SON DAKİKA
reklam
reklam

Tarihimizde Garip Vakalar

Köşe Yazarı: MELEK ŞAHİN   Eklenme Tarihi: 25 Kasım 2021, Perşembe - 10:20   Okunma Sayısı:

Reşat Ekrem Koçu, bu adla yazdığı kitabın sonuna küçücük notlar eklemiş. Bakın, ne kadar ilginç konular eklemiş…

 

*17’nci yüzyılda Osman Dede isminde bir meczup, Aksaray’da Yeniçeri kulluğunun önündeki kaldırımda tam 50 yıl yaz ve kış anadan doğma çıplak oturmuş. Yalnız geceleri yerinden zaruri ihtiyaçları için kalkmış.

Bir gün kıyafet değiştirerek gezen IV. Murat’a rastlamış ve,

   ---Murat, Murat! Dul ananı bana nikâhla verir misin? diye laf atmış. Bu amansız padişahtan anası Kösem Sultan’ı istemiş.

Herkes Osman Dede’nin derhal idam edileceğini tahmin etmiş. Sultan Murat saraya döner dönmez ölümüne sebep olacak olan kadar ağır bir siroz krizi geçirmiş. Hemen yatağa yatmış. Osman Dede de bir müddet sonra kaldırımda ölmüş.

 

***                               ***                            ***

 

*Yine aynı asrın ortalarında İstanbul’da bir elekçi delisi varmış. Adı bilinmeyen bu deli, her gün üç dört tane eleğin tellerini koparıp bükerek kâğıthelvası ya da peynirli pide gibi yermiş. Deli Mehmet isimli derviş de geceleri en sert esen rüzgârda sokağa fener yerine şamdanla çıkar ve gideceği yere kadar şamdanın mumunu söndürmezmiş. Derviş Mehmet, kışın kar ve buz üstünde de yalınayak dolaşırmış

 

***                               ***                            ***

 

*Münevver (aydın) ve inkılâpçı Padişah III. Selim zamanında tarihimizde kayıtlı en müthiş oburlardan biri onun düşmanlarından “Aygır İmam” lakabıyla meşhur Derviş Efendi isminde bir softa vardır.

Bu adam bir zaman iki okka pastırmanın üzerine kırk yumurta kırdırarak bir lenger pastırmalı sucuk yemiş. Koca lengeri sıyırdıktan sonra dili şişmiş ve ağzına sığmayarak ölümüne sebep olmuş.

 

***                               ***                            ***

1618 yalında Budin Valisi Karakaş Mehmet Paşa’dan gelen bir mektupta Macaristan’da daire şeklinde siyah bir bulut belirip bu buluttan kan gibi kırmızı bir yağmur yağdığı ve her biri üç dört kantar ağırlığında kara taştan kırmızı gülleler düştüğü yazılıymış.

 

***                               ***                            ***

 

  1. Mehmet, Trakya’da bir köylü çocuğu görmüş. 14 yaşındaki bu oğlanın sol bacağı ayak bileğinden diz kapağına kadar keçi gibi kılıymış. Padişah çocuğa 100 altın hediye etmiş.

 

***                               ***                            ***

 

16’ncı yüzyılın ünlü atıcı pehlivanlarından Ahmet Ağa 75 yaşındayken bir gün okçularbaşına gidip ok ısmarlamış, Esnaftan bir delikanlı.”

   —-Pehlivan, İhtiyarbaba, kolunda yay çekecek kuvvet kaldı m ki, diye sormuş.

Ahmet Pehlivan da atını çarşının kapısına sürmüş. Kapıdaki zincirlere kollarıyla anıldıktan sonra bacaklarını atının karnına sarmış. Kollarını kısınca kendisiyle birlikte koca atı da yerden havaya kaldırmış ve gülerek,

   —-Oğlum, pazılarımda azıcık bir şey kalmış gibi… demiş.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam