Kıymetli okurlarım; ilk yazımla sizlere karşınızda olmaktan mutluyum. Kalemimden ; eğitim ve spor başta olmak üzere hayatın tüm renkleri olacak. Bana bu fırsatı sunan gazetemizin çok değerli kadrosuna şükranlarımı sunuyorum. Ve elbette çok kıymetli ailem; SÖNMEZ ailesine sonsuz teşekkürlerim var.
Bugünkü ilk yazım; ömrüm boyunca sarı-kırmızı renklerine gönül verdiğim Galatasaray’la ilgili ; daha doğrusu Galatasaray’ın son şampiyon Başakşehir’i yendiği maçla ilgili bir yazı.
Bu yazımın herkese içten bir “merhaba” deme yazısı olmasını istedim. Sporu seven tüm kadınlara ve erkeklere “merhaba”!
**********************************************************************
En çok sesini özledik o stadın… Çoğu zaman zaferlere tanık olan o koltukların zorunlu boş kalışı hepimizin canını yakıyor.
Stada girmek bende her zaman aile evime gelmişim gibi bir his uyandırır. Çokça heyecanlanmamın, çocukça çığlıklarla koşar adım stada gitmemin sebebi de budur. Normalleşme devam ettikçe onunla da kavuşacağız inşallah!
Salgın, liglerin ertelenmesi, sakatlıklar derken koskoca bir sezonu uzatmalı olarak geride bıraktık. Hepimizi etkileyen bu günlerden sonra gözümüzü transferden gelecek haberlere çevirirken lig yeniden hayatımıza döndü bile. Ligin ikinci haftasında da fırtına gibi esen bir Galatasaray izledik.
Son şampiyon Başakşehir’e konuk olan sarı kırmızılı ekip oynadığı takım oyunuyla izleyenlerden tam not aldı. Sadece ilk 11’den değil İ aynı zamanda yedek kulübesinden de verim almayı başaran Fatih Terim, gecenin sonundan mutlu ayrılan teknik adam oldu. Daha maç başlamıştı ki 30.Dakikada ilk pas istatistiklerine göre 153-87 önde olan Galatasaray, oyunun kontrolünü elinde tuttuğunu gösterdi. Üstelik Başakşehir’in pas oyununda ne kadar iyi olduğunu hatırlarsak bu büyük bir başarıdır. Her hafta üstüne koyarak giderse bu oyun sezon sonunda şampiyonluğu altın tepside getirir sarı kırmızılı takıma.
Başakşehir’de ise işlerin yoluna girmesi ve Okan hocanın takımı toparlaması şart. Okan Buruk ikinci yarı maça müdahale etmeye çalıştı. Belli dakikalarda başarılı da oldu ancak yeterli gelmedi. Gecen hafta da Hatayspor karşısında kaybetmişlerdi. Üst üste iki yenilgi onlar için de ciddi bir uyarı.
Maçın içinden karelerle devam edersek, Saracchi sakatlanıp çıkana kadar kendi bölgesini gayet iyi idare etti. Yerine geçen Martin Linnes ise her zaman disiplinli, hazır görüntüsüyle hem teknik ekibe, hem taraftara güven veriyor. Olası bir Fenerbahçe ilk 11’inde olma durumunda da sonuna kadar desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Luyindama-Marcao tandemi gayet uyum sağladı. Defans çok temiz ilerliyor. 1-2 hata vardı, ancak o kadarı olur. Taylan böyle devam ederse önü çok açık olan bir oyuncudur. Adrese teslim uzun pasları ve solunu da kullanabiliyor olması bunun en büyük göstergesi. Taylan, İrfan’ın yakın takibinde de olsa Marcao desteğiyle buralarda rahatlamayı başardı. Rakibe yaptığı ani baskıları da çok yararlı buluyorum.
Yeni transferlerimizden Omar, yaptığı preslerle göz doldurdu. Ancak hızı tekniğinden iyi olan Omar zihinsel yönden de geliştirmeli kendisini. Performansı diğer oyunculara göre biraz geride kaldı.
Belhanda ise şık bir golle geceki performansını taçlandırırken, maç içindeki aksiyonlarıyla hocanın ondan neden vazgeçemediğini göstermiş oldu. Oyunun tamamına odaklanırsak Galatasaray geçen sezonun ikinci yarısında (pandemi öncesi dönem) kaldığı yerden devam ediyor demek yanlış olmaz. Hoca da oyuna konsantre olunca böyle sonuçlar almak zaten Galatasaray için beklenir bir şeydir.
Bir alkış da Atilla Karaoğlan ve ekibine. Türk futbolunun böyle dinamik ve cesur hakemlere çok ama çok ihtiyacı var.
Fatih Terim’in oyundan keyif alarak bu takımı yönettiği sürece performansının da düşeceğini zannetmiyorum. Vaktinizi şu kısacık değerlendirme yazıma verdiğiniz için teşekkür ederim. Şimdilik hoşça kalın ve sağlıkla kalın .
