SON DAKİKA
reklam
reklam

Akdeniz’de 16.yy korsanlığı

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 4 Aralık 2020, Cuma - 09:26   Okunma Sayısı:

Haberin kısa özeti

Alman harp gemisinden çıkarılan bir özel tim, 22 Kasım 2020 günü yerel saatle 10.30 civarında Arkas firmasına ait konteyner yük gemisi Roselina-A’ya müdahalede bulunmuş, operasyon 23.11.2020 günü yerel saatle 10.00’da sona ermiştir.

Yunan bir komutan tarafından sevk ve idare edilen İrini Harekâtı kapsamında yapılan operasyonda Roselina-A isimli gemimiz önce telsiz aracılığı ile bir kısım sorgulamaya alınmış, akabinde de Alman harp gemisinden kaldırılan bir helikopterle gemimize bir kısım askeri tim indirilmiştir.

Roselina-A gemi personeli, operasyonu telefon ile kayda almış, Alman askerlerin Türk personele adeta terörist muamelesi yaptığı görülmüştür. Arkas firmasından yapılan açıklamada, gemide Libya’nın Misrata limanına götürülmek üzere boya ve gıda maddeleri bulunduğu, aramanın yaklaşık 16 saat sürdüğü ve Roselina A personelinin askerlere karşı koymadığı belirtilmiştir.

  

İrini Operasyonu

Avrupa Birliği Deniz Kuvvetleri Akdeniz-IRINI Operasyonu, BM Güvenlik Kurulu’nun 2292 (2016) sayılı kararı gereği Libya’ya silah kısıtlamasının denetlenmesi amacıyla 31 Mart 2020’de başlatılmış, Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası (CSDP) çatısı altında icra edilen bir AB askeri operasyonudur. Operasyonda hava, deniz ve uydu unsurlarının kullanılmaktadır. Karar;

*İzleme ve gözetim etkinlikleri yoluyla petrolün yasadışı olarak Libya’dan ihraç edilmesini önlemeyi,

  • Libya Sahil Güvenlik ve Donanması'nın denizdeki kolluk görevlerindeki kapasite geliştirme ve eğitimini sağlamayı,
  • BM Güvenlik Kurulu’nun 2240 (2015) sayılı kararı gereğince de insan kaçakçılığı ve insan ticareti faaliyetlerini engellemeyi öngörür.

Komuta zinciri, karargâhı, üyelerin hangi imkânları operasyon gücüne tahsis ettikleri gibi konular çok teknik nitelikte olduğundan burada yer vermek istemiyorum. Sağduyu sahibi bazı ülkelerin yöneticileri zaman zaman bu kuruluşun görevlerini tenkit etmişlerdir.

 

Bu tenkitler arasında,

Libya’ya yapılan silah teslimatlarının büyük çoğunluğunun deniz yoluyla gelmediği öne çıkmaktadır. Mayıs 2020’de üye ülke Malta, IRINI Operasyonundan çekilmiş ve operasyondaki AB fonlarını veto etmekle tehdit etmiştir.

Temmuz 2020’ye gelindiğinde ise, Amerika Birleşik Devletleri, İrini Operasyonunun ciddiyetten yoksun olduğunu ve Türkiye’nin, “misyonun ön yargılı olduğu” yönündeki eleştirisini de paylaştığını bildirmiştir.

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı,

*Libya’ya silah ambargosu uygulamasını denetleyen Avrupalıların sadece Türkiye'yi denetlemekle sınırlı kaldıklarını,

*Rus uçaklarına, Mısır ve BAE yardımlarına müdahale etmediklerini, beyan etmiştir.

 

Sonuç

Özellikle Afrika hattında gemilerimize Somalili korsanların küçük su üstü araçlarıyla yaptıkları saldırılar alışkanlık haline gelmişti. Şimdi Akdeniz’e kadar geldi bu korsanlık. Bu kaçıncı? İlk defa devlet korsanlığıyla karşı karşıyayız.

Avrupalı devletlerin göçmenlere ve mültecilere ne kadar gaddar davrandıklarını, tel örgülerin önünde dayak attıklarını, denizde yakaladıkları mültecilerin botlarını deldiklerini, yakaladıklarını hapse attıklarını veya geldikleri ülkelere iade ettiklerini biliyorduk. 16’ncı yüzyılda Akdeniz’de Malta korsanları terör estirmiş, korku yaratmışsa da bugün için Malta’nın bu operasyon gücünden çekildiğini görüyoruz; ama şimdi,

 

** Bayrak devletinin haberinin olmadığı,

** Aramanın hukuksuz olduğu

** Akdeniz’de seyreden gemimizin zorlu deniz şartlarına maruz bırakıldığı ve rotasının değiştirildiği,

** Açık denizlerin serbestisi ilkesinin ihlâl edildiği gerçeği karşımızda durmaktadır.

 

Bizde meşhur olan söz, AB içinde “Yunanistan’ın AB ailesini vezir de edebileceği, rezil de edebileceği”ni gerçek olarak ortaya koymuştur. IRINI Harekât Merkezi’nin İtalya’da olması nedeniyle İtalyan hükümeti de sorumluluktan payını alacaktır. Türkiye elbette AB’yi hukuk kuralları içinde karşısına alacaktır.

Geminin aranması şüphesiz en ağır şekilde tenkit edilecektir. Alman Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamayla kendi kendini ele vermiş ve “gafil muhbir” durumuna düşmüştür. Bu da bizim için avantajdır. Aradılar, bir şey bulamadılar. Ya bulsalardı?

Şimdi Almanya da Yunanistan ile hesaplaşsın bakalım…

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam