SON DAKİKA
reklam
reklam

Mevsim geçişlerine dikkat

Köşe Yazarı: Uğur Faruk YILDIZ   Eklenme Tarihi: 6 Ekim 2021, Çarşamba - 13:10   Okunma Sayısı:

Mevsim geçişlerinde metabolizma hızının değişmesi ve bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla özellikle enfeksiyon hastalıklarının daha çok görülmeye başlamasına neden oluyor. Kışı yaşadığımız şu günlerde, vücudumuzu hastalıklara karşı koruyan bağışıklık sistemini güçlendirilmesi son derece önemli. Bağışıklık sistemini korumanın yolu ise sağlıklı ve dengeli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, sigara içmemek, yeterli ve kaliteli uyumak, kiloyu ve tansiyonu kontrol altında tutmak ve stresten uzaklaşmaktan geçiyor. Sağlıklı olmanın ana şartlarından biri de vücudun kendini yenilemesine imkan tanımak. Bu işlemler vücutta genellikle uykuda, istirahat ederken oluyor. Bu nedenle yeterli ve kaliteli bir uyku çok büyük önem taşıyor. Bilim adamları kesintisiz 8 saat uykunun vücuda çok yararlı olduğunu söylüyor. O nedenle uyku saatlerimizi iyi ayarlamalıyız. Çok geç saatlerde yatmamalıyız. İyi bir uyku bağışıklık sistemini kuvvetlendirirken, uyku eksikliği ise bağışıklık sistemi hücrelerinin düzgün işlev görmesine engelleyebilir.

Özellikle soğuk kış akşamlarında abartıya kaçan alkol hiç fayda sağlamadığı gibi, vücudun yorulmasına da neden olur. Fazla alkol kullanımı hücrelerin kendilerini yenilemesini güçleştirir. Sigara içmek ve hatta soğuk günlerde pasif sigara içiciliğine maruz kalmak, başta akciğer hastalıkları olmak üzere kalp damar sistemi hastalıkları ve bazı kanserlere yol açabilir. Her iki durumda da bağışıklık sisteminin güçlü olması gerekir. Ama bunun için kendi savunma sistemimizi güçlendirmemiz gerekiyor. 

Eğer bunu yapmazsak, vücudumuz bizi savunmak bir yana kendisine bile yardım edemez hale gelebilir. Bu yüzden sigaradan ve sigara içilen ortamlardan uzak durmakta yarar var.

Beslenmemizde temel besin maddesi olan proteinler yerine yüksek kalori içeren karbonhidrat ve yağlara yönelmek belki de yapacağımız en son şey olmalı. Soğuk kış günlerinde karamsarlığın getirdiği şekerli gıdalar tüketme isteğini mutlaka bastırmamız gerekiyor. Onun yerine taze sebze ve meyvelerden zengin bir diyete tercih etmek kendimiz için çok önemli.

Havuç, maydanoz ve brokoli gibi sebzeler antioksidan bakımından etkili olduklarından bünyelerinde A ve C vitaminlerini bol miktarda bulundururlar. Taze sıkılmış meyve suları da özellikle C vitamini açısından zengindir. Yeşil yapraklı bitkiler, fındık, ceviz ve badem hem E hem de A vitamini içerirler ve bağışıklık sistemini güçlendirirler. Ara öğünlerde alınacak az yağlı ve meyveli yoğurtlar, kuru meyveler ve kuru meyveli tahıllı ürünler hem tokluk hissi verir hem de mikrobesin ihtiyacımızın büyük kısmını karşılar. Kış günlerinde güneşi görmek pek mümkün olmayınca D vitamini açığı da artar. Oysa D vitamini hem kalsiyum emilimi için önemlidir, hem de tiroid hastalığı, şeker hastalığı gibi çok önemli hastalıklara karşı vücudu koruyucu etkisi kanıtlanmış bir maddedir. Kışın yeterince balık tüketmek, süt ve süt ürünlerine diyetimizde yer vermek D vitamini ihtiyacımızı karşıladığı gibi kalp damar sağlığımız açısından çok önemli bir başka maddeyi, omega 3’ü de temin eder.

Bu arada kışın havalar soğudu diye su içme isteğiniz kırılmasın! Çünkü su tüketimi bu aylarda oldukça düşer. Yazın haftada iki damacana su tükettiğim halde, kışın, iki haftada bir damacana tüketmeye başladığımı fark ettim. Yazın terlemeyle kaybedilen sıvı kadar bir değişiklik dışında günlük su ihtiyacımız kışın değişmez, günde ortalama sekiz bardak su içilerek sıvı gereksinimimizin karşılanması gerekir. Bu nedenle içinizden gelse de, gelmese de, susasanız da, susamasanız da mutlaka su içmelisiniz. Kış aylarında sık rastlanılan bulaşıcı hastalıklardan korunmanın ve bağışıklık sistemimize destek olmanın en önemli adımlarından biri de, sık sık sabunlu suyla ve en az bir dakika süreyle ovuşturarak ellerimizi yıkamaktan geçiyor.

Fiziksel stres bir dereceye kadar vücudu koruyucu mekanizmaları devreye sokarken, psikolojik ya da duygusal stres ise tam tersine beyaz kan hücrelerinin sayısı ve işlevleri üzerine olumsuz etki ederek bağışıklık sisteminin savunma görevini zayıflatır. Başarılı stres yönetimi, hayatınızdaki pek çok olumsuz değişikliği ve bunların bünyenizde ortaya çıkardığı kötü etkileri siler, bağışıklık sisteminizin zarar görmesini engelleyerek sağlığınızı korumaya yardımcı olur.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam