Hafta sonunda eşimle birlikte Eminönü’ne geçmiştik. Bir saat kadar süren alış veriş işlerimizden sonra tekneyle Boğaz gezisine katıldık. Geçen yıl da yapmıştık böyle keyifli bir geziyi… Teknenin arkasında rüzgâr almayan yere kurulmuş, asetat naylonlarıyla çevrelenmiş alanda bir de kendimize çay söyledik.
Cumartesi günü hava açık. Sanki iki gün öncesiyle kuduran kendisi değilmiş gibi bugün deniz sakindi. Her yer pırıl pırıl görünüyordu. Şimdi öğle saatleri güneşin sıcaklığını braz hissediyorduk ama iki üç saat sonra ayaz çıkacaktır.
Gazetemizin yazarlarından Sn. Cengiz Baysu’nun şimdi yanımızda olmasını çok isterdik. Gezi oyunca bize sarayları, kuleleri, yalıları, camileri öyküleriyle birlikte anlatır ve gezimize daha çok keyif katardı.
Galata Kulesi
Hareket saatiyle birlikte elimizdeki şehir planını açtık. İşte karşımızda Galata Kulesi… Aşığı olduğu Kızkulesi’ne göz kırpıyor. Bugüne kadar kim bilir nelere şahit oldu Galata Köprüsü civarında. Nerede odun kapısı, yemiş iskelesi, peremeler, at kayıkları ve limana yanaşmış buharlı gemiler?
Galata Kulesi, İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethine kadar Cenevizlilerin kontrol ve idaresi altındadır. Kulenin hemen gerisinden başlayan, Kabataş ve Haliç’teki tren yolu köprüsüne kadar uzanan surların içinde kalmış bir merkezdir. Fatih, “devlet içinde devlet olamaz” diyerek bu surları yıktırmıştır. Belirli yerlerde surların kalıntılarına rastlamak mümkündür.
İstanbul’un 1918-1923 yılları arasındaki işgal döneminde Galata Kulesi’nde bir İngiliz müfrezesi konuşlandırılmış. Elinde dürbünüyle gözcü-nöbetçi asker, limana girip çıkan, Marmara ve Karadeniz’den gelen gemileri gözetlermiş. Hele bir harp gemisinin İstanbul’a gelmesi halinde bağlı olduğu birliği teyakkuz durumuna geçirirmiş.
Gençlerle
Bulunduğumuz yere kızlı erkekli 5-6 genç geldi. Düzgün tavır ve konuşmalarından üniversitede okudukları izlenimin veriyorlardı. Onlara bisküvi ikram ederek konuşmaya girdik.
---Sizce şu anda Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?
---İşsizlik.
---Eğitimde sorunlar var mı?
---Olmaz mı? Biz bir arkadaş grubuyuz. Bugün tekneyle geziye çıktık. Gezimizi sizin verdiğiniz bisküvi ve çayla daha anlamlı hale getirebildik. O kadar paramız yok.
---Sizce Türkiye’nin varlığını ve toprak bütünlüğünü en fazla tehdit eden sorun nedir? Güneydoğu Anadolu’da olan olaylar mı, Ermeni sorunu mu, Mavi vatan-kıta sahanlığı mı?
---Nisan ayına girmek üzereyiz. Malum her yıl 24 Nisan sözde soykırım olayı protestolarla, siyasi platformlara çekilmekle, parlamentolarda karar almakla, Ermenistan’da bayrak yakmakla kendini gösterir.
---Sizce bu durum nasıl önlenebilir, önerileriniz var mıdır?
---Elbette her sorunun bir çözümü vardır. Sorunu yaratanlar insan ise çözecek olanlar da insanlar olmalıdır. Türkiye ve Ermenistan’ın üniversiteleri, öğretim üyeleri ve öğrencileri biraraya gelerek tartışabilirler. Hiç akla gelmeyecek çözümler bile üretilebilir. Her iki ülkenin siyasi iradeleri bunu destekleyebilir. Araya Batı üniversitelerinden de katılarak olaya daha da ciddiyet kazandırılabilir.
Türkiye imkânlarıyla zengin bir ülkedir. Enerji kaynaklarına sahip olup enerji yolları üzerindedir. Bu imkânlardan Ermenistan da yararlandırılabilir. Benim önerim budur.
Gruptan birisi kara kalem çizimler yapıyordu. Yarım kalan çizimi bize gösterdi. Boğaz’ı resmettiğini söyledi, ama bu daha Boğaz’a benzememişti. Biz ve diğer arkadaşları arasında tatlı bir gülümseme yaratmış oldu.
Bir diğeri de sürekli olarak resim çekiyordu. Hatta aynı yerin defalarca çekilmesinin nedenini sormuştum. Değişik açılardan olduğu için farklı bir ayrıntı yakalayabilirim diyordu.
Diğer görüşler
Daha afacan birisi vardı, fikirleri de oldukça zengindi. Onun söylediklerini yazmaya kalksam sadece bir sayfayı ona ayırmam gerekirdi. Hatta bir ara düşündüm, acaba bizim gazetede iş versek mi diye?
İçlerinde gitar çalan birisi vardı. Çantasından gitarını çıkardı ve bize mini bir konser verdi. Gezmeye diye çıktık ama doyumsuz bir sohbetin içinde serenatlarla turumuzu tamamladık. Keşke her günümüz böyle olabilse! Daha iyilerinin sizlere de nasip olması dileğiyle!
*Gençlerimiz ülke sorunlarını takip ediyor. Hepsi her konudan haberdar… Yalnız fikir üretme ve yürütme evresinde bir adım geride kalmayı tercih ediyorlar.