SON DAKİKA
reklam
reklam

Doğru beslenerek güçlenin

Eklenme Tarihi: 13 Ocak 2021, Çarşamba - 12:37   Okunma Sayısı: 119167
Bağışıklık sistemini güçlendirmenin ve dirençli bir vücuda sahip olmanın yolu doğru ve dengeli beslenmeden geçiyor

Hangi hastalık olursa olsun bizi koruyan bağışıklık sistemimizdir. Onu güçlendirmenin ve dirençli bir vücuda sahip olmak son derece büyük önem taşıyor. Bağışıklık sisteminin mümkün olduğunca güçlü olması vücudu beslemek, güçlendirmek, iyi bir uykuyla dinlendirmek ve stresten uzak durmakla mümkündür. Metabolizmamız ne kadar güçlü olursa vücudumuz o kadar dirençli olacaktır. Korona virüs ile tehdit altında olduğumuz bugünlerde güçlü bir bağışık sistemi çok daha büyük önem kazandı.

Bağışıklık sistemi hücrelerinin yüzde 70’i bağırsaklarda olduğu için, bağırsak sağlığı bu dönemde çok daha kıymetli. Tarhana, boza, kefir, yoğurt gibi doğal probiyotik kaynaklarına beslenmede muhakkak yer verin. Böylece hem sindirimi kolaylaştırır hem de bağırsaklarda üretilen vitaminlerin sentezine destek olmuş olursunuz. Kaliteli protein kaynaklarını günlük olarak tüketmeye özen gösterin. Yumurta, hindi, balık, et, organik tavuk, kuru baklagiller, kuruyemişler muhakkak hayatınızda olsun. Her gün 1 adet yumurta tüketebilir, haftada 1 kez kırmızı et, haftada 2 kez nohut, kuru fasulye, mercimek yemeğini, çorbasını veya salatasını yapabilir, günde 1 avuç çiğ fındık, badem, ceviz, yer fıstığı gibi yağlı tohumları tüketebilirsiniz. Gün boyu kırmızı, mor, sarı-turuncu, yeşil, beyaz, kahverengi-ten rengi besinleri tüketiyorsanız vücudunuza yeterli besin desteğini veriyorsunuz demektir.

 

 

Sebze meyve yer ayırın

 

Her öğününde muhakkak sebzeye yer vermelisiniz. Hücresel hasara yol açabilecek vücutta serbest dolaşan radikallere karşı koruma sağlayacak antioksidanlardan zengin gıdalarla beslenmelisiniz.Tabağınızın yarısı rengarenk pişmiş ya da çiğ sebzelerden oluşmalı. Mor lahana, turp, havuç, kereviz, brokoli, karnabahar, koyu yeşil yapraklılar, lahanagiller, mantar antioksidan içeriği yüksek harika sebzelerdir. Meyveler, içeriğinde vitamin, mineral ve antioksidanlar bulunan bağışıklık dostu gıdalardır. Bu dönemde özellikle portakal, nar, greyfurt, kivi, yaban mersini, böğürtlengiller gibi turuncu ve kırmızı meyvelere daha çok dikkat etmelisiniz. Meyve suyu olarak içmektense meyveleri bütün halinde tüketmeye özen göstermelisiniz.

 

Sıvı tüketmeyi unutmayın

 

Yeterli su tüketimi, bağışıklık sistemi elemanlarının sorunsuz çalışması için çok değerli. Havaların soğuk olduğu zamanlarda ise, su tüketimimiz artması gerekirken ne yazık ki azalıyor. Ancak özellikle enfeksiyon durumlarında su tüketiminin ekstra özenli bir şekilde arttırılması gerekmekte. Kronik yorgunluk da hastalık riskini arttıran faktörlerden biridir. Beslenmenize gösterdiğiniz özeni günlük uyku düzeniniz için de göstermeniz sistemin tüm çarklarının doğru çalışması için gerekli.

Vücudun bakteri ve virüslerden arınması, temizlenmesi ve canlanması için suya ihtiyaç duyduğunu unutmamalısınız. Günde 2 litre su içmeye özen göstermelisiniz. Su içmek için susuzluk hissini beklememelisiniz ve suyu gün içinde eşit miktarlarda tüketmelisiniz. Ayrıca içine taze nane, maydanoz, limon-portakal dilimleri, karanfil, taze zencefil ekleyebilirsiniz. Vücut direncini artıran, bağışıklık dostu bitki çayları bu dönemde en büyük destekçimizdir. Beyaz çay, yeşil çay, ıhlamur, kuşburnu, hatmi ve adaçayı gibi bitki çayları günde 3 kupa olacak şekilde tüketilebilirsiniz. Bitki çaylarını karanfil, tarçın ve kakule ile demleyebilirsiniz.

 

 

 

Egzersiz yapın zinde kalın

 

Diğer insanlarla güvenilir bir mesafede açık hava yürüyüşleri veya koşu yapabilirsiniz. Evdeyseniz egzersiz videoları eşliğinde hareketler yapabilir, dans, yoga, meditasyonlar ile rahatlayabilirsiniz.

Kendinizi stresli, şaşkın ve korkmuş hissetmeniz çok normal. Duygularınızı tanıdığınız, güvendiğiniz insanlarla paylaşmanız, onlarla konuşmanız hem size hem de karşı tarafa iyi gelecektir. Sosyal izolasyonu duygusal izolasyona çevirmeyin, destek olun, destek isteyin. Bu durumu pozitife çevirmek tamamen sizin elinizde. Yapmak istediğiniz ama vakit bulamadığınız şeyleri düşünmenin tam vakti. Fit tarifler denemek için mutfağa girebilir, hep ertelediğiniz kitabı okuyabilir, gardırobunuzu boşaltabilir, çocuklarınızla kaliteli vakit geçirebilirsiniz.

 

Bunlardan uzak durun

 

Düşük kalorili diyetlerle beslenmeyin. Yüksek kalorili beslenip, kilo almayın. Şarküteri ve fazla yağlı etleri tüketmeyin. Kızartmalardan uzak durun. Basit şeker, makarna, pirinç, hamur işleri ve şeker içiren içeceklerden kaçının. Cips, çikolata, bisküvi gibi paketli gıdaları tüketmeyin. Alkolde aşırıya kaçmayın. Sigara içmeyin. Ev içinde bile olsanız hareketsiz kalmayın. Uzun süre aynı pozisyonda oturmayın. Günde 6 saatten az ve kalitesiz uyumayın. Endişelendiriyorsa çok fazla haber okumayın.

 

Vitaminler en güçlü destekçiler

 

Besin öğelerini, besinlerin içerisine saklanmış esas süper kahramanlar olarak düşünebiliriz. Bağışıklık sistemi söz konusu olduğunda ön plana çıkan öğeler ise A, C, E vitaminleri ile çinko minerali oluyor. Omega-3 yağ asitleri de yine immün sistemin en güçlü destek kuvvetlerinden biridir. Mevsime uygun beslenerek aslında bu saydığımız tüm besin öğelerini, kolaylıkla bağışıklık sistemimize sunabiliyoruz. Sebze ve meyve tezgahlarında kışın hakim olan koyu yeşil yapraklı sebzeler, parlak turuncu renkler boşa değil, havalar soğudukça yağlanan leziz balıklar da... Hepsi tam da; bu besinlerin içerdiği vitamin ve minerallere olan ihtiyacımızın arttığı dönemlerde, beslenmemize dahil olmak üzere hazırlar!

 

 

Çinko en güçlü antioksidan

 

Dolayısıyla bağışıklık sisteminin güçlenmesinde veya güçsüz düşüp hastalandığımızda daha hızlı toparlanmamızda önemli rol oynar. Bu yüzden de bizler, birçok multivitaminin içerisinde hatta bazen sadece C vitaminiyle kombine olarak çinkoyu görmekteyiz. Besinsel çinko kaynaklarına baktığımızda ise özellikle hayvansal besinler, kırmızı et başta olmak üzere iyi birer çinko kaynağı. Bununla birlikte yağlı tohumlar, özellikle kabak çekirdeği, koyu yeşil yapraklı sebzeler de çinko açısından bizi desteklemektedir.

 

 

Yanlış diyetler bağışıklığı düşürüyor

 

Bilinçsizce uygulanan, yeterli ve dengeli olmayan beslenme programları, özellikle çok düşük kalorili şok diyetler; metabolizmayı her anlamda hırpalar ve sizi hastalıklara açık konuma getirir. Özellikle; düşük kalorili diyetler, kişilerde yeterli besin öğesi desteğini sağlamadığından bağışıklık sistemini zayıflatır. Kilo vermek için bir diyet sürecinde de olsanız almanız gereken zorunlu besin öğeleri vardır. Kısa vadede hızla kilo vermek amaçlanarak gereksiz besin kısıtlamaları yapılan diyetlerde arka planda bağışıklık sisteminizi zayıflattığınızı unutmayınız.

 

 

 

 

Bağışıklık için bunlara dikkat edin

 

Yemeklerinize bolca baharat eklemeyi ihmal etmeyin. Fesleğen, mercanköşk, zerdeçal, karabiber, pul biber, kekik ve naneyi tüm ana yemeklere, yoğurt, salata, çorbaya muhakkak eklemelisiniz. Yoğurdunuza sarımsak rendeleyebilir, çorbalarınıza soğan ekleyebilir, soğanlı yumurta yapabilir, et yemeklerini bolca sarımsakla pişirebilir, fırın yemeklerine daha çok soğan, sarımsak doğrayabilirsiniz.

A vitamini, özellikle solunum sistemi yolu enfeksiyonlarından koruyucu rolüyle etkisi kesin olarak kanıtlanmış bir vitamindir. Besinlerle günlük ihtiyacımızı, çok rahat karşılayabilmekteyiz. Hayvansal kaynakları arasında karaciğer, yumurta, süt ve tereyağı yer alırken bitkisel olarak ise özellikle, koyu yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, pazı vb) ile turuncu renkli (havuç, kış kabağı vb.) sebzeleri tüketeceğiniz bir diyetin; A vitamini ihtiyacınız konusunda yeterli olacağına emin olabilirsiniz. Etrafınızda soğuk algınlığı geçiren insan sayısının artmasını takiben yeşil, sarı ve turuncu renklerin de beslenmenizdeki hakimiyetinin artması gerektiğini unutmayınız. A vitamini karaciğerde depolanabildiğinden, besin takviyesi olarak bilinçsiz tüketilmesi de zehirlenmelere yol açabilir.

 

 

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam