SON DAKİKA
reklam
reklam

Kış aylarının gözdesi

Eklenme Tarihi: 19 Ocak 2022, Çarşamba - 17:29   Okunma Sayısı: 51990
Kış aylarının gelmesi ile en çok tüketilen meyveler arasında yer alan kivi, sağlığa faydaları ile de dikkat çekiyor. Hem lezzetli hem de sağlıklı bir meyve olan kivi, Marmara ve Karadeniz Bölgesinde yetiştiriliyor.

Ülkemizde Yalova, Adapazarı, Bursa, Trabzon, Ordu, Çanakkale, Zonguldak ve Giresun'da yetiştirilen Kivi, tatlılarda da sıkça kullanılan bir meyve.  Vitamin deposu bir meyve olan Kivi, içinde bol miktarda C ve E vitamini bulunduruyor. Soğuk algınlığına ve hava değişiminin neden olduğu nezleye oldukça faydalıdır. Aynı zamanda çocuk gelişimini destekler. Günde 2 adet kivi tüketerek günlük C vitamini ihtiyacınızın büyük bir bölümünü karşılayabilirsiniz. Potasyum bakımından oldukça zengin bir meyve olan Kivi, özellikle de vücudunuza kramp giriyorsa ve spor sonrasında rahatsızlıklar yaşıyorsanız kivi tüketerek bu sorunlardan kurtulabilirsiniz. Kivi, kemik gelişimini de önemli ölçüde destekler. Aynı zamanda magnezyum ve kalsiyum açısından oldukça zengindir. Bayanların kemik erimesi riskine karşı bol miktarda düzenli olarak kivi tüketmesi gerekir. Biraz tatlı biraz ekşi tadıyla kış aylarında ülkemizde de bolca tüketilen kivi besin değeri oldukça yüksek bir meyve olup, son yıllarda sağlığa faydaları da oldukça ilgi görüyor.   

Günlük C vitamini ihtiyacını karşılıyor

Kivi meyvesinin en belirgin ve besleyici özelliği toplam askorbik asit (C vitamini) içeriğinin yüksek olması. Kivinin içerdiği C vitamini seviyesi iyi bir C vitamini kaynağı olan portakal ve çilekte bulunan vitamin değerlerinin neredeyse üç katı. Bunların yanı sıra kivi, iyi bir lif, potasyum ve K vitamini kaynağı. Kivinin “Hayward” denen yeşil renkli çeşidindeki C vitamini miktarı, 100 gramında 80 ile 120 mg arasında değişiyor. “SunGold” denen sarı renkli kivi çeşidinde ise, C vitamini miktarı 100 gramda 161.3 mg’dır. Vücudumuz birçok biyolojik süreç için c vitaminine ihtiyaç duyuyor. Örneğin c vitamini kolajen gibi yapıların veya oksitosin gibi hormonların vücutta sentezi için gereklidir. C vitamini, güçlü antioksidan özelliği ile bağışıklık sisteminin desteklenmesinde büyük rol oynar. Bağışıklık sisteminde hayati işlevi olan lökositlerin yapısında da C vitamini bulunur.

Demir ve E vitamini kaynağı

Düşük demir seviyeleri küresel olarak en yaygın görülen besin öğesi yetersizlikleri arasında yer alıyor. Demir seviyesi düşük bireyler ile yapılan bir çalışmada demirle zenginleştirilmiş kahvaltılık gevrek ile kivi tüketiminin demir seviyesinde olumlu etkileri olduğu belirtiliyor. Kivinin yüksek C vitamini içeriği demir seviyesini arttırabileceğinden demirden zengin besinlerle birlikte tüketimi eksikliğini yaşayan bireyler için önerilebilir.  Kivi, C vitaminin yanı sıra iyi bir E vitamini kaynağıdır. “SunGold” ve yeşil kivi 100 g'da sırasıyla 1,40 ve 1,46 mg E vitamininin ana formu olan alfa-tokoferol içerir. Bunun yanı sıra yeşil ve altın kivi, tipik olarak 100 g başına yaklaşık 301-315 mg içeren iyi potasyum kaynağıdır.

Önemli folat kaynaklarından birisi!

Kivi, diyette folatın iyi bir kaynağıdır. Folatın besin kaynaklarına baktığımızda, yeşil yapraklı sebzelerde bulunduğunu görüyoruz. Ancak bu sebzeler pişirildiğinde yani ısıl işlem uygulandıklarında folat miktarı uygulanan sıcaklık derecesine bağlı olarak azalır veya yok olur. Bu yüzden taze kivi folatın diyetteki iyi bir kaynağı olarak gösterilir. Aynı şekilde lif kaynağı olan kivide bulunan liflerin en önemli özellikleri arasında su tutma özelliği yer alır. Su tutma fizyolojik olarak önemli bir özelliktir çünkü dışkıyı ve diğer fonksiyonel faydaları etkiler. Kivinin içerisindeki bileşenler dışkı hacmini ve yumuşaklığını arttırarak kabızlığın etkilerini azaltabilir. Kivinin anti-kanser özellik gösterebileceği üzerinde de duruluyor. İçerisinde bulunan askorbik asit ve diğer antioksidan aktiviteye sahip yapılar aracılığıyla oksidatif hasarının azalması ve kanser hücreleri üzerindeki sitotoksik etkilerin azaltılarak anti-kanser etki gösterebileceği düşünülüyor. Bir diğer sebep ise kivinin günlük bağırsak hareketlerini ve dışkıda laktik asit bakterilerinin miktarını artırması ile kalın bağırsak kanseri için önleyiciliği olabileceğidir. Genel bir sonuç olarak, kivi tüketiminin sağlığımız için pek çok açıdan faydası olduğu bir gerçek. Ancak, unutmamak gerekir ki hiçbir besin mucizevi, her soruna çözüm değildir.   

Çin'den tüm dünyaya yayıldı

Kivi, asma benzeri odunsu bir tırmanıcı bitki türü olan Actinidia deliciosa'dan ve A. deliciosa ile diğer Actinidia türleri arası melezlerden elde edilen kültivar grubundaki bitkiler ile bu bitkilere ait yenilebilir meyvelerin ortak adıdır.  Kivi meyvesi, Çin'in güneyindeki Yangtse Vadisine özgü bir bitkidir. Avrupalılar tarafından 1850'li yıllarda keşfedilen bitkinin birkaç türü 1900'lü yılların başında Yeni Zelanda, İngiltere ve Amerika'ya yayıldı. Kivi meyvesi, Yeni Zelanda'ya ilk kez 1904 yılında geldi. 25 yıl süresince bahçıvanlar tarafından geliştirildi, yetiştirildi ve bazı büyük meyveli cinsler seçildi. 1935 yılında, büyük meyveli cinsler Kaliforniya, Chico'daki "Plant Introduction Station"'a gönderildi. 1960'ta, araştırmacılar Kaliforniya'da uygulanabilir metotlar geliştirmeye başlayarak, çiftçileri bu yeni ürünü ekmeleri için cesaretlendirdiler. Böylece 70'li yılların başında yeni bir endüstri doğdu.

Mayıs ayında çiçek açar

Kivi, üzüm gibi büyük ve odunsu bir gövdeye sahip ve yapraklarını her yıl döken bir asmadır. Erkek ve dişi olmak üzere iki türü vardır ve meyve alabilmek için iki türünde karşılıklı olarak dikilmesi gerekiyor. Aksi takdirde meyve almak mümkün olmaz. Kivi asmaları 4–5 m ara ile ekilir. 1,8–2 m yüksekliğinde güçlü sırıklarla desteklenir. Güçlü asmalar; sürülmüş toprağa, sık sulamaya ve rüzgardan korunmaya ihtiyaç duyar. Bitki sağlıklı bir şekilde büyümek için ılıman iklime gerek duysa da filizlerin büyümesi için kış soğuğuna ihtiyacı vardır. Bitki Mayıs ayında çiçek açmaya başlar ve ürün ekim ayı ortası ile kasım aylarında hasat edilir.Karadeniz bölgesinde yağış fazlalığı nedeniyle sıcaklık düşük olur. Bu nedenle olgunlaşma aralık ayına da uzanır.

Son derece besleyici bir meyve

Ülkemizde son yıllarda pazar tezgahlarında sıkça görülen, kahverengi kabuğu, yeşil meyvesiyle oldukça besleyici bir meyvedir. Kivinin ekşi tadı olmasına rağmen, pastalarda diğer meyvelerle oldukça iyi gider, görüntüsündeki parlak renk, siyah çekirdeği süslemeler içinde tercih nedenidir. Kivi egzotik bir meyve olmasına rağmen artık Türkiye’ de yetiştirilmesinden dolayı daha sık mutfağa girebilen bir meyve olmuştur. Kivi C vitamini açısından oldukça zengindir. Soğuk algınlıklarında, sigara tüketiminde haftada birkaç defa kivi yemek vücudun C vitamini ihtiyacını karşılamakta oldukça başarılıdır. Üstelik sadece C vitamini yönünden zengin değil aynı zamanda potasyum miktarıyla da kaslar ve kalp sağlığı için iyi bir takviyedir. Kivinin haftada birkaç kere tüketilmesi damar tıkanıklığını da önleyici bir rol oynamaktadır.

Sindirim sitemini hızlandırır

Kivi'nin sindirimi kolaylaştırdığı ve bağırsaktaki iyi mikroorganizmaları besleyerek sindirim sistemine yardımcı olduğu yapılan deneylerde de kanıtlanmıştır. Ancak kabızlık gibi bir sağlık sorununuz var ise kayısı ve erik gibi meyvelerden daha fazla yarar sağlayabilirsiniz. Kivi içeriğindeki potasyum dışında ayrıca tansiyon dengelemede de etkilidir. Yeşil yapraklı bitkilerde bulunan lutein maddesi tansiyonunu dengeleyerek tuzun yarattığı etkiyle savaşır. Vücudumuzun potasyum ihtiyacı yeterince karşılanmazsa, tansiyon sorunları yaşamak kaçınılmazdır. Potasyum oranı yüksek yiyecekler yemek sizi tansiyon sorunundan uzak tutmaya yaracaktır. C vitamini yüksek olması nedeniyle kış aylarında özellikle diğer C vitamini deposu meyvelerle beraber tüketmek bağışıklık sistemini güçlendirerek, soğuk algınlığı sorunlarından bizi koruyacaktır. Kivi ayrıca mineral ve antioksidan olarak da zengin bir meyve olduğu için, vücut direncini yüksek tutmaya yardımcı olur.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER, UĞUR FARUK YILDIZ

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam