlar. Hedef ülkenin ekonomik gücünün önemli bir bölümünü elinde tutmaya çalışır. Nasıl mı?
Diktatörlerin yönettiği ülkelerde halk, nasıl yönetildiği üzerine kafa yormaz. Geçim derdi onun için önceliklidir. Başkalarının güdümlemesiyle Osmanlı’da olduğu şekliyle “Tanzimat ve Islahat” gibi birtakım düzenlemeler, Afganistan, Irak ve Libya’daki gibi ”ısmarlama demokrasi” çalışmaları ve Afrika’nın kuzeyinde başlayıp Doğu Akdeniz’e kadar ulaşan “Arap Baharı” rüzgârları ortaya çıkar. Petrol, doğalgaz hatta suyun var olduğu yerler rüzgâr alır. Kamboçya’da, Kuzey Kore’de, Çin’de, Küba’da esmez, estirilemez. Bu ve benzeri ülke ve yerler kuytuda kalır.
Bu rüzgârlar bir nükleer serpinti gibi etkilerini yıllarca sürdürür ve yıllar sonra yeni etkileri ortaya çıkar. Bu etkilerin içinde tarih bilincinin silindiği, yer altı ve yerüstü servetlerinin üretimi ve işletiminin başkalarının eline geçtiği, bayrak, ulusal marş, para gibi değerlerin değiştiği görülür. Dün Osmanlı’nın yaşadığı kapitülasyon, bağışlama, toprak terki ve ianeler, bugün anlaşmalardan doğan icabete, uluslararası finans kuruluşlarının yardım veya kısıtlamalarına ve AB kriterlerinin yaptırımlarına zemin teşkil eder.
*** *** ***
Matematik Hesapları
Mutfak ekonomisinin gözdesi, nohutla fasulye
Sizlerle başlamıştık sayıları öğrenmeye.
Ardından geçtik dört işlem ve parmak hesabına
Okula alışınca başlamıştık tebeşir kavgasına
Formüller, diyagramlar, hesap cetvelleri,
Anlamıyorduk, kafamızda eserken kavak yelleri
Hepimiz bildiğimizi sanıyorduk geometriyi,
Ancak ev yapısında tutturamıyorduk simetriyi
Üçgenin iç açıları toplamı yüz seksen derecedir
İnanmazsınız ama bizim için gerçekten bilmecedir.
Hele o havuz hesapları, o gün havuzları doldurup
Bugün barajları dolduramadığımız hesapları
Dairenin alanı, pi sayısı, çarpım tablosu
Elinde düdüğü ile Numan Hoca, okulun biblosu
Sıkı mı teneffüsten derse geç girmek
Hiç de hoş olmuyordu pergelle dayak yemek...
(Cengiz Baysu, Bir Avuç Gökkuşağı)