SON DAKİKA
reklam
reklam

KOMŞULUK

Köşe Yazarı: Osman ÇAKIR   Eklenme Tarihi: 19 Mart 2021, Cuma - 10:35   Okunma Sayısı:

Anadolu'dan İstanbul'a göç etmiş yığınla insan var. Bu insanların ekseriyeti günümüzde ortalama beşer katlı apartmanlarda yaşıyor.

 

Binaların ortak alanlarını 7 gün 24 saat beraber kullanmalarına rağmen, biri diğerini görmeden, birbirlerine olan sorumluluklarını yerine getirmeden ya da görmezden gelerek yaşamlarını sürdürüyorlar.

 

Oysa apartmanda oturanların birbirlerine olan uzaklığı birkaç merdivenle sınırlıdır. Ayak seslerini duyacak kadar yakınlar yani.

 

Gelin görün ki birbirlerini görmeden işe, alışverişe, park ve bahçelere gider gelinler. Aynı çatı altında selamlaşmadan, bir merhaba bile demeden yaşarlar.

 

Düğünü olacakmış, gelin getirecekmiş, kaza yapmış, yaralanmış, hastası varmış, babası vefat etmiş aldıran yok. Herkes kendi dünyasında...

 

Aramızda komşusunun vefat ettiğini sosyal medya bloglarından, TV haberlerinden öğrenenler var.

 

Apartmanda gürültü, temizlik, çöp gibi sorunlar yaşanmasa birbirlerinin yüzü görmeden taşınıp gidecekler.

 

Yaşadığımız çağda komşu komşuya yabancı olmuş.

 

Biliyoruz ki, komşu komşunun gözüdür, kulağıdır. Zor gününde ilk yanında olandır.

 

Toplumumuzda komşuluk ilişkilerinin önemi büyüktür. Bu konuda pek çok özdeyiş vardır.

 

Atasözleri geçmişten günümüze kadar aktarılan, yaşanılan olaylardan ders çıkarmamızı sağlayan, öğüt veren dilimizde kalıplaşmış sözlerdir. Toplumun yaşam, duygu, düşünce, inanç ve kültür yapısını yansıtır.

 

Günlük hayatta birbirine çok yakın şekilde yaşayan insanlar ihtiyaç duyduğu her anda komşularını yanında görmek isterler. Bu nedenle Atalarımız “Komşu komşunun külüne muhtaçtır” demiştir.

 

Komşun yoksa kimsen olmayacaktır.

 

Birbirinden kopmuş, ne halde olduklarından habersiz yaşayanlar maalesef hızla çoğalıyor. Rezidansta oturanların günahını alıyorlar.

 

Aramızda kaçımız yalnızlıkla imtihan olduğumuzun farkında? Komşuya imtihan olarak yalnızlık yeter. Yalnızlığın mutsuzluğa davetiye çıkardığını unutmayalım.

 

Mutlu olduğunu söyleyenlerin oranı 2020'de son 18 yılın en düşük düzeyine gerileyerek ilk kez yüzde 50'nin altına inmiş. Herkes Sinoplu değil ki her daim mutlu olsunlar:))

 

Kapımızı çalanlara, halimizi hatırımızı soranlara teşekkür etmeliyiz. Çayını içebildiğimiz değil, çayımızı ikram edebildiğimiz komşularımız oldukça mutluluğumuz katbekat artacaktır.

 

Kuvvetli bir komşuluk ilişkisi arzuluyorsak aramızda önce güveni tesis etmeliyiz. Sonra saygıyı, ardından da sevgiyi.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam