SON DAKİKA
reklam
reklam

Zübeyde Hanım’ı Anarken

Köşe Yazarı: MELEK ŞAHİN   Eklenme Tarihi: 14 Ocak 2022, Cuma - 12:44   Okunma Sayısı:

Değerli okurlarım; Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün biricik annesi Zübeyde Hanım(Atadan)’ı aramızdan ayrılmasının 99. Yıldönümü vesilesiyle saygı, sevgi, rahmet ve minnetle anıyoruz.

********************************************************

1857’de Selanik’te dünyaya gelen Zübeyde Hanım’ın ailesi II. Mehmed zamanında Karaman'dan Rumeli’ye göçen ve Selanik yakınlarındaki Langaza’da toprak işleri ile uğraşan bir Türkmen ailesi olan Hacı Sofu ailesindendi. Nitekim; Atatürk'ün anne soyu da, Karaman'dan gelerek Selanik ile Manastır'ın arasında bulunan Vodina Sancağı'na bağlı "Sarıgöl" de denilen "Kayalar" Nahiyesine yerleşmiş olan aileden gelmektedir.  Aile, sonradan Selanik yakınlarında bugün de kaplıcaları ile meşhur olan Langaza'ya yerleşmiştir.  Babası Sofuzade Feyzullah (Sadullah) Ağa, annesi Molla Hanım olarak anılan Ayşe Hanım’dır. Döneminde kadınların okula gitmesi yaygın olmadığı için, okuryazar oluşu nedeniyle kendisi de Zübeyde Molla olarak da ün yapar.

Hacı Sofu gibi dinine bağlı bir aileden gelen Zübeyde Hanım Selanik'te Gümrük Muhafaza Teşkilatında memur Ali Rıza ile 1871 yılında henüz 14 yaşında iken evlendiler. Yeni çift Selanik Yenikapı semtinde yeni hayatını başlatmış ve Zübeyde Fatma, Ömer ve Ahmet adlı çocukları doğar. Ancak Fatma, Ömer ve Ahmet hayatını kaybeder. Eşi Ali Rıza'nın Yunanistan sınırında Çayağzı (ya da Papaz Köprüsü)'na tayin edildiği için taşınan Zübeyde Hanım’ın 1881’de dördüncü çocukları Mustafa ( Mustafa Kemal Atatürk), 1885’te Makbule, 1889’da Naciye dünyaya gelir. Naciye, küçük yaşta veremden ölür. Atatürk, yıllar sonra kardeşleriyle ilgili olarak, “Kardeşlerim arasında en sevdiğim Naciye’ydi. Ben Harbiye’ye giderken kitaplarımı istemişti. Annemden onu okutmasını istemiştim. Ne ablam Fatma’yı, ne ağabeylerim Ahmet ve Ömer’i hatırlayamıyorum. Son ikisi aynı yıl 1883’te ben iki yaşında iken ölmüşler. Naciye, annem gibi sarışın, mavi gözlü, duru beyaz tenli idi. Tipik bir Yörük kızıydı. Makbule’ye hiç benzemezdi”  ifadelerini kullanır.

Ali Rıza Efendi, gümrük memurluğundan sonra kereste ticaretine başlar, ancak dağlarda hâkimiyet kuran Rum çetelerinin estirdiği terör nedeniyle işlerini yürütemez. Derdinden yataklara düşer ve vefat eder. Küçük Mustafa da  daha ilkokuldayken 1888 yılında kocasını yitiren Zübeyde Hanım, temelli yerleşmeden önce de zaman zaman çocukları ile birlikte kardeşi Hüseyin Ağa’nın çiftliğine giderdi, işte bu ani ölüm Zübeyde Hanım’ın ailesiyle beraber Hüseyin Ağa’nın çiftliğine yerleşmesine yol açar. Bu sırada, ağabeyine daha fazla yük olmak istemeyen Zübeyde Hanım; Atatürk’ün  de ifadesiyle, ‘iyi kalpli bir insan olan’ Selânik Gümrükler Başmüdürü  Evranoszade Ragıp Beyle ikinci evliliğini yaptıysa da bir süre sonra ayrıldı.  Öte yandan; babası Ali Rıza’nın ölümünün ve dayısının evine yerleşmeleri de Mustafa Kemal üzerinde çok tesiri olduğu belirtilmektedir. Mustafa Kemal, Ali Fuat’a (Cebesoy) , Zübeyde Hanım’ın ikinci eşi  Ragıp Bey hakkında “Bana karşı çok saygılı davranmış, büyük adam muameleri etmiştir. Nazik ve kibar bir insandır. “ demiştir.

Yalnızca öğrenim yaşamında değil, Mustafa Kemal’in arkadaşlarıyla birlikte kurduğu “Vatan ve Hürriyet” adındaki derneğin çalışmaları  sırasında da  yaşamı boyunca oğlunun üstüne tirenmiş olan Zübeyde Hanım, oğluna her zaman ve her yerde destek olmuştur.  Kimi zaman onu uyarıyordu ve diyordu ki; “Evlâdım, siz acemisiniz. Madem ki böyle işlerle uğraşıyorsunuz, beni yaptığınız işlerden haberdar ediniz. Çok dikkat etmelisiniz. Gizli şeyleri bana haber veriniz. Yegâne erkek evlâdım sensin.” 

Balkan harbinden sonra, birçok Türk ailesi gibi, Zübeyde Hanım da kızı Makbule ile birlikte Selanik’ten göç edip İstanbul’a gelerek Beşiktaş / Akaretler’de bir eve yerleşir.  Zübeyde Hanım, Balkan Savaşı (1912)’ndan sonra Ragıp Bey’den ayrıldı  ve artık Osmanlı toprağı olmaktan çıkan Selânik’i bırakarak kızı  Makbule ile birlikte İstanbul’a göç ederek yerleşti. Ancak İstanbul’da işgal kuvvetleri tarafından yapılan baskınlardan çok etkilendi ve hastalığı  bu dönemlerde yeniden ortaya çıktı. 11 Mayıs 1920’de Mustafa Kemal, İstanbul’da toplanan Divan-ı Harp tarafından idama mahkûm edildi. 24 Mayıs 1920’de Mustafa Kemal’in idam kararını padişah onayladı. O dönemde İstanbul’da yaşayan Zübeyde Hanım, bu zor günlerde evladıyla ilgili idam kararından duyduğu sıkıntı ile felç geçirdi.

Atatürk’ün 1919’da Samsun’a  çıkması ile aralarına özlem dolu uzun bir dönem girecek ve Zübeyde Hanım oğlunu ancak 14 Haziran 1922 yılında Adapazarı’nda ve milli mücadelemizin lideri olarak  görebilecekti. Oğluyla Milli Mücadele yıllarında Ankara’ya yerleşen Zübeyde Hanım’a, Ankara’nın sert ikliminin iyi gelmediğini söyleyen doktorları, yaşayacağı yer olarak ona İzmir’i önerdiler. Zübeyde Hanım 14 Ocak 1923 tarihinde 66 yaşında yaşama gözlerini yumdu.  Zübeyde Hanım ,İzmir’in merkez ilçesi Karşıyaka’da 1940 yılında yaptırılan anıt mezarda yatmaktadır.

Değerli okurlarım; Darüşşafaka’nın arşiv ve müzesinde yapılan tarama sırasında ise  Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın 1921 tarihli ve 20 bin kuruşluk bağışı içeren bir vasiyeti ortaya çıkmıştır. Zübeyde Hanım’ın Darüşşafaka’ya 1921’de yaptığı 20 bin kuruşluk bağışın bugünkü değerinin 2 milyon liraya denk geldiği hesaplandı. Dindar bir Müslüman olan Zübeyde Hanım, bağış belgesinde her yıl Kadir Gecesi’nde bir Darüşşafaka öğrencisinin Hatmi Şerif (Kuran-ı Kerim’i baştan sona okumak) icra etmesini ve bundan hasıl olacak sevabı, başta Hazreti Muhammed ve ailesi olmak üzere enbiya ve evliyalara, kendi gelmiş geçmiş aile efradının ruhlarına bağışlanmasını şart koşmuştur. Bu yüzden her yıl Kadir Gecesi’nde bir Darüşşafaka öğrencisi Hatmi Şerif okumaktadır.

Darüşşafaka demişken, annesi ve/veya babası hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, başarılı çocuklara tam burslu, yatılı ve nitelikli eğitim fırsatı tanıyan Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nın 2022 yılı giriş sınavı, 29 Mayıs Pazar günü saat 11.00'de Türkiye'nin 31 ilinde ( Adana, Afyonkarahisar, Ağrı, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Karabük, Kars, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Mardin, Mersin, Samsun, Sivas, Siirt, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van)  düzenlenecek.  Bu iller dışından sınava katılacak, maddi durumu elverişsiz öğrenci ve velilerinin en yakın Sınav merkezine gelmek için yapacakları ulaşım masrafına da Darüşşafaka Cemiyeti tarafından destek verilecek. Sınava katılmak isteyen adayların başvuru evraklarını, Darüşşafaka Ortaokulu’na 23 Mayıs Pazartesi gününe kadar elden veya posta yoluyla ulaştırması gerekiyor.

Öğrencinin,

  • T.C. vatandaşı olması
  • Annesinin ve/veya babasının hayatta olmaması
  • Ailesinin maddi durumunun kolej düzeyinde eğitim almasına yeterli olmaması
  • 2011 ya da daha sonraki yıllarda doğmuş olması (Yaş düzeltmesi geçersizdir.)
  • 2021-2022 eğitim-öğretim yılında ilkokul 4. sınıf öğrencisi olması gerekmekte.

************************************************

  • Adayın okuduğu ilkokul müdürlüğünden alınacak ve “ilkokul 4. sınıf öğrencisi olduğunu gösterir imzalı ve mühürlü belge” (Okul karnesi kabul edilmez.)
  • Nüfus cüzdanı fotokopisi
  • Vukuatlı aile nüfus kaydı örneği (Suret, fotokopi, muhtar belgesi, ölüm tutanağı kabul edilmez.)
  • Adayın iki (2) adet yeni çekilmiş vesikalık fotoğrafı
  • Başvuru Formu (doldurulmuş)

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam