SON DAKİKA
reklam
reklam

Aşkın kutsal gücü

Eklenme Tarihi: 14 Şubat 2021, Pazar - 00:16   Okunma Sayısı: 121134
Geçmişi pagan kültürüne dayanan 14 Şubat Sevgililer günü iki bin yıldır tüm dünyada kutlanıyor. Altı bin yıllık geçmişi bulunan dünyanın eski aşk şiiri ise İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergileniyor

Sevgililer gününün tarihçesi, Roma döneminde Şubat aylarında kutlanan Lupercalia Festivali yani Bahar ve Aşk Festivaline kadar uzanıyor. Bazı araştırmacılar ve tarihçiler ise 14 Şubat'ın kökenlerinin pagan kültürüne dayanan bir pagan inancı olduğu görüşünde birleşiyorlar. Ancak ne var ki,Irak’ın güneydoğu kesiminde yer alan Nippur Antik Kenti’nde bulunan bir tablet, dünyanın bilinen en eski aşk şiirini günümüze taşıdı. Bu aşk şiiri, pişmiş toprak bir tablet üzerine çivi yazısıyla Sümer dilinde yazıldı. İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenen bu tablet, dünyanın bilinen en eski aşk şiiri olarak kabul ediliyor. Sümer inancına göre toprağın bereketini sağlamak amacıyla kralın yılda bir kez bereket ve aşk tanrıçası İnanna adına ona hizmet eden rahibelerden birisiyle evlenmesi kutsal bir görev olarak kabul edilirdi. Bu şiiri de Sümer Kralı Suşin ile evlenen rahibelerden birisi olan Ludingirra tarafından çiviye alınmış. Sevginin, aşkın en güzel anlatım şekli olan aşk şiirlerinin M.Ö. 4 bin yıl önce yaşamış insanlar tarafından yazılıp, söylenmiş olması, aşkın kutsal gücünü gözler önüne seriyor. Bugün kapitalizmin pençesine düşen Sevgililer Günü, belki de 6 bin yıl önce çok daha temiz duygularla, çok daha farklı şekilde kutlanıyordu.

Sadece yazıyı değil aşkı da buldular

Dünyanın bilinen en eski uygarlığı olan Sümerler, dünya üzerinde yazıyı kullanan ilk medeniyet olarak da biliniyorlar. İlk yazıyı MÖ 3 binli yıllarında Sümerler buldu. İlk yazıları şekiller üzerine kuruluydu. Her biri farklı bir kavramı ifade eden ideogram adı verilen işaretlerden oluşan, Sümer çivi yazısı bir resim yazı şeklidir. Sümerce, dünyada yaşamış hiç bir dille bağlantısı kanıtlanamamış izole bir dildir. Sümerce çivi yazılı ilk aşk şiirinin olduğu tablet, 1889 yılında Bağdat'ın 150 kilometre uzağındaki Sümer kenti Nippur'da bulundu. Tablet ABD'li Sümerolog Samuel Noah Kramer tarafından deşifre edildi ve İngilizce'ye aktarıldı. Tableti Türkiye'nin ilk Sümerologu Muazzez İlmiye Çığ Türkçe'ye çevirdi. Yapılan araştırmalara göre şiir, Sümer Kralı Şusin için seçilmiş bir gelin tarafından yeni yıl bayramı kutlama töreninde söylenmek üzere kaleme alındı. Rahibe gelin aynı zamanda şair Ludingirra'nın Kral Şusin'e duyduğu hayranlık ve aşkı dizelerine taşıyan dünyanın yazılı en eski aşk şiiri, o dönemde yazıyı keşfeden Sümerlerin aynı zamanda aşkı da keşfettiklerini gösteriyor. O dönemde yazılan şiirlerin Sümer bayram ziyafetlerinde, şölenlerinde müzik, şarkı ve dans eşliğinde söylendiği tahmin ediliyor.

İlk şiirin övgü dolu dizeleri

Dünyanın en eski aşk şiiri eşsiz bir yazıt olarak İstanbul Arkeoloji Müze şark eserleri bölümünde sergileniyor. Müzedeki 2461 no.lu çiviyazılı tablette yazanlar dünyanın bilinen en eski aşk dizelerine ev sahipliği yapıyor. Çok az bir kısmı kırık ve iyi korunmuş bir vaziyette bulunan tablet, kadim ayinlerin en kutsalı olan 'kutsal evlilik' yani hieros gamos ayini sırasında söylenmek üzere yazıldı. Çok eskilere dayanan bu kadim tören yılın ilk günü yapılıyordu. Müzikli, danslı şölen ve şenliklerin öncesinde yer alırdı. Gelin Ludingirra, kralına yazdığı şiirde; Damat, kalbimin sevgilisi, Güzelliğin büyüktür, bal gibi tatlı, Aslan, kalbimin kıymetlisi, Güzelliğin büyüktür, bal gibi tatlı sözleri yer alıyor. Şiirde yapılan benzetmeler, tasfirler ve kullanılan övgü dolu sözler, Sümerlerin o dönemde edebiyatta ne kadar ileri gittiklerini de gösteriyor.

Paganlarda 14 Şubat

Başta Hıristiyanlık olmak üzere, pek inanışı etkileyen Pagan kültürünü 14 Şubat Sevgililer gününde de görmek mümkün. ayına denk geliyor. Paganizm, kökenleri dünyanın kadim doğa dinlerine uzanan bir inanç biçimi ve bu dinlerin genel adıdır. Bu dinlere mensup kişilere pagan denir. Paganlar genellikle doğadaki olaylara anlam yüklemeleriyle bilinirler. Güneş ve Ay tutulması, Fırtınalar, şimşek ve yıldırım, gök gürültüsü, deprem ve volkanik patlamalar gibi tabiat olayları paganlar tarafından bir inanca dönüştürülmüştür. Pagan inancına göre 14 Şubat; tabiatın tekrar uyanmasını, yani Bahar'ın başlangıcını temsil eder. Baharın gelmesiyle de doğada yer alan hayvanlar için çiftleşme dönemi de başlar. Paganlar bunu aşk mevsiminin başlangıcı olarak da kabul etmişlerdir. Bahar Bayramı törenlerinde evli olanlar, başlarına taktıkları çiçeklerden örülmüş taçlarla, sevgilerini pekiştirirlerdi. Bu tören aynı zamanda bekar olan gençlerinde birbirleriyle tanışmaları için bir teşvik anlamına geliyordu. O dönemlerde özellikle çocukları olan çiftlerin birbirlerine mütevazi hediyeler vermesi de doğurganlığı teşvik eden bir gelenek haline gelmişti.

Aziz Valentine ile gelen kutlama

M.S. 3. yüzyılda Roma İmparatoru 2.Claudius, ordusunu güçlendirmek için genç erkeklerin evlenmesini yasaklar. Ancak bir asker, sevdiği kızla Aziz Valentine tarafından kıyılan nikahla evlenir. Ardından başka askerler de gizli nikahlarla dünya evine girerler. Buna öğrenen İmparator, gizli nikahları kıyan Aziz Valentine',n 14 Şubat’ta idam edilmesini emreder. Bu nedenle her yıl 14 Şubat’ta Sevgililer günü kutlanmaktadır. Sevgililer Günü, her yılın 14 Şubat günü birçok ülkede kutlanan özel bir gündür. Kökeni, Roma Katolik Kilisesi'nin inanışına dayanan bu gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple bazı toplumlarda "Aziz Valentin Günü" olarak bilinir. Valentine kelimesi, Batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi veya sevgili anlamlarında da kullanılır. Sevgililer gününde çiftlerin birbirlerine hediye vermesi ise pagan kültüründen geçen bir ritüel olarak yerleşmiştir.

Kuşların aşk ritüeli

Jeomorfolojik bir doğa anıtı olan Hırvatistan'daki Baredine Mağarası, ülkenin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri. Milyonlarca yıllık bir geçmişe sahip olan mağara ülkenin Porec kentine 6 km mesafede bulunuyor ve 1995'ten beri ziyaretçilere açık. Bu mağaranın en ilgi çekici özelliği ise dünyada bilinen en eski aşk hikayesine ev sahipliği yapması. Efsaneye göre Gabriel adındaki soylu bir genç Milka adında çok güzel bir çoban kıza aşık olur. Gabriel'in annesi bu birlikteliğe engel olmak için tuttuğu adamlara Milka'yı bu mağaranın derinliklerine attırır. Sevgilisinin başına gelenleri öğrenen Gabriel mağaraya girer ve bir daha çıkmaz. Hikayenin asıl ilginç yanı ise yüzyıllardır tarla kuşlarının her sabah mağara girişine gelerek yaptıkları bir ritüel. Tarla kuşlarının ince ve tiz bir si sesi çıkartarak yaptıkları ötüşleri, iki sevgiliye adanmış bir aşk şarkısı olarak yorumlanıyor.

Dağ Çiçeklerinin Kraliçesi

Ana toprağı Moğolistan olan Avusturya ve Bavyera Alpleri’nden başka bir de Kafkas Dağları’nda rastlanan Edelweiss çiçeği, Almanca 'Kıymetli Beyaz” anlamına geliyor. Küçük beyaz ve yünsü görünümlü bu çiçek yüksek kayalık uçurumların ulaşılması güç noktalarında soğuğa ve zor hava şartlarında varlığını sürdürüyor. Uzun zamandır Alp Dağları’nda “koruma altında” olan bu çiçeğin yurtdışına çıkarılması, koparılması yasak. Karanlık Ortaçağ ve öncesi zamanlarda, sihir işlerinde kullanılan çiçek, romatizmal ağrıları tedavi etmesiyle de biliyor. Ancak bu çiçeği değerli kılan asıl şey ise ölümüne aşkın bu çiçekte vücut bulması. Dağ Çiçeklerinin Kraliçesi olarak adlandırılan bu nadir ve çok zor bulunan çiçek, yüzyıllardır, Orta Avrupa ve Kafkaslarda gençlerin aşklarını ispat etmesine aracılık yaptı. Yüzyıllar boyunca aşıklar bu çiçeğe ulaşabilmek için çok yorucu ve tehlikeli bir maceraya atılmaktan çekinmediler. Bugün bir aplikasyon uygulaması ile sevdiğinize istediğiniz çiçeğin siparişini verebiliyorsunuz. Ancak unutmayın ki, günümüz kadar pek çok kişi, sevdiğine bu çiçeği götürebilmek için sarp kayalıklarda hayatını kaybetti.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam