SON DAKİKA
reklam
reklam

Cumhuriyet Haftası

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 30 Ekim 2020, Cuma - 09:52   Okunma Sayısı:

 

“Cumhuriyet Haftası”nda hazırlıkları çeşitli etkinliklerle devam ediyor. 2015 yılının sonlarında Suna-İnan Kıraç Vakfı’nın düzenlediği Cumhuriyet fotoğrafları sergisini gezmiştim. Sergide eşsiz fotoğraflar vardı. Bu fotoğraflardan bazılarını Cumhuriyet Haftası boyunca gazetemizde yayımlamıştık.

 

Cumhuriyet’in ilk yıllarında

Sergideki yazılarda İstanbul’da Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına birkaç gün öncesinden başlandığını okumuştum.  Taksim’de Cumhuriyet Anıtı’na çelenkler bırakılır, resmi kurumlar, özel kuruluşlar, evler, dükkânlar, vapurlar, tramvaylar bayraklarla donatılırmış.

29 Ekim günü sabahı saat 10.00 civarında Babıâli Caddesi’nde vilâyet binası önünde bir bando, jandarma ve polis bölükleri İstanbul valisini ziyarete gelenleri karşılarmış. Tören yeri Beyazıt Meydanı olup o gün Sultanahmet’te toplanan askeri ve sivil topluluklar, Beyazıt’a gelir, törenin başlamasını beklerlermiş.

3’üncü Kolordu Komutanının denetiminden sonra saat 12.00 civarında Darülfünun’un Beyazıt Meydanı’na bakan kapısının önünde kurulan tribünde Vali ve Belediye Başkanı, 3’üncü Kolordu Komutanı, Donanma Komutanı, milletvekilleri, konsoloslar, subay ve sivil yöneticiler yerlerini alırlar, konuşmalar yapılırmış.

 

Geçit sırası ve geçit güzergâhı

Bandonun çaldığı marşlarla önce muharip gaziler, askeri birlik ve okullar, tanklar ve polisler geçerlermiş. Darülfünun, yüksekokul ve öğretmen okulu, lise ve ortaokul öğrencileri onları takip eder; kız ve erkek izciler boru ve trampet takımlarıyla, itfaiyeciler araçlarıyla, esnaf dernekleri pankartlarıyla geçerlermiş.

1931’den itibaren bir de Mehter Bölüğü korteje katılmaya başlamış törenlere. Tören alayı, meydandan ayrıldıktan sonra yol üzerinde toplanan halkın arasından geçer, Yeniçeriler Caddesi, Divanyolu, Alemdar Caddesi, Sultanahmet, Sirkeci, Reşadiye Caddesi ve Galata Köprüsü’nü katettikten sonra Şişhane Yokuşu’nu takip ederek Tepebaşı’na ulaşılır, İstiklâl Caddesi üzerinden Taksim’e varılırmış.

 

Resimler

Sergideki resimler 1920-1930’lu yıllara aitti. Kurtuluş ve kuruluşunu tamamlamış olan genç Cumhuriyet, kalkınma hamlelerine başlamıştı. Esnaf, temin edebildiği araçlarla ürettiklerini tören alanına taşırken görülüyordu. Kıyafetlerini özenle giymiş insanlar gayet vakur, yurt ve  bayrak bilinciyle Atatürk sevgisiyle bütünleşmiş…

Savarona yatında Atatürk’ü görmek isteyen İstanbullular, bindikleri vapurun sağ tarafına toplanınca vapur yana yatmış. Halâs vapuru benim çocukluk dönemimde de hizmet görüyordu.

 

Şapka devrimi

25 Kasım 1925’te yapılan şapka devriminin ardından şapkanın her çeşidine bir rağbet başladığı görülüyor. Kıyafette yenilikler 1934 yılında çıkarılan kanuna kadar uzunca bir süreçten geçmiş. Her şeye rağmen kıyafetler pırıl pırıl…

 

Tören alanları ve sofralar 

Tören alanının temizliği de dikkat çekiyor. İnsanların Mustafa Kemal’e (24 Kasım 1934 Soyadı Kanunu’ndan sonra Atatürk’e) inancı, sevgisi ve bağlılığı çok yüksek seviyede. Onu gören her yaştaki insan hemen ellerine sarılıyor. Halkın içinde olmaktan son derece mutlu olan Atatürk fırsat buldukça onlarla konuşuyor ve resim çektiriyor.

Yemek sofraları, Atatürk’ün çok önem verdiği buluşma ve tartışma yerleridir. Adeta seminer havasında geçen ve ciddi konuların tartışıldığı bu mekânlar, gelecekte düşünülen hamleler için karar alma anlarıdır. 

Muharebe alanlarında bile kitap okumaktan geri kalmayan Atatürk’ün,  yemek protokolüne çok önem verdiği bilinmektedir. Atatürk, burada kendi düşüncelerini de etrafındakilere açarak bilgilendirmeye özen göstermiştir…

Dünün 20 milyonluk Türkiye’si bugün 80 milyon. Nüfus dört kat artmış ama Atatürk ve Cumhuriyet sevgisi kat be kat artmış. Halkımız vatanına ve devletine sahip çıkıyor. Yarınlara daha güvenle gidiyoruz.

Atatürk’ümüz başta olmak üzere onun silah arkadaşlarını, Milli Mücadele kahramanlarını, tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla rahmetle anıyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam