SON DAKİKA
reklam
reklam

AB-Rusya Hattında Kriz Büyüyor

Köşe Yazarı: HASAN BİRGÜL   Eklenme Tarihi: 4 Ocak 2021, Pazartesi - 10:59   Okunma Sayısı:

Rusya’nın Tomsk şehrinden Moskova’ya gitmek üzere 20 Ağustos’ta uçağa binen muhalif Navalni’nin uçuş esnasında fenalaşmasının ardından, uçak apar topar Omsk şehrine iniş yapmıştı. Omsk’taki hastaneye kaldırılan Navalni’nin çayına karıştırılan bir maddeyle zehirlendiği öne sürülmüştü. Muhalif olan, karşı çıkan yolsuzlukları ortaya çıkaran zehirleniyor veya siber saldırıya uğrayıp itibarsızlaştırılıyor.

Rusya’nın AB Dış Politikasını anlamak dünyanın en zorlu paradigmalarından biridir. Avrupa Birliği ülkelerinin uzun bir süredir sıkıntı çektiği belli başlı konular Rusya’nın psikolojik saldırıları, siber saldırıları ve suikastları en başlıca konular olarak göze çarpıyor. Fakat ciddi anlamda AB-Rusya ilişkileri işin içinden çıkılamayacak bir diplomasi krizine doğru yokuş aşağı gidiyor. Hükümetlerin açıklamalarına bakıyorum ciddi anlamda bir çıkmazdalar. Kremlin siber saldırıları ve suikastları reddediyor. Fakat ne kadar tatmin edici anlamak zor.

Avrupa Birliği (AB) ile Rusya arasında, Rus muhalif politikacı Aleksey Navalni’nin zehirlenmesi konusunda yaşanan gerilim devam etmekte, Rusya Dışişleri Bakanlığı, Navalni'nin zehirlenmesi ile ilgili olarak AB'nin Rus yetkilileri hedef alan yaptırımlarına tepki göstererek misilleme kararı alındığını duyurmuştu. Rusya Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, AB’nin yaptırım kararına öncülük eden üye ülkelerin, kendilerinden talep edilmesine rağmen, Navalni’nin Rusya tarafından zehirlendiği iddiaları hakkında herhangi bir kanıt sunamadığına da dikkati çekilmişti. Rus basınında ayrıca Fransa, Almanya ve İsveç’in Moskova büyükelçilerinin, konuyu istişare etmek üzere geçtiğimiz hafta Rusya Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldığı da bilinmektedir. Restleşmelerin sonu gelmeyecek gibi gözüküyor. ABD’deki yeni Başkan Joe Biden ise AB ülkelerini heyecanlandırmış durumda olacak ki korkusuzca Rusya’nın üzerine gitmek istiyorlar. Açıkçası yaptırımlarla Putin’den bir şey alamazlar. Putin'in en dişli rakibiyle olan ilişkisinde çok az şey değişecek. Bu, en azından, onun iletişim stratejisini gösteriyor.

Görünüşe göre etkilenmemiş gibi görünen Putin, ajanlarını Navalni'nin suçlamalarından korumaya çalışıyor. Putin, yılsonunda düzenlediği basın toplantısında kıkırdayan konuşmasında, "Onu zehirlemek isteselerdi, bunu bitirirlerdi." dedi. Bu Kremlin'in tanıdık bir tehdidi fakat FSB her zaman bu tür saldırıları gerçekleştirmek için hazır olduğu mesajını da verdi. Navalni, kendisini öldürmeye çalıştığı iddia edilen Rusya'nın FSB casusluk ajansından ekibin iki üyesini aradı. Biri onu hemen tanıdı ve telefonu kapattı. İkinci ajan, Konstantin Kudryavtsev, görünüşe göre üst düzey bir FSB generali için çalışan bir yardımcıyla konuştuğunu düşünerek kandırıldığını açıkladı. Kremlin iddiaları reddetse de ortada ciddi deliller mevcut. Putin köşeye sıkışmadığını basın mensuplarının karşısında gösterdi. Rusya Federasyonu, SSCB dağıldığından beri Liberal Demokrat Parti ve Komünist Parti üzerinden şekillenmiş olan sistematik muhalefetinden dolayı ciddi eleştirilere maruz kalmıştı. Asıl sorun Putin ile Birleşik Rusya Partisinin iş birliği içerisinde oluşumu bu sistematik düzeni bozan kişi ise Aleksey Navalni problem burada başlıyor. Aleksey Navalni 2008 yılında ‘’ Yolsuzlukla Mücadele Fonu’nu kurması ve bu süreçte iktidarda olan partiyle ve Putin’in, Medvedev’in yolsuzlukları kapsayan blog ve köşe yazılarıyla sert bir muhalif çizgide durması dikkatleri üzerine çekmesine sebep olmuştur. Önemli dosyaları açıklamadığını düşünüyorum ben, yoksa direk ipliği boynuna geçirirdi Putin.

 

AB-Rusya ilişkilerinde son gelişmeler

AB-Rusya ilişkileri, Rusya'nın Kırım'ı yasadışı olarak ilhak etmesi, Ukrayna'nın doğusundaki isyancı gruplara verdiği destek ve izlediği politikalar, dezenformasyon kampanyaları ve olumsuz iç gelişmeler nedeniyle 2014 yılından bu yana pamuk ipliğine bağlı durumda. Rusya'nın Suriye'ye müdahalesi ve bölgede aktif ülke olması ilişkileri gergin bir noktaya getirdi. AB, Rusya'ya yönelik yaptırımları 2014 yılından bu yana düzenli olarak yeniliyor. Ukrayna'daki krizin patlak verene kadar AB ve Rusya, diğer konuların yanı sıra ticaret, ekonomi, enerji, iklim değişikliği, araştırma, eğitim, kültür ve güvenlik, terörle mücadele, nükleer silahların yayılmasını önleme ve Orta Doğu'da çatışma çözümü gibi konuları kapsayan stratejik bir ortaklık çalışması yapıyorlardı.

Son yıllarda, sürtüşme ikili ilişkileri kritik bir noktaya getirdi. Mart 2014'te Rusya'nın Kırım'ı yasadışı olarak ilhak etmesi ve Rusya'nın Ukrayna'nın doğusundaki isyancı savaşçıları desteklediğine dair kanıtlar uluslararası bir krize yol açtı. AB Rusya ile olan ikili ilişkilerini gözden geçirdi, düzenli ikili zirveleri durdurdu ve vize meseleleri ve PCA'nın yerini alacak yeni bir ikili anlaşma konulu müzakereleri askıya aldı. AB şu anda Rusya konusunda iki yönlü bir yaklaşım izleyerek, kademeli yaptırımları Ukrayna'nın doğusundaki ihtilafa diplomatik çözüm bulma girişimleriyle birleştiriyor. Rusya'nın Temmuz 2015'te İran ile nükleer anlaşma yapan E3+3 grubu ülkelerinin çabalarına katılması, küresel sahnede daha fazla iş birliği umutları uyandırmaya yetmiş gözükmüyor. Fakat, Rusya'nın 2015'ten bu yana Suriye Savaşı'na müdahalesi, Başkan Esad'ı desteklemesi ve Rusya içinde ve dışında dezenformasyon kampanyaları Batı ile daha fazla gerginliğe yol açtı. AB’nin 2014’ten sonraki temel politikası; yaptırımları, bazıları hariç, senelik olarak yenilemek olmuştur.

Bütün bu yaptırımlar hız kesmeden devam ederken, Avrupa Birliği Aleksey Navalni’nin Rusya tarafından kasten zehirlenmesi, bardağı taşıran bir hamle gibi gözükse de sonuç yine aynı olacak ılıman dış ilişkiler bazen böyle reaksiyonlar verebiliyor. Yaptırımlar diplomaside çok önemli bir enstrüman olarak gözükse de karşılıklı bağlılık durumu göz ardı edilemez. Heiko Maas’ın açıklamasını hatırlayalım; “AB’nin Rusya’ya ne kadar ciddi yaptırımlar uygularsa uygulasın, Rusya ile ilişkiler asla ama asla kesme şansımız yok.” demiştir. AB’nin Rusya’ya karşı duyduğu bağımlılıktır. AB ile Rusya’nın ilişkileri hiçbir zaman siyasi olmayacaktır ve ekonomik seyrinde devam edecektit. Kısaca Rusya ve Rus İstihbaratı Avrupa’da at koşturmaya devam edecek.

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam