SON DAKİKA
reklam
reklam

Avrupa, Covid-19 ve Aşı Pasaportu

Köşe Yazarı: Mert CiGERLİ   Eklenme Tarihi: 25 Ocak 2021, Pazartesi - 02:48   Okunma Sayısı:

Covid-19, tüm dünyada hız kesmeden bulaşmaya devam ediyor. Neredeyse tüm ülkelerde az veya çok aşılama dönemine girildi. Bu gelişmeler ile birlikte Avrupa Birliği, kendi içerisinde mutasyonlu virüs ve aşı değerlendirmeleri yapmaya başladı.

 

İlk olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel, 16 eyalet başbakanı ile her acil durumda olduğu gibi “kırmızı” kodu ile bir toplantı yaptı. Kumaş maskelerin etkisizliği ve FFP tipi maskelerin kullanılması zorunluluğu öncelikli konularıydı. Ülkemizde de sıkça kullanılan kumaş maskelerin etkisinin çok az olduğu bilimsel olarak ortaya konuldu. Bununla beraber okullar ve kreşler ile hayati ürünler satmayan dükkanlar, berber ve kuaförlerin de en az 14 Şubat’a kadar kapalı kalması planlandı. Almanya`yı bu konuda hemen Avusturya örnek alarak maske konusunda zorunluluk getireceğini bildirdi. Fransa hükümeti ise, çok katlı olarak bile yapılmış olsa kumaş maskelerin yeterli koruma sağlamadığına karar veren bilim kurulunun tavsiyesi doğrultusunda cerrahi maskeyi zorunlu ilan edip, etmemeyi kendi içerisinde değerlendiriyor.

 

Covid-19 mutasyonu ile birlikte Avrupa kendi içinde yeni önlemler almaya bu şekilde başladı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise, İngiltere’de ortaya çıkan ve daha bulaşıcı olduğu düşünülen koronavirüs mutasyonunun en az 60 ülkeye yayıldığını, Güney Afrika’da ortaya çıkan ve yine daha hızlı bulaştığı düşünülen mutasyonun ise şimdiye kadar 23 ülkede tespit edildiğini açıkladı.

 

Bu karar ve açıklamaların ardından Avrupa Birliği'nin 27 ülkesi, “aşı pasaportu” tartışmasını ele aldı. Yunanistan tarafından ortaya atılan aşı pasaportu konusunu Yunan yetkililer “2021 turizminin kurtarıcısı” olarak adlandırıyor. “Aşılananlar özgürce seyahat edebilmeli ve bunun da çaresi aşı pasaportudur.” diyen Yunanistan`a Malta ve Portekiz`de destek verince AB`de pasaport konusu iyice ciddiye bindi. Avusturya, İspanya ve Hırvatistan`da benzer düşünceleri olduğunu aktardı. Fransa ise aceleci olunmaması konusunda kendi şerhini bu konu için ortaya koydu.

           

Esasen toplantıda aşı olanların, hem karantina yükümlülüğünden, hem de seyahat kısıtlamalarından kurtulması; olmayanların ise bu haklardan mahrum kalmasının eşitliğe uyup uymayacağı konusu da detaylı olarak ele alındı. Saatlerce süren tartışmada, “AB içinde tek tip bir aşı pasaportu” fikri çoğunluk tarafından sıcak karşılanıp ağır bastı. Bu pasaportun DSÖ kontrolünde mi, yoksa AB kontrolünde mi olacağı, ya da nasıl uygulanması gerektiğinde ise henüz bir karar alınabilmiş değil. Bu konuda ülkelerin ve komitelerin gerekli çalışmalarını yapıp, net bir şekilde durumu ele alabilmesi için Brüksel`de sadece bu konu ile ilgili yeni bir zirve de planlandı.

 

Aşı pasaportunun yaz aylarına kadar daha yaygın hale gelebileceği, o zamana dek AB vatandaşlarının yüzde 70'inin aşılanmış olacağı öngörüsü, AB ülkelerinin “Aşı pasaportu” konusunda da elini rahatlatan bir diğer etken.

 

AB üyesi ülkelerde vaka ve ölüm sayılarını her gün takip ediyoruz. Sonuç olarak tüm dünya bir şekilde covid-19 içinde, covid-19`suz yaşam için çabalıyor. Ekonomik olarak darboğaza girmemenin yollarını arıyor. Bir yandan da “aşı pasaportu” gibi yaptırımlarla da herkesi aşı olmaya itiyor. Ben aşı karşıtı olan taraf değil, aşı yanlısı olan taraftayım. Özellikle ülkemizde aşı programına alınıp, hızlı bir şekilde aşılanmaların başladığı Çin aşısı Sinovac, geleneksel zayıflatılmış virüs yöntemi olduğundan riskinin de az olduğunu düşünüyorum. Aşılama takviminde bana sıra ne zaman gelir bilmiyorum ama geldiği zaman ben de aşımı olacağım. O zamana kadar AB`nin “Aşı pasaportu” konusu da netleşeceğinden dolayı pasaportumu alıp, eski günlerdeki gibi gönlümce seyahat etme özgürlüğüne kavuşmayı iple çekiyorum.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam