SON DAKİKA
reklam
reklam

Yaralı ahtapot-I

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 25 Eylül 2021, Cumartesi - 23:44   Okunma Sayısı:

1990 yılında Körfez Harekâtı’nın olması ve SSCB’nin çökmesi, Orta Asya’daki Türkî Cumhuriyetlerle Kafkaslardaki eski sosyalist cumhuriyetlerde farklı etkiler yaratmıştı. AET’nin AB başlığıyla yeniden şekillenmesi, Türkiye-AB ile ilişkilerinin hızla gelişmesine, Balkanlarda hızlı bir çözülme ve parçalanmanın başlamasına yol açmıştı.

 

   SSCB’nin dağılması üzerine yeniden birlik veya güç yaratmak isteyen Rusya Federasyonu, yaralı bir ahtapot gibi kolları hasara uğramış, suların etkisiyle kumlara atılmış vaziyetteydi. Kendisini toparlamaya çalışıyor ve eski SSCB ihtişam ve gücüne yeniden kavuşmak istiyordu. İlk etapta BDT (Bağımsız Devletler Topluluğu) şemsiyesini açmış ve bölgede denetimi eline geçirmeye çalışmıştı. Kafkaslardaki kaynamayı fırsat bilen Ermenistan, Azerbaycan toprağı olan Karabağ’ı işgal etmiş, işgal ise, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde bozulmaya yol açmıştı.

 

Kafkaslardaki heves ve fırsatlar

   Önceden SSCB’nin sadık bir sosyalist üyesi olan Ermenistan, şimdi de BDT’nin vefalı bir üyesi pozisyonunu almıştı. Ermenistan’ın sınırlarını bile kendi askerleriyle koruyan Rusya Federasyonu, bu ülkeye ekonomik ve askeri yardım yapmaktaydı. Rusya Federasyonu, kurduğu birliğin gücüne güvenerek ilk çıkışını yapmış ve “Avrupa Konvansiyonel Silâhlar Antlaşması”nda değişiklik yapılmasını gündeme getirmiş ama Hazar Havzası’na üşüşen çoğu ABD’li ve çokuluslu şirketler, özellikle Azerbaycan’da büyük yatırımlara girişmişlerdi.

     Kafkasya’daki Rus yanlısı bu gelişmeler devam ederken Gürcistan, dört Rus subayını ajanlık yaptıkları gerekçesiyle sınır dışı edince, Rusya Gürcistan’a iki savaş uçağını göndermiş ve birkaç Gürcü köyünü bombalatmıştı. Moskova–Tiflis hattında yaşanan bu gerilim. Sonrasındaki olaylarla Gürcistan’a çok pahalıya mal olmuştu.

   Bir zamanların dev SSCB’si, Rusya Federasyonu adı altında yaşadığı yeniden toparlanma sürecinde etrafındaki gelişmeleri mahzun ama bir o kadar da fırsatçı gözlerle izlemeye başlamıştı. Amerikan güçlerini bölgeye sokmamayı, Gürcistan’dan ve Kırım’dan bir şeylerin acısını çıkartmayı kafasına koymuştu. Daha önce etki alanı içinde tuttuğu ve nimetlerinden yararlandığı Kafkasya ve Azak bölgelerini yeniden ele geçirmek için çalışmalarını sürdürüyordu.

 

Karadeniz’deki nimetler

   Rusya Federasyonu, öncelikle Karadeniz’deki eski SSCB donanmasının Ukrayna ile paylaşımını başlatmıştı. Kendisinin de içinde bulunduğu Şanghay İşbirliği Örgütü’nün üyesi ülkelerle ortak askerî tatbikatlar yapıyor, yayılmacı Amerikan güçlerine karşı gövde gösterisinde bulunma gereğini duyuyordu. Dün olduğu gibi bugün de NATO’ya alternatif güç olduğu izlenimini hissettirmeye çalışıyordu.

   Hazar Havzası’ndaki Azerbaycan topraklarından çıkarılan petrolün, Çeçenistan’ın başkenti Grozni üzerinden boru hattı ile Karadeniz kıyısındaki Rus Tuapse ve Novorosisk limanlarına naklediliyor olması ayrı bir hassasiyetti, çünkü bu hat Çeçen savaşçıların tehdidi altında bulunuyordu.

 

Baltık Denizi faaliyetleri

2014 yılından bu yana Rusya, Baltık Denizi üzerinde muharip uçaklar uçurmakta ve keşifler yapmaktadır. Bölge ülkeleri hava sahalarının ihlâllerini NATO’ya bildirmek zorunda kalmışlardır.

Finlandiya, Estonya, Letonya, Litvanya ve İsveç gibi ülkeler, deniz ve hava sınırları arasında her zaman Rus Hava ve Deniz Kuvvetlerinin gizlilik içinde keşif icra edebileceklerini öne sürmüşlerdir. Ayrıca Rusya bölgedeki askeri varlığını giderek arttırmaktadır.

14-20 Eylül 2017 arasında Rusya’nın icra ettiği Zapad (Batı) 17 adlı tatbikatta 100 bin civarında asker üç ayrı noktaya sevk edilerek konumlandırılmıştır. The Guardian gazetesi, Başkan Vladimir Putin'in emriyle sevk edilen askerlerin Belarus, Kaliningrad ve Rusya'nın farklı noktalarına gönderildiğini bildirmişti.

Yine gazeteye göre, Zapad 17 Soğuk Savaş'tan bu yana hayata geçirilen en büyük askeri tatbikat olmuştu. Rusya bunlara ilâveten Avrupa’daki Rus toprağı Kaliningrad’a da S-400 ve İskender füzeleri yerleştirmiş, Polonya sınırına asker yığmıştı. Bu durum AB için diken veya çıbanbaşı idi. (Devam edecek)

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam