SON DAKİKA
reklam
reklam

Kalbimiz İzmir’de, iki elim Belediyelerde

Köşe Yazarı: YASİN KOÇ   Eklenme Tarihi: 9 Kasım 2020, Pazartesi - 13:04   Okunma Sayısı:

Ege bölgesinde gerçekleşen deprem sonrası İzmir’de hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet ve milletimize başsağlığı diliyorum.

Bir daha gördük gibi Türkiye bir depren ülkesi. Yakın tarihte Afyon, Erzincan, Kocaeli, Düzce, Van, Elazığ, Malatya, Denizli ve İzmir’de olanlar bizi ve siyasetçilerimizi bir türlü etkilemiyor. Belediyecilikte rant siyasi parti gözetmeksizin yoluna devam ediyor.

Belediyelerde hiçbir siyasi parti için değişmeyen bu konu ve bu koltuklarda oturanların ne olursa olsun etki altında kaldıkları, dayanamadıkları ya da hipnotize oldukları aşikâr.

Bunun adı imar. Belediye başkanlarının gözlerinin içinde dönen helezonik bir kelime İmar.

İki yerine beş kat olması, beş olacaksa on olması, bahçe nizam yerine bitişik nizam olması için uğraşan kitle yapacakları inşaatta yüksek kar elde etmenin derdindedir. Bu kitle belediyeleri bu yönde etkilemeye çalışabilir. Burada belediye kasasına artı vergi ve ruhsat parası olarak katkı sağlaması da bu etkide pay yaratabilir. Bir yandan oy derdi ile uğraşan belediye yöneticileri, bir yandan belediyenin parti propagandalarından kaynaklanan ve seçmenlerine ikramlı yemekli toplantıların oluşturduğu borç yükünü azaltmak için imardan gelen ruhsat ücretleri de etkilemektedir.

Halen beş kat ve bitişik nizam imar verilerek İstanbul; Trakya’ya ve Anadolu’ya doğru ilerlemeye devam ediyor.

Bir türlü bu akıl neden kar etmiyor. Neden hala yeni imara açılan yerler de bile geleceğin Bağcılar’ı ya da Esenyurt’u oluşturuluyor. Bugün öğrendim ve çok üzüldüm; İstanbul’da depremde afet merkezi, toplanma merkezi olarak ayrılmış yerler bile imara açılıp yerlerine iş merkezleri ve benzeri yapılar yapılmış. Park yapılmış olsa ki razıyım, ama imara açılmış. Yazık değil mi şimdi.

Bu inşaatları kim yapıyor diye sorduğumuzda durum daha içler acısı.

Kuyumcu, dövizci, tekstilci ve siyasetçi gibi meslekleri yapanlar başta gelirken parası olup boşta kalanlarda müteahhitlik yapabiliyor. Çok kolay çünkü, geçici müteahhit belgesi alıyorsun başlıyorsun inşaata. İmar belediyeden, ruhsat belediyeden, müteahhit dövizciden; nasıl düzelecek bu plansız şehirleşme dediğimiz katil şehirler. İnsanı kanser eden yapılaşma ve kargaşa içinde ki güzelim şehirlerimiz ve canım İstanbul’umuz.

Müteahhitlik boş vakti ve parası olanların yaptığı iş olmaktan çıkıp bu konuda yılların tecrübesi ya da eğitimi olan kişilerin yapacağı bir meslek olması gerekmez mi? Allah aşkına soruyorum; İstanbul’da deprem olsa halimiz nice olur?

Birde üstüne üstlük imar barışı altında beş yüz bin yapıya bir bedel karşılığında ruhsat verildi. Bu yapıların büyük bir çoğunluğunun zaten kusurlu olduğu, ruhsatsız-kaçak olduğu ya da kanunlara uygun olmadığı biline biline imar barışı yapıldı.

Refahın ve medeniyetin olduğu ülkelere gittiğimizde insanların en fazla 2 kat olan bahçeli evlerde rahat ve keyifli bir şeklide yaşadıklarını görüyoruz. Bir tek şehir merkezinde yüksek binalar varken ilçeler tamamıyla müstakil bir yaşam biçimi ile imar ediliyorlar. Biz neden bunu yapamıyoruz.

Ovadaki Keşan belediyesinden tut da yamaçlarda ki Borçka belediyesine kadar çok katlı bina imarına hipnotize edilmiş gibi ruhsat veriyoruz.

Anlaşılan o ki; belediyelere imar işini bırakmamak gerekiyor. Bunu devlet yapmalı. Devletin kurumları yapmalı. İmarı belediye meclisinde kaldırılan ellerle yapıldığında güzelim şehirlerin sahillerin, ne hale geldiğine hep birlikte şahit oluyoruz.

Bunu bu konuda liyakat sahibi devletin kurumları yapsın, hükümet onaylasın, yani zor ve temiz olsun imar işi. İlçelerde ki imar ve yeni şehirleşme hükümet tarafından bahçe nizam ve 2 katlı olarak yapılsın ve bir daha değişmesin, bu benim önerim.

Önümüzde ki nesiller emekli oldukların da değil, normal çalışırlarken, otopark kavgası etmeden araçlarını garajlarına koydukları villa da oturup işlerine gidip, çocuklarını arka bahçelerin de oynatarak büyütebilsinler.

En önemlisi depremden korkmadan güvenli bir hayatları olabilsin.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam