SON DAKİKA
reklam
reklam

Dünya Düzenin Sonu ve ABD Başkanlık Seçimleri

Köşe Yazarı: HASAN BİRGÜL   Eklenme Tarihi: 3 Kasım 2020, Salı - 11:26   Okunma Sayısı:

Günümüz dünyasını anlamak için daha önceki dünyayı anlamakla işe başlamalıyız saygıdeğer okurlar.

Dünya düzeni, uluslararası ilişkilerin temel kavramlarından biridir. Dünya düzeni, belirli bir andaki veya belirli bir zaman dilimi içinde dünyanın durumunun bir tanımı ve ölçüsü olarak görülmektedir. Küresel duruma baktığımızda geri çekilen bir Amerika Birleşik Devletleri, yükselen bir Çin Halk Cumhuriyeti, agresif ve iddialı bir Rusya, politik kıskaçta olan AB ve patlamaya hazır bir Kuzey Kore, sinsi siyaset izleyen İran ve yalnızlaştırılmaya çalışılan bir Türkiye var.

Soğuk savaş döneminde oluşan düzen iki kutupluydu. Amerika ve Sovyet denklemi üzerinden bölünmüştü. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği’nin çöküş dönemiyle beraber, ABD liderliğinde bir dünya düzeni sistemi oluşturuldu. Ama şuan ki siyasi retorik dönemine baktığımızda Küresel Salgının dünyayı esir alması, bölgede ki denklemlerin değişmesi yaklaşan ABD seçimleri bize farklı bir sisteme bakmamız gerektiğini gösteriyor. Koronavirüs salgını tarafından hızlandırılan bir belirsizlik dönemi var. Henry Kissinger ve ABD Dış politika kıdemli araştırmacısı Robert Blackwill ve Brookings Enstitüsü kıdemli araştırmacısı ve ABD’nin Avrupa merkezi direktörü ABD politikasının artık ciddi anlamda çöküşe doğru sürüklendiğini aktarıyor.

ABD seçimlerine kısa bir süre kaldı. 2020 ABD seçimleri dünya nezdinde radikal uluslararası belirsizlik dönemi olarak adlandırabilir. ABD’nin dünya liderliği iddiasının devam edip etmeyeceği ve ulus devlet sistemine doğru yönelip evirilmeyeceğinin kararı çıkmış olacak. Washington yönetiminin uluslararası sistemdeki rolü̈ hem de Amerikan iç politikası açılarından en önemli ve kafa karıştırıcı seçimlerinden biri olması düşünülmektedir. Seçmen bir yandan Trump’ın küresel salgını iyi yönetip yönetmediğine, ekonomik çöküşten sorumlu olup olmadığına, ırkçılık meselesinde sorumlu davranıp davranmadığına karar verirken diğer yandan da Amerikan ulusalcı popülizminin kalıcı olup olmayacağını belirlemiş olacak. Asıl durum şu ABD uzun süredir küresel bir çıkmazın içinde debelenip duruyor. Ortadoğu’da bitmek bilmeyen ABD Hegemonyası ve Afrika’daki politik analizleri, yeni dönemde nasıl bir uluslararası siyaset izleyeceği merak konusu olmaktadır.

Başkanlık seçimleri için gün sayan ABD'de adaylar Trump ve Biden, özellikle kritik eyaletlerde saha ve lobi çalışmalarına devam ediyor. 2020 Model bir ABD Başkanlık seçimleri izleyeceğiz. Tabi heyecan dorukta diyemem. Çünkü ABD Sistemi çökmüş durumda ; demokrasi zırvalarını kimse yemiyor, artık Trump hasta oluyor. Biden kahramanlığa soyunup ülkelere demokrasi getireceğiz methiyeleri düzüyor. Geçiniz Efendim artık Uluslararası siyaset bu basmakalıp cümlelerden ve retoriklerden sıkıldı. Amerikan Rüyası bitti gençler uyanın. Amerikan demokrasisi ve kurumları ve sistemleri açısından tüm dünyaya örnek gösterilen ve ülke vatandaşlarının da demokrasileriyle övündükleri bir rejimdir derler, içimizdeki İrlandalılar fakat Amerikalı yöneticiler, sisteme böyle bakmıyor. Al parayı ver Başkanlığı daha net bir slogan bu seçimler için.

Soğuk Savaş sonrasında ABD’li sosyal teorisyenler tek kutuplu bir dünyayı öngörürken etkileyici biçimde dünya çok kutuplu bir yapıyı ve güç bloklarını net olarak ortaya çıkardı.

SDE’nin strateji yazarları tarafından sıkça dile getirilen yeni uluslararası sistem, ABD’yi merkez ülke olmanın dışına doğru itmeyi sürdürüyor. Dünya farklı merkezler ve bölgesel güçlerin etrafında toplanırken, ABD bu yeni güçler karşısında sahip olduğu askeri ve ekonomik gücü arkasına alarak öncülüğünü sürdürme iddiasını devam ettirmek için stratejiler yapmaya çalışsa da sistem artık bunu kabul etmiyor. 3 Kasım sonrası ise Amerikan siyaseti kaos ve muammayı beraberinde getiriyor. Senelerdir siyaset kurumuna azalan güvenin artık tamamen zirveye çıktığı ve kutuplaşmanın had safhaya ulaştığı 2020 model bir başkanlık seçimi var karşımızda. Dünya ülkeleri Dağlık Karabağ’daki; Azerbaycan- Ermenistan savaşına odaklansa da asıl önemli mesele Amerikan başkanlık seçimleri. ABD’nin dünya üzerinde küresel rolünün ne olacağı herkesi ilgilendiriyor. Ve bu Trump’ın mı yoksa Biden ’ın mı kazanacağı ile yakından alakalı.

ABD BAŞKANLIK SEÇİMLERİ ANALİZİ

Pew Araştırma Merkezi’nin Eylül ayın dayattığı kamuoyu araştırmasına göre; ABD gündeminin en önemli konusu ekonomi olarak gözüküyor. ABD başkanlık seçimi şimdiye kadar yapılan başkanlık seçimlerinin birçoğundan daha fazla belirsizliğin yaşandığı bir dönemde yapılıyor. Araştırmalara göre seçmen için önem sırasında öne çıkan ana başlıklar yüzde 79 ile ekonomi, yüzde 68 ile Sağlık hizmetleri, yüzde 64 ile Yüksek Mahkeme atamaları, yüzde 62 ile koronavirüs salgınının seyri ve yüzde 59 ile şiddet içeren suç̧ unsurları olduğu öngörülmektedir. Biden ve Trump destekçilerinin 2020 başkanlık seçiminde oy kullanırken en önemli olarak addettiği sorunlar çerçevesinde ABD’nin politik olarak bölünmüş̧ olma durumu ön plana çıkıyor.

NBC News/The Wall Street Journal anketine göre katılımcılara bu meseleleri kimin daha iyi ele alacağı sorulduğunda ise katılımcılar Trump’ı yalnızca ekonomi alanında tercih ediyorlar. Fakat Yüksek Mahkeme ataması ve Sağlık hizmetleriyle ilgilenmek gibi önemli konularda Biden ve Trump arasındaki oy oranı açılmaya başlamıştır. Anketlere göre ırkçılık ilişkilerindeki problemlerle başa çıkmak, Başkan olarak doğru hamlelere sahip olmak ve kadınları endişelendiren sorunları ele almak gibi meselelerde Biden ‘ın tercih edilmesi oy oranlarında yansımış durumda. Koronavirüs krizi ABD’deki bozuk sistemi altüst etti. Seçmen bu süreci Trump aleyhinde kullanacak. Buna benzer bir salgın ABD’de ve dünyada en son yüz sene önce İspanyol Gribi ile yaşanmıştı. Hayatın altüst olması, ekonomiyi aksatması ve 200 binden fazla kişinin ölmesiyle koronavirüs krizi seçmen davranışını bu seçimlerde etkileyecek önemli unsurların başında gelmektedir.

ABD’de ilk vaka 21 Ocak 2020’de Washington’da doğrulanmıştı. ABD’deki bugün itibariyle toplam vaka sayısı 9.023.894 olarak kayda geçmiş durumda. Toplam ölüm sayısı ise 233 bin 157'ye yükseldi. Koronavirüsün ABD’de hızla yayılması ve pandemi süreciyle Amerikan ekonomisinin kötüye gitmesi sebebiyle Demokratlar tarafından Trump yönetimi sürekli suçlandı. Trump’a koronavirüs konusunda olan güven net bir şekilde azaldı.

Pandemi ve ekonomi dışında seçim sürecini ve kampanyaların önceliğini ilgilendiren bir başka konu George Floyd olayıydı. Bu olay sonrası ABD’de 1968’den bu yana en geniş̧ çaplı ırk ayrımcılığı protesto gösterileri yapıldı. 1968 başkanlık seçiminden hemen önce şiddet karşıtı görüşleriyle tanınan ve ABD’de ırk eşitliği kavgası veren en önemli aktivist olarak görülen Martin Luther King silahlı bir saldırıyla öldürülmüştü. Bu suikast sonucunda ülke genelinde ırkçılık karşıtı gösteriler başlamış̧ ve şiddet içeren protestolar meydana gelmişti. 1968 başkanlık seçiminde mevcut Demokrat Başkan Yardımcısı Hubert Humphrey’a karşı adaylığını koyan Cumhuriyetçi aday eski Başkan Yardımcısı Richard Nixon seçim kampanyalarında kendisini bu protestolara karşı kanun ve nizamı sağlayacak olan aday olarak tanıtmıştı. Ve seçimi kazanmıştı.

ABD 59. Başkanlık seçimlerine Koronavirüs salgını, ırkçılıkla mücadele, ekonomik dar boğaz ve lobilerin etkileriyle gidiyor. 03.11.2020’de neler olacağını hep birlikte izleyeceğiz. Bir önceki yazımda yazdığım gibi Biden evet çok etkili bir başkan adayı değil ama çevresindeki lobiler, şekillenme ağları tehlikeli, Joe Biden ve ekibi başkanlık yarışında çok farklı bir stratejide çalışıyorlar ve açıkçası mesela çalışma sistemleri fonlanan örgütler üzerinden karışıklık yaratma için iyi eğitim almış kişiler. ABD ilk defa kendi silahıyla kendi ayaklarına sıkıyor.

Joe Biden ‘ın birtakım ittifaklarından bahsetmek istiyorum. Kent Hakkı İttifakı, 6,5 milyon doları vergiden muaf edilmiş şekilde elde etti. Ford Vakfından 1,9 milyon dolar, Soros Açık toplum vakfından 1,3 milyon dolar. Meşhur mısır gevrekleri Kellogg Vakfı 250 bin dolar, bunlar ayrıca Black Lives Matter’ın da fonlayacılarıydı. Büyük Para ve ActBlue Hillary Clinton’dan duymuşsunuzdur. M4BL web sitesine tıkladığımızda bağış butonu altında bağışların ‘’ActBlue’’ adı altında bir vakıfa gittiğini görüyoruz. ActBlue; Joe Biden ‘ın kampanyasına 119 milyon dolar bağışta bulundu. Daha önceki yazımda da “ActBlue ayrıca Black Lives Matter için de çalışıyor çok garip dimi tuhaf bir ilişki ağı mevcut bu seçimlerde Joe Biden ekibi işini iyi biliyor veya ABD Kendi Renkli Devrimi için düğmeye bastı diyebiliriz. “ Demiştim. Yanılma payı her zaman vardır siyasi retorikte ama gözle görülen bir son var ABD’de. Bu tabloda Trump’ın tekrar seçilmesi tarihi bir başarı olacak.

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam