SON DAKİKA
reklam
reklam

Mutlu ve umutlu

Eklenme Tarihi: 31 Aralık 2020, Perşembe - 09:36   Okunma Sayısı: 94736
Genellikle Noel ile karıştırılan ve eski yılı geride bırakarak yeni bir yıla mutlu ve umutlu başlamak için düzenlenen yılbaşı kutlamaları, eski Türk mitolojisi de dahil olmak üzere her kültürde kendine has kurallarıyla yüzyıllardır kutlanmaya devam ediyor

Dünyanın birçok ülkesinde Hristiyanlar, 24 Aralık'ı 25'ine bağlayan geceyi Noel olarak kabul ederler. Noel Bayramını da her yıl 25 Aralık’ta kutlarlar. Kutlamalar 24 Aralık’ta yani Noel arefesinde başlayıp, bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar devam eder. Noel, Hristiyanlar tarafından kurtarıcı Mesih olarak kabul edilen Hz.İsa'nın doğum günü olduğu için geleneksel olarak kutlanan bir dini bayramdır. Miladi takvim başlangıcı olan yılbaşı kutlamaları ile Noel kutlamaları tarihlerinin yakın olması sebebiyle sıkça karıştırılmaktadır. Ermeni Kilisesi gibi bazı Ortodokslarsa ise Noel'i Jülyen takviminde 25 Aralık'a denk gelen 6 Ocak'ta kutlar. Roma İmparatorluğu döneminde, Hristiyanlar yerel halkın bu dini daha kolay benimsemesi için pagan bayramlarını, kendi dini bayramları ile birlikte kutlamaya başladı. Aslında dini ve tarihi kaynaklarda Hz.İsa'nın doğum tarihi tam olarak bilinmiyor. Günümüzde ise Noel, Hristiyan olmayanlar tarafından da kutlanan, dini esaslarından arınmış, hediye alışverişi etrafında yoğunlaşan bir evrensel bir festival haline geldi. Aziz Nikola yani Noel Baba, 24 Aralık gecesi evlere gizlice girerek çocuklara hediye bırakan efsanevi bir figür. Günümüzde, kırmızı elbiseli, kır saçlı, beyaz sakallı, sevimli birisi olarak aktivitelerde yer almakta. Noel Baba efsanesinin Piskopos Nikola’yı konu alan Hollandalı Sinterklaas'ın hikayesine dayanıyor. Noel Baba'nın, sene içerisinde yaramazlık yapmayan çocuklara hediye getirme geleneği ise İskandinav mitolojisindeki tanrı Odin'den geliyor. Yılbaşı kutlamaları ise yeni yılı karşılamak amacıyla yapılıyor. Bu gelenek milattan önce 46 yılında Roma İmparatorluğunun önemli liderlerinden Julius Sezar tarafından başlatıldı. Yeni yılın ilk günü, dünyada en yaygın şekilde kullanılan Miladi takvimin ocak ayının ilk günü olarak belirlendi. Her alanda yeni bir başlangıç anlamı taşıyan yeni yıl, dünyada birçok ülkede değişik gelenek ve etkinliklerle kutlanıyor. Tümünün ortak amacı ise, gelecek yılın umutla bolluk ve şans getirmesi. 31 Aralık'ı 1 Ocak’a bağlayan gecede kutlanan yeni yıl ile Noel bayramı temelde birbirinden farklı. Ancak iki bayramın yakın olmasıyla, Türkiye gibi Noel kültürüne yabancı olan ülkelerde sıkça karıştırılıyor.

 

 

 

Kutlamalar haftalar önce başlar

Günümüzde Noel kutlamaları Hristiyan ülkelerde aylar öncesinden başlayan hazırlıklarla kutlanır. Hristiyanların İsa'nın doğumunu bekledikleri döneme advent takvimi deniyor. Bu takvimde her pencerenin ardına resimler veya şekerlemeler gizlenir, her gün bir tanesi açılır. Bazı ülkelerde advent mumları yakılır. Noel'den önce okullarda İsa'nın doğumunun canlandırıldığı oyunlar sahnelenir. Bu oyunlarda İsa'nın bir ahırda dünyaya gelişi ve doğudan gelen üç müneccimin İsa'ya hediyeler getirmesi canlandırılır. Kiliselerde ve sokaklarda çocuklardan ya da yetişkinlerden oluşturulmuş korolar Noel ilahileri söylerler. İnsanlar Noel'den önceki özellikle hafta sonlarında Noel partileri verirler. Noel ağaçları süslenir, ışıklı ev, bahçe, cadde süslemeleri yapılır. Hediyeler alınır, tebrik kartları verilir ve Noel arifesinde Noel Baba'nın gelişi simgesel olarak canlandırılır. Birçok ülkede 25 Aralık öğleden sonrası Noel yemeği hazırlanır ve aile fertleri masa etrafında bir araya gelirler. Noel yemeği ülkeden ülkeye farklılık göstermekle beraber en yaygın olanı kızarmış hindi ve sosistir. Noel günü Noel Ağacı'nın altına bırakılmış hediyeler alınıp verilir. Küçük çocuklar için dev çorapların içine hediyeler ve şekerlemeler konur. Çocuklara bu hediyeleri Noel Baba'nın getirdiği söylenir.

 

 

 

Noel ağacı bir pagan geleneği

Noel şenlikleri sırasında ışık ve süslerle donatılan çam ağacına Noel ağacı denir. Ancak Noel ağacının Hritiyanlıkla bir ilgisi yoktur. Gerçekte Pagan geleneklerinden gelen bir ritüeldir. Yaprak dökmeyen ağaçları ve çelenkleri ölümsüz yaşamın simgesi olarak kullanmak eski Mısırlıların, Çinlilerin ve Yahudilerin ortak bir geleneği idi. Avrupalı putperestler arasında yaygın olan ağaca tapınma, Hristiyanlığı benimsemelerinden sonra, İskandinavyalıların şeytanı korkutup kaçırmak ve Noel zamanında kuşlar için bir ağaç hazırlamak üzere ev ve ambarlarını yılbaşında ağaçlarla donatma geleneği biçiminde sürdü. Orta Çağda Adem ve Havva'yı canlandıran bir oyunun ana dekoru, cennet bahçesini temsil eden ve üzerinde elmaların bulunduğu bir çam ağacıydı. Noel mevsiminde yapılan Noel piramidi ile paganların cennet ağacı birleştirilerek Noel ağacı halini aldı.

 

Avrupa'da yeni yıl farklı kutlanıyor

Noel bayramından farklı olarak insanlar yeni yılın gelişini bir festival havası içinde kutlarlar. Bir çok ülkenin kutlayış şeklinde farklıklar bulunur. Yunanistan'da ve İskoçya’da yeni yılla birlikte eve ilk giren kişinin şans getireceğine inanılıyor. Yeni yılın ilk dakikalarıyla birlikte akraba ve dostlar birbirinin evine sağ ayakla adım atıp, tüm yılı şanslı geçirmelerine yardım ediyorlar. Danimarkalılar ise yeni yıla girerken kötü ruhlardan arınmak için sandalyeden atlıyorlar. Böylece kötü ruhların korkup, kaçtığına inanıyorlar. İspanya ve Latin ülkelerinde yeni yıla ağız dolusu girmek moda. 12 üzüm tanesi yemenin, 12 ay mutluluk getireceğine inanılıyor. Ruslar, yeni yıl dileklerinin yazılı olduğu kağıtları yakıp küllerini de şampanya kadehlerine koyup içiyorlar. İtalyanlar yılbaşı geleneği olarak mercimek yiyorlar. Sadece mercimek değil, yuvarlak olan yiyeceklerin şans getirdiğine inanıyorlar. Mercimek gibi yuvarlak yiyeceklerin yenildiği yeni yıl akşamından sonra tüm yılın bereket ve bollukla geçeceği düşünülüyor. Hollanda'da hem bir önceki yılın ruhlarını göndermek hem de yeni yılı karşılamak için sokaklarda yakılan ateşlerde yılbaşı ağaçları ateşe veriliyor. İsviçre'de yeni yılda insanlar iyi ve kötü ruhları simgeleyen çeşitli kostümler ve şapkalar giyerek yeni yılı karşılıyorlar.

Asya'da kötü ruhları kovuyorlar

Yeni yıl kutlamalarında Asya'da ana tema kötü ruhların kovulması üzerine şekilleniyor. Çinliler, kutlamalara başlamadan önce geçen yıldan kalan kötü şansı göndermek için evlerini iyice temizliyorlar. Ayrıca şans ve bereket getirmesi için evlerine çeşitli çiçek ve bitkiler satın alıyor ve kırmızı zarfların içinde çocuklara şans parası dağıtıyorlar. Japonlar yeni yıl karşılarken hem kötü ruhları kovması hem de mutluluk ve iyi şans getirmesi için kapılarının önüne ip asıyor. Saatler gece yarısını gösterdiğinde ise kahkaha atmaya başlıyorlar. Bunun nedeni de neşeli ve şanslı bir yıl geçirmek. Filipinler'de yuvarlak şekilli cisimler altın paraları hatırlattıkları için bereket simgesidir. O nedenle yılbaşı geceleri sofrada yuvarlak şekilli meyvelerin olması şarttır. Hatta 12 yuvarlak meyve yemek de adettendir.

Anadolu'daki ilginç inanışlar

Dünyada olduğu kadar ülkemizde de insanlar yılbaşına girerken yeni yılın güzel geçmesi için bazı yörelerde çeşitli adetleri yerine getiriyor. Yılbaşı sabahı çeşmeden ya da gölden en erken su getirenin zengin olacağına inanılıyor. Yılbaşına dört beş gün kala değirmen kurulur, un kapları doldurulur, yeni yıla dolu kaplarla girilir ki o yıl un kapları hep dolu olsun. Yılbaşı gecesi eve öküz çıkartılır. Öküz eve girerken sağ ayağını atarsa o yıl bereketli geçeceğine inanılır. Yılbaşı gecesi evin kadını fasulye tanelerini, evde bolluk ve bereket olsun diye evin duvarlarına fırlatır.

Türk

Mitolojisinde Yeni Yıl

Yeni yıl kutlama geleneğinin kültürümüzdeki yerini daha iyi kavrayabilmek için İslamiyet öncesi Türk geleneklerine bakmamız gerekiyor. Orta Asya'daki Türk toplumlarında yeni yıl, bolluk ve bereket getirmesi için şenliklerle kutlanırdı. Özellikle de Türklerde yeni yılın ilk günü kabul edilen Nardugan günü, yer ve gök tanrılarına adaklar sunulurdu. İnsanlar en güzel kıyafetlerini giyerek, Orta Asya yaylı çalgılarından bilinen en eski iki tanesi olan “kılkobız” ve “kıyak” ile Altay, Hakas ve Tuva bölgelerinde kullanılan “igil” çalarak eğlenceler düzenlerlerdi. Nardugan, kelimesi etimolojik olarak Moğol dilinde Nar (Güneş ) ve Türkçe deki Tugan (Doğan) kelimelerinin birleşiminden oluşmuş bir kelimedir. Mısır mitolojisinde olduğu gibi Türk mitolojisinde de gece ile gündüz savaş halindeydi. Türk mitolojisinde gündüzün geceyi bu savaşta yendiği, en uzun gece olan 21 aralıktan sonra güneşin daha çok görünmeye başladığı, gündüzlerin uzadığı ilk gün olan 22 aralık yeni yılın ilk günü Nardugan olarak kutlanırdı.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam