SON DAKİKA
reklam
reklam

Arefe Günü ve Ramazan Bayramı

Köşe Yazarı: Osman ÇAKIR   Eklenme Tarihi: 17 Mayıs 2021, Pazartesi - 13:07   Okunma Sayısı:

Ramazan Bayramı, Müslümanların iki büyük bayramından biridir. Ramazan Bayramı 3 gün, Kurban Bayramı da 4 gün sürer. Ramazan bayramına, o gün fıtır sadakası verilmesinden dolayı "Fıtır Bayramı" adı da verilmektedir. Bu iki bayram, Allah-ü Teâla (CC) tarafından müslümanlara hediye edilmiş, cahiliye izleri taşımayan müslümanlara has, daha hayırlı ve özel günlerdir.

 

"Ramazan bayramı, bir aylık oruçtan sonra yeme-içmenin ve her türlü helal nimetten yararlanmanın mübah olduğu; müslümanların mutluluk içerisinde birbirlerini ziyaret ettikleri, hediyeleştikleri; çocukların, fakirlerin ve kimsesizlerin sadaka verilerek sevindirildiği; kısaca İslâmî kardeşliğin toplumun her kesiminde canlı olarak yaşandığı; bütün bunlarla birlikte Allah'a karşı da sorumluluklarının bilinciyle topluca namaz kılıp birbirine nasihat ettikleri, (el sıkışıp dargınların barıştığı, kucaklaşmaların bolca yaşandığı) sevinç günleridir. Ramazan bayramında yapılması vâcib olan fıtır sadakası vermek, bayram namazı kılmak gibi ibadetlerin yanında sünnet, müstehab olanları da vardır. Ramazan Bayramı'nın ilk gününde oruç tutmak ise haramdır." (Fedakar Kızmaz/sorularlaislamiyet.com)

 

Bayramların bir gün öncesine arefe denir. Peygamberimiz Muhammed Mustafa'nın (SAV) bildirdiğine göre: “Günlerin en faziletlisi arefe günüdür. Faziletçe cumaya benzer. O, cuma günü dışında yapılan yetmiş hacdan faziletlidir. Duaların en faziletlisi de arefe günü yapılan duadır. Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz de: "Allah birdir, O'ndan başka ilah yoktur, O’nun ortağı da yoktur" sözüdür.” (Muvatta, Hacc 246)

 

Çocukluğumuzda büyüklerimizin bu günü, yani arife gününü sünnete uyarak önemsediklerine, tatlı telaşların yaşanmasına imkân verdiklerine şahit olurduk.

 

Çocuklar serbest bırakılır, evlerin tüm bölümleri baştanbaşa elden geçirilir; camlar, çerçeveler, yüzeyler, basamaklar, bahçeler temizlenir, odalar tam gün havalandırıldı. Bayramlıklar almak için ailece çarşı ve pazara gidilirdi. Bayramda gelecek olan misafirlere ikram edilmek üzere şerbet, tatlı ve börekler hazırlanırdı.

 

Şehirlerde belediye görevlileri rutin temizliğin dışına çıkarak ekstradan cadde, sokak ve meydanları temizlediği gibi ilave olarak şehir mezarlığını da temizler, kabir ziyaretçilerine hazır hale getirirlerdi.

 

Duaların en faziletlisinin arefe günü yapılan dua olduğuna inanılırdı. Bunun için de ikindi vaktinden sonra evlerde Kur'an-ı Kerim'den sureler okunur (Yâsin, Mülk, Nebe’), o akşama özel olduğu bilinen dualar edilir, vefat edenlerin ruhlarına ulaşması için dilek ve temennide bulunulurdu. Kur'an okumasını bilmeyenler de arefe gününe hürmeten bilen birisini eve davet eder, iftar öncesinde ya da sonrasında insanlara verilen en kıymetli vakitleri ibadet ve dualarla tamamlamaya çalışırlardı. Evlerde okunan Kur'an-ı Kerim, hep bir ağızdan getirilen Kelime-i Tevhid ve Şehadet sesleri sokaklara taşardı.    

 

7’i den 70’e herkes Allah-ü Teâlâ’nın kıymet verdiği arefe gününe hürmet ederek bilinçli bir şekilde yaşamaya çalışırdı. Hürmet; verilen nimeti idrak etmekle, verileni bilmekle, görebilmekle, şükürle olur.

 

Sünnete sadık kalarak, gelenek ve görenekleri gözeterek arefe gününü ve gecesini de ibadetle geçirenlere ne mutlu,

Ramazan Bayramı’mız mübarek ola,

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam