SON DAKİKA
reklam
reklam

EYT’liler Seslerini Maltepe’den Duyurdular

Eklenme Tarihi: 21 Mayıs 2022, Cumartesi - 23:48   Okunma Sayısı: 39894
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Federasyonu tarafından, İstanbul’un Maltepe ilçesinde miting düzenlendi.

Mitinge İstanbul ve çevre illerden çok sayıda kişi katlım sağlarken, mitinge katılanlar arasında Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkan Ümit Özdağ, Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Erhan Usta,  İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, Gelecek Partisi İstanbul İl Başkanı İsa Mesih Şahin , Milli Yol Partisi İstanbul İl Başkanı Ahmet Taşkent,  TİP Milletvekili Ahmet Şık gibi isimler de yer alarak, EYT’lilere destek verdiler.  Yoğun bir kalabalığa hitap eden EYT Federasyon Başkanı Görül Boran Özüpak, : "Yaklaşan genel seçimle birlikte en güzel tepkimiz, demokratik hakkımızı kullanırken sandıkta tercihimizi bizi anlayan, bizi dinleyen ve yanımızda olanlardan yana kullanmamız olacaktır. Yasal olmayan hiçbir şeyde ısrarcı değiliz. Biz sadece yasaların geriye dönük işlemeyeceğini söylerken ısrarcıyız ve olmaya da devam edeceğiz. İşe giriş başlangıç tarihimizde bize sunulan şartlar neyse o şartların yerine getirilmesinde ve insanca yaşanır bir emekli maaşında ısrarcıyız. Emek bizim, alın teri bizim, biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız, bizi yok sayamazlar. En güzel tepkimizi de sandıkta göstereceğiz.”  İfadelerini kullandı.

EYT’liler Tek Ses Oldular

Yıllar önce yapılan düzenlemeyle emeklilikleri için yaş sınırına takılan, prim gün sayısını doldurup, yaşı doldurmayı bekleyen ve kamuoyunda Emeklilikte Yaşa Takılanlar olarak da bilinen geniş bir kesim İstanbul’un Maltepe ilçesinde Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Federasyonu’nun çağrısı ile Maltepe Sahil Miting Alanında 15 Mayıs Pazar günü miting düzenlediler. Sıcak ve güneşli havada gecen mitingde binlerce EYT’li alanı doldurdu. EYT’liler "Edirne'den Kars'a, Jüpiter’den Mars'a eğer adalet varsa çıksın artık bu yasa, duysun Ankara" sloganını hep birlikte söylediler. Mitinge siyasilerin ve Sivil Toplum Örgütlerinin katımı yoğun oldu. Mitingde siyasi partilerin genel başkanlarının yanı sıra,  CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, DİSK Eski Başkanı Süleyman Celebi, TGRT Haber Sunucusu Ekrem Açıkel, CHP Maltepe İlçe Başkanı Ali Cengiz Erol ve yönetimi,  CHP Kartal İlçe Başkanı Efendi Argunşah,  Siyasi Partilerin yöneticileri, STK Başkanları ve yöneticileri katılım sağladılar.  Mitinge yoğun programları nedeniyle katılamayan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu,  Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ve CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in EYT’lilere destek mesajları okundu.

EYT Federasyon Başkanı Gönül Boran Özüpak “Sonuç alana kadar mücadele edeceğiz. Emekliliğin hakkımız olmadığını söyleyenlere de kim olursa olsunlar; hangi görüşte olursa olsunlar sonuç alıncaya kadar muhalif olacağız.”

Emeklilikte Yaşa Takılanlar Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Gönül Boran Özüpak, Maltepe mitinginde yaptığı konuşmada şunları söyledi;

 

“Selam olsun Güzel Türkiye’min doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, ülkenin dört bir yanından gelerek; işine ekmeğine onuruna sahip çıkan, bu güzel ülkeyi bir o kadar da yaşanır kılan vefakar, cefakar kaderdaşlarım sizleri sevgiyle ve büyük bir saygıyla selamlıyorum. Hepiniz hoş geldiniz…

Varız dedik, biriz dedik, birlikteyiz ve işte bugün buradayız diyerek bugün Maltepe’den sesimizi yükseltiyoruz. Biz kim miyiz? Her zaman ÖNCE VATAN, ÖNCE DEVLET diyen, yaşamı boyunca sayısız ekonomik krize göğüs geren, emeklilik hakları ellerinden alınmışlarız. En uzun çalışma hayatıyla da devletine en çok katkı sağlayanlarız. Devletiyle çalışma hayatının başında bir sözleşme yapan, çalışan, üreten ve karşılığında asgari ücrete mahkûm edilen emekçileriz. Sen kazandığın gelirden devletine vergi vereceksin dediklerinde hay hay diyenler, her ay maaşından tıkır tıkır, daha cebine girmeden gelir vergisini ödeyenleriz. İleride devletin güvencesinde bir gelire sahip olmak istiyorsan bana şu kadar sene boyunca prim ödeyeceksin dendiğinde de hay hay diyerek yine tıkır tıkır primlerimizi ödeyenleriz. Ama gel gör ki bizden istenen vergileri hiçbir aftan faydalanmadan kuruşu kuruşuna ödememize rağmen hakları devlet eliyle ötelenenleriz. İlerlemiş yaşı nedeniyle işsiz kalan ve yine aynı sebeple yeni bir iş bulamayınca devletin sağlık hizmetlerinden faydalanabilmek için; hiçbir geliri olmadığı halde GSS diye tabir edilen Genel Sağlık Sigortası primi ödemeye zorunlu tutulanlarız. Biz kim miyiz? Muhalefet ağzıyla hak aranmaz diyenlere; biz hiçbir düşünceye hiçbir görüşe muhalif değiliz. Siyaset yapmıyoruz. Siyaset bizim sadece mücadele ettiğimiz zemindir diyenleriz. Ama herkes şunu çok iyi bilsin ki; haklarımızın gasp ediliyor olmasıyla sonuç alana kadar mücadele edeceğiz. Emekliliğin hakkımız olmadığını söyleyenlere de kim olursa olsunlar; hangi görüşte olursa olsunlar sonuç alıncaya kadar muhalif olacağız. Biz kim miyiz? Atanmışlarla seçilmişlerin EYT konusundaki tutarsız açıklamaları karşısında; bizlere yapılan hakaretleri unutmadık, unutmayacağız diyenleriz. Vaat vermek iktidara talip olan muhaliflerin işidir; iktidar olana ise vaat vermek değil çözmek yaraşır diyenleriz,Staj Mağdurlarıyız, intibak bekleyen emeklileriz,bağlanan üç kuruş Emekli maaşları ile GEÇİNEMİYORUZ diyen emeklileriz.

“Değerli EYT’ liler, dünyanın hiçbir yerinde EYT diye bir problem yok. EYT problemi bize, Türkiye’ ye has bir problemdir. Nedenleri ile nasılları ile tamamen yerli ve milli bir toplumsal problemdir.”

Herkes biliyor ama hadi gelin beraber bir durum tespiti yapalım tekrar. EYT olarak 23. yıldönümümüze girmek üzereyiz. Bu toplumsal problemin bu kadar uzun süre çözülmemesi bir sosyal devlet anlayışı ile iktidarın ayıbı değildir de nedir? Neredeyse 23 yıl önce çıkan bir yasanın; dünyanın hiçbir yerinde örneği olmayan şekilde geçmişe yönelik uygulaması ile bizatihi siyaset eliyle doğmuştur EYT mağduriyeti. Söylerken 2 kelimede EYT mağduriyeti diye söyleniyor ama içinde birçok başka mağduriyetler barındırmaktadır. Beraberinde getirdiği genç işsizlik, staj sürelerinin sayılmaması, reform adı altında farklı sigorta kollarının birleştirilmesi sırasında yaşanan hak kayıpları, EYT’ nin icadından bir süre sonra Aylık Bağlama Oranlarının düşürülmesi, bir dönem göz dikilen kıdem tazminatları…. Daha sayalım mı? Saymakla bitmiyor SGK mağduriyetleri… Siyaset mekanizması emeğin hakkını görmezden geldiği sürece de bitmeyecek, yenileri eklenecek besbelli… Yıllarca çalışıp üretip devlete olan yükümlülüklerini harfiyen yerine getireceksin ve sonra da siyasi yönetim politikaları sebebiyle sürekli yoklukla sınanacaksın. Sürekli veren el olacaksın. Sürekli emekleri ve hakları sömürülenler olacaksın. İşte bu biz değiliz. Buna asla razı değiliz. Siz buna razı mısınız kaderdaşlarım? Karşımıza sürekli Avrupa’dan örneklerle çıktılar. Yok Almanya’ da emeklilik yaşı 67 yok Fransa emeklilik yaşını 67 ye çıkardı vs. Peki; soru 1 – Avrupa ülkelerindeki işsizlik oranı nedir? Haberiniz var mı? Soru 2- Avrupa ülkelerinde işsiz kalanlara verilen işsizlik maaşı ve sürelerini biliyor musunuz? Ve üçüncü ve son olarak ve aslında en önemli soru – Bu ülkelerin hangisinde emeklilik yaşını 67 ye çıkarırken bu yasalar geçmişe yönelik olarak uygulandı? Bizim bedelini peşinen ödediğimiz emeklilik haklarımızı bize çok görenler bu soruların cevaplarından köşe bucak kaçmaktadırlar. Bir ülkede işsizlik sorununu çözmeden, yeterli istihdamı sağlamadan mevcut emeklilik şartlarına üçüncü bir şart olarak YAŞ şartını getirmek işe sondan başlamak değil midir? Bu tam anlamıyla siyasi bir başarısızlık değil midir? Sonuçlarını bilmeden hareket etmek değil midir?” Sorunu çözmek yerine doğrudan sondan başlamayı tercih eden siyaset mekanizması, nihayet EYT probleminin acil çözülmesi gereken bir toplumsal problem olduğunu fark edince de türlü türlü modellerle çıktılar karşımıza. Finlandiya Modeli, İsveç modeli, Almanya modeli. Değerli EYT’ liler, dünyanın hiçbir yerinde EYT diye bir problem yok. EYT problemi bize, Türkiye’ ye has bir problemdir. Nedenleri ile nasılları ile tamamen yerli ve milli bir toplumsal problemdir. Hal böyleyken neden problemin kendi bilinmeyenlerine odaklanmıyorsunuz da ithal modellerle çözüm getirilmeye çalışıyor. İlla Avrupa ülkelerinden bir model alacaksanız işsizliği nasıl çözüyorlar; işsizlere nasıl destek oluyorlar, kayıtsız çalışma önüne nasıl geçiliyor, onlara bakın o modelleri çalışın asıl.

“EYT’ liler olarak haklarımız için mücadele ediyor olsak da emeklilerimizi ve yaşadıkları sorunları da yakından takip ediyoruz.”

Değerli kaderdaşlarım, her seçim arifesinde o tozlu raflardan alınıp tekrar gündeme oturtuluyoruz. Her seçim öncesinde türlü türlü vaatlerle umutları sömürülenler olduk. Her seçim döneminde, anayasal bir hak olduğu için siyasi partilerin vaatlerinin arasında temel hak ve özgürlüklerin korunması meselesi başta gelen vaatlerin arasında yer almaktadır. Temel hak ve özgürlüklerin tanınması ve teminat altına alınması; özgürlük, adalet ve barışın temelidir denmektedir. Ancak tüm seçim beyannamelerinde bu vaatlerin ortak olmasına rağmen bu konuda verilen taahhütlerin yerine getirilemediğini hep birlikte yaşadık, hep birlikte şahit olduk. Bu arada, yeni bir seçim dönemine girilmişken bu vaatler tutulsa ,  emeklilik haklarımıza bir parmak bal sürerek çözüm ürettik denilse  dahi mağduriyetlerimiz maalesef mağduriyetimiz giderilmiş olmuyor. EYT’ liler olarak haklarımız için mücadele ediyor olsak da emeklilerimizi ve yaşadıkları sorunları da yakından takip ediyoruz. Çünkü 2008 yılında, şu anki iktidar partisi tarafından; sosyal güvenlik reformu olarak sunulan 5510 sayılı kanunla Aylık Bağlama Oranları o kadar düşürüldü ki; yıllarca çalışıp ürettikten sonra bugün emekli olan kaderdaşlarımıza bağlanan emekli maaşları kabul edilemez,  sosyal yardım niteliğinde maaşlarıdır, düşüktür. Hatta hükümetimiz de bunun çok düşük olduğunu görüyor ki Hazine yardımı eliyle en düşük emekli maaşları günümüzde 2.500 TL’ ye tamamlanıyor. Ama dikkat edin burada da büyük bir siyaseten bir yanıltma ile karşı karşıyayız. Öyle kelimelerle ifade ettikleri gibi en düşük emekli maaşı 2.500 TL değil. Bu koskoca bir yanıltma arkadaşlar. Emekli maaşları 1.500 TL – 2.000 TL gibi rakamlar olarak bağlanıyor. Üstü devlet yardımı ile 2.500 TL tamamlanıyor. Zam dönemi gelip de; SGK sisteminden 1.500 TL olarak görünen maaş artıyor ve 1.800-2.000 TL oluyor ve yine hükümet sistemdeki düşük emekli maaşı 2.500 TL’ ye tamamlıyor. Burada verilen bir hak yok. Burada emeklilerin, emekçilerin ağzına bir parmak bal sürme politikasının ön plana çıktığını görüyoruz.   Aynı EYT sorunun da olduğu gibi burada da problemin kaynağına inmektense, emekçilerin hakların gaspına ve haklar üzerinden siyaset yapılmasına tanık oluyoruz. Bu işin çözümü en düşük emekli maaşını hazine yardımı ile şu rakama tamamlıyorum demek değildir. Yapılması gereken; adaletli olmak için kaynakların eşit paylaşımı için, ABO oranlarının iyileştirilmesidir. Adaletli olmak için tek çözüm yolu budur.

Değerli Kaderdaşlarım; değinmek istediğim bir başka SGK mağduriyeti de Staj Mağduriyeti konusudur. Ben de bir Meslek Lisesi mezunu olarak iş hayatıma stajyer olarak başladım. Ben de bir staj mağduruyum. Hepimizin ellerinde SSK kartlarında başlangıç tarihi olarak staja başladığımız tarihler yazmaktadır. Burada da kandırıldık. Burada da haklarımız gasp edildi. Staj konusunda da günümüzde büyük adaletsizlikler yapıldı. Bazı meslek gruplarında stajda geçen süreler emeklilik hesabı yapılırken birçok meslek grubunda ise bunun tam aksi söz konusudur. Neden SSK kartlarındaki tarihlerimiz SSK başlangıç tarihi yazarken kabul edilmiyor. Hadi başlangıç tarihi saymadınız Çözüm için bir borçlanma getirilerek çözüme kavuşması sağlanabilirken bu sorunumuz yıllarca süre geliyor.

“Bizim tek ortak paydamız EYT’dir. Tek meselemiz de EYT’dir.”

Değerli Arkadaşlarım;

Gelelim mağduriyetimiz ve verdiğimiz mücadelemizle kimler neler dedi kimler neler söylediler, ne vaatler dediler.Hadi biraz da onlara bakalım. Zaten şu anda iktidarda olup da bizlere çeşitli çözüm vaatleri verenleri anlamak gerçekten zor. Değerli kaderdaşlarım size soruyorum. İktidarda olanlara vaat vermek mi yakışır? Yoksa doğrudan çözmek mi? Kıymetli EYT’liler vaat vermek kimin işidir? İktidara talip olan muhalefet vermez mi vaatler? İktidar neden vaat veriyor? Neden biz EYT’ yi çözeceğiz diye gelecek zaman ekiyle konuşuyor?  İktidar elinizde!.. Çözmek için neyi bekliyorsunuz? Hepimizin işsizlikten, aşsızlıktan telef olup bitmemizi mi bekliyorsunuz? Ama bakalım kimler neler demiş?  “İşe girdiği tarihte tabii olduğu mevzuata göre emeklilik için gereken sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayılarını tamamlayan ancak yaş düzenlemesi nedeniyle emekli olamayanların mağduriyetleri giderilecektir” bunu kimler ne zaman söylemiş biliyor musunuz? Bundan ta, 7 yıl önce evet 7 yıl önce 2015 seçimlerinde MHP seçim beyannamesinde ifade etmiş. Eee? Hani nerede? Aradan geçen 7 yıl içinde ne yaptınız bu vaadinizle ilgili olarak? Tek bir arpa boyu kadar yol alabildiniz mi?  Bu vaadi verdikten tam 3 yıl sonra 2018 seçimlerinde; aynı MHP “Emekli aylıklarındaki eşitsizliklerin giderilmesi, refah payının artırılması ve emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetlerinin giderilmesi” vaatleri ile meydanlara çıkmış tekrar. Bu vaatlerinin üzerinden de gün itibarıyla 4 yıl geçmiştir. Peki, bu vaatlerin karşılığında ne yapıldı? Onlara da bir bakalım mı? Seçimler bitip de vaatler raflara kaldırılınca; meclisteki koltuklarına oturan MHP önce hepimizin aklıyla oynarmışçasına “49 milletvekili ile bizim bir yasa çıkarmamız mümkün değil” söylemiyle cevap verdiler. Bu cevaptan ötürü çok tepki alınca da “Karşılığının ve kaynağının bulunmasında zorluk çekilen bir ortamda bu vaadin yerine getirilmesi belki muhalefet açısından uygun olabilir; ama bizim cumhur ittifakının yaklaşımı ve anlayışı açısından doğru değildir” şeklinde bir söylem geliştiren MHP Genel Başkanı; bir süre sonra da meydanlarda verdiği sözleri artık tamamen inkâr edecek şekilde “Bu konunun çözümünde ısrarcı değiliz” ifadelerini de kullanmıştır. Bizi muhalefet ağzıyla hak aramakla eleştirenlere sesleniyorum. Bu ifadeler bizim ifadelerimiz değil. EYT’lilere verilen vaatler ve o vaatleri verenlerin daha sonra EYT için söyledikleridir. Bizim tek ortak paydamız EYT’dir. Tek meselemiz de EYT’dir. Ve haklı mücadelemizle, Bizler herhangi bir siyasi partiye değil haklarımızın gasp edilmesine muhalifiz. Bunu kim yaparsa yapsın; haklarımızın gasp edilmesine muhalif olmaya da devam edeceğiz…

Şimdi gelelim iktidar partisinin EYT konusundaki söylemlerine… Tarih 17 Nisan 2012. Şu anda da genel başkan olan iktidar partisinin genel başkanı “IMF’ nin talepleri doğrultusunda mağdur edilen vatandaşlarımızın, iktidarımızda bu mağduriyetini gidereceğiz” ifadesini kullanmıştır. Bu cümledeki mağdur vatandaşlar biz yani Emeklilikte Yaşa Takılanlardır. Peki öyle mi oldu? Mağduriyetlerimiz giderildi mi? Elbette hayır. En başından beri bizi bizden dinleyin dememize ve türlü kanallardan randevu talep etmemize rağmen talebimiz kabul görmedi. Bizim sorunlarımızı bizden değil de siyaset yapmaya çalışan EYT’nin ‘E’ sini bilmeyen yakın çevresinden dinlemeyi tercih edince yukarıdaki cümlelerde ifade ettiği gibi mağduriyetin giderilmesi bir yana türlü türlü hakaretlere uğradık. İktidar partisi genel başkanı, 10 sene önce İMF’nin mağdur ettiği vatandaşlarımız diye ifade ettiği emeklilikte yaşa takılanlar için bu defa “Bir de bunlar türedi. Ne olacak? Emekli olacak sonra gidip başka bir iş de daha çalışacak. Yani çift dikiş. Olmaaaaz öyle şey” ifadelerini kullanmıştır. En düşük emekli maaşının hazine eliyle bile desteklenerek ancak ve ancak 2.500 TL’ ye tamamlandığı bir ülkede bir emeklinin ilerlemiş yaşına rağmen gidip ikinci bir iş de çalışmaktan yani çift dikiş atmaktan başka bir çaresi var mıdır? Çoluğunun çocuğunun rızkını bu hayat pahalılığında 2.500 TL ile nasıl idare etsin? Üstelik iktidar partisinin genel başkanının bu çift dikiş çıkışının ardından; 5-6 yerden bol sıfırlı maaşlarla 5-6 dikiş atan bürokratların ortaya çıkması da biz emeklilikte yaşa takılanlar için ayrıca bir hakaret anlamına gelmektedir. Şimdi tekrar size sormak istiyorum. Elinizi vicdanınıza koyarak bu soruma cevap vermeye çalışın. Tüm bu söylemler karşısında kim kime muhalif? EYT federasyonumuzun bu miting dahil olmak üzere bugüne kadar düzenlediği pek çok etkinlik, miting ve organizasyon sayesinde bugün EYT probleminin finansal bir problem olmadığı toplumsal bir problem olduğu; iktidarından muhalefetine tüm kesimler tarafından kabul edilmiş durumdadır. Şu çok açık ve nettir ki; EYT probleminin çözümü konusunda finansal bir sıkıntıdan ziyade finansal tercih problemi vardır. Kaynakların yerinde ve adil paylaşımı durumunda; örnek olarak sadece kayıt dışı istihdamın bile önüne geçildiğinde EYT çözümü için ihtiyaç duyulan finansal kaynağın kat ve kat fazlası elde edilebilmektedir.

Bedeli zaten ödenmiş EYT hakları için kaynak arayışları aslında izlenen yanlış ekonomi politikalarının bir sonucudur. Ama yine de bu kaynak var ki farklı yerlere harcanmak istenmektedir. Suriyeliler başta olmak üzere İktidarın izlediği sığınmacı politikası milyarlarca doların başka milletlere harcanmasına yol açarken kendi milletinden olan EYT’lilere bu denli sırtını çeviren bir anlayış kabul edilemez. Yine kendi milletinden olan EYT’liler işsizlik çıkmazında ve ülkenin içinde bulunduğu hayat pahalılığında yaşam mücadelesi verirken 137 farklı millete sosyal yardım yapılıyor açıklamalarının olmasının anlamı ve mantıklı bir izahı bulunmamaktadır. Bu durumda, siz çalışın üretin verginizi verin ama ben sizin haklarınıza el koyarak ve o haklar ile dünya üzerinde siyaset yapayım anlayışı kabul edilemez bir politikadır. Tüm bunları yaşarken ve tüm bu söylemler yapılmış olmasına rağmen, seçim takvimi sürecinde olduğumuz için EYT problemi ile ilgili olarak iktidar partisi yetkililerinden  çelişkili sesler yükselmektedir. Seçilmiş olanlar EYT problemini çözeceğiz; şu tarihe kadar çözeceğiz, bunu ancak biz çözeceğiz ifadelerini kullanırken; atanmış ve yetkili bakanlar ise EYT gündemimizde yoktur demektedirler. Bu çelişkili ifadeler de göstermektedir ki seçim tarihi gelene kadar bir oyalama stratejisi uygulanmaktadır. Bu strateji yanlış bir stratejidir. İktidar partisini çok daha fazla geç olmadan uyarıyoruz. Şimdiye kadar sütten ağzımız yandı bundan sonra yoğurdu üfleyerek yiyeceğiz. Yani artık iktidarda olana vaat verme şansı tanımıyoruz. Zaten vaat vermek; iktidar olmak isteyen muhalefete yakışan bir davranıştır. İktidar olan vaat vermez. İktidar olana icraat yakışır.

“ EYT’ nin haklı mücadelesinin gücü bütün siyasi partilerin buluştuğu ortak bir mesele, birleştirici bir güç olmuştur. EYT Federasyonumuz da bu birleştirici gücü arkasına alarak bugün Türkiye’nin en büyük Sivil Toplum Kuruluşu konumuna gelmiştir. Lütuf istemeyen, bağış istemeyen sadece ve sadece kazanılmış haklarını insanca yaşanır bir maaşla haklarını isteyenlerdir. Bu güç sizin eseriniz. Bu güç  sizin gücünüzündür.”

Peki muhalefette olanlar neler söylüyor? Elbette vaat veriyorlar. Yani bizi seçerseniz; biz iktidar olursak EYT problemini şu şekilde çözeceğiz. Kaynakları bu şekilde yaratacağız. Sizi 1999 öncesindeki haklarınızla, yani işe girdiğiniz zamanki koşullar neyse o koşullara göre emekli edeceğiz diye vaatlerde bulunuyorlar. Hepsiyle görüştük. Hepsi bizi bizden dinlendi. Dolayısı ile EYT problemini şu anda iktidar partisi ve ortağından daha iyi biliyorlar. Çünkü problemin kaynağına indiler ve EYT federasyonumuzu dikkate aldılar. EYT ‘nin bir kul hakkı olduğunu, Anayasal kazanılmış bir hak olduğunu hepsi kabul ettiler.Bu çerçevede çözüm önerilerini sunmuşlardır. Gelinen süreçte görünen odur ki; yanımızda olanın yanındayız diyerek, EYT’ nin haklı mücadelesinin gücü bütün siyasi partilerin buluştuğu ortak bir mesele, birleştirici bir güç olmuştur. EYT Federasyonumuz da bu birleştirici gücü arkasına alarak bugün Türkiye’nin en büyük Sivil Toplum Kuruluşu konumuna gelmiştir. Lütuf istemeyen, bağış istemeyen sadece ve sadece kazanılmış haklarını insanca yaşanır bir maaşla haklarını isteyen bugün burada toplanan arkadaşlarım, kaderdaşlarım Bu güç sizin eseriniz. Bu güç  sizin gücünüzündür. Varız dedik değil mi!… Dön bak yanındakine arkandakine… Bak Türkiye’nin dört bir köşesinden gelmişiz. Bak nasıl varız, hem de var ya. Öyle bir varız ki görmezden gelemez kimse bizi. Biriz dedik değil mi? Evet bakın birbirinize değerli kaderdaşlarım hepimiz birimiz. EYT’li olmak hepimizin ortak paydası. Hepimizin derdi aynı… Yanımız, yöremiz, töremiz farklı olabilir ama bizi BİR yapan bir değerimiz var. O da EYT’li oluşumuzdur. Birlikteyiz dedik değil mi? Evet en başından beri birlikte mücadele ediyoruz. EYT Federasyonu çatısı altında her yerde, her platformda, sosyal medyada, görsel ve yazılı basında, mitinglerde, çeşitli özel günlerde hep birlikte olmadık mı? Yalan mı? Bu güçlü ve onurlu mücadeleyi, bu azmi, bu kararlılığı birlikte olmamıza borcu değil miyiz? Buradayız dedik değil mi? Evet buradayız. Bugün 15 Mayıs 2022 Maltepe Miting Alanındayız ve bugün Türkiye tarihinde yerini alacak bir gün. Bizleri görmezden gelmekte, Yok saymakla yok olmuyoruz. Bakın işte kapı gibi buradayız. Vallahi de billahi de buradayız.

Değerli kaderdaşlarım; yaklaşan genel seçimle birlikte en güzel tepkimiz demokratik hakkımızı kullanırken, sandıkta tercihimizi bizi anlayan, bizi dinleyen ve yanımızda olanlardan yana kullanmamız olacaktır. Yasal olmayan hiçbir şey için ısrarcı değiliz. Biz sadece yasaların geriye doğru işlemeyeceğini söylerken ısrarcıyız ve olmaya da devam edeceğiz. İşe başlangıç tarihimizde bize sunulan şartlar neyse o şartların yerine getirilmesinde ve insanca yaşanır bir emekli maaşında ısrarcıyız. Beklemiş olduğumuz bunca sene boyunca zaten büyük bir bedel ödedik başka bir bedel daha ödemenin de adaletsiz olacağını açıkça ifade ediyoruz ve asla kabul etmiyoruz. Güzel Türkiye’mizin 4 bir köşesinden kalkıp geldiniz. Bugün Varlığımızla, Birliğimizle, Kardeşliğimizle Haklılığımızı haykırdık. Haklarımızı haykırdık.

Reva görülen mağduriyetin sürecini, maruz kaldığımız hakaretleri unutmayacak, bir parmak bala razı gelmeyerek, Yanımızda olanın yanında olacağız sözümüzle, haklılığımızı sonuna sonuç alıncaya kadar da haykırmaya devam edeceğiz. Var olun. Sağ olun… Hepinizi çok seviyorum. Hepinizi kucak dolusu selamlıyorum. Allaha emanet olun….”

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: SİNAN ERDOĞDU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam