SON DAKİKA
reklam
reklam

Almanya’nın Fas ve Afrika’ya ilgisi Bölüm II

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 20 Ocak 2021, Çarşamba - 10:59   Okunma Sayısı:

Yine askeri amaçlı yakınlaşmalar

   2008 yılı başında Almanya, Aden Körfezi’nde NATO’nun koordinasyonu altında korsanlıkla mücadele operasyonlarına katılmış, güvenlik güçlerini eğitmek amacıyla Mali’ye 330 asker göndermiştir.

   Almanya’nın Afrika’da askerî varlık gösterme yönündeki çabaları, yalnızca çatışma bölgelerindeki krizlerin çözümü için olmasa gerektir. Alman silahlarının tanıtım ve pazarlamasını da amaçladığını söylemek mümkündür. Angela Merkel’in 2011’deki Afrika ziyareti sırasında Angola hükümetine ve Cezayir-Fas gerilimi nedeniyle Cezayir’e fırkateyn ve çeşitli deniz harp malzemesi satma teklifi buna örnek olarak gösterilebilir.

 

19 Mart 2011 Libya’ya yapılan “Şafak Yolculuğu” operasyonu

   Afrika topraklarında yayılma emelleri olan Fransa, zengin petrol ülkesi Libya’ya saldırmak ve pay almak için fırsat kolluyordu. Durumu değerlendirerek hazırlıklarına başlamıştı.

   Almanya, Libya’ya yapılacak bir operasyon karşısında değişik tutum takınmıştı. Alman Dışişleri Bakanı, Almanya’nın takındığı tutumun kesinlikle Kaddafi rejimine yakınlık şeklinde yorumlanmaması gerektiğini vurgulamış ve “bu ülkeye yönelik müdahalenin şekillenmesinde, uzun sürecek bir misyonun risklerini gördüklerini” belirterek “Kaddafi'nin sistemiyle ilgili bir hassasiyetimiz olduğu için değil, uzun bir operasyonun risklerini gördüğümüz için Libya'ya Alman askerlerini göndermeme kararı aldık. Umuyoruz korkularımız gerçek olmaz” şeklinde beyanat vermiş ve en olumlu seçeneğin “bir ateşkes ilan edilmesi ve diktatörün en kısa zamanda koltuğunu bırakması” olacağını ifade etmişti.

   Almanya, askerî müdahale yapılmasına ilişkin 1973 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının alınmasında Çin, Rusya, Hindistan ve Brezilya’nın yanında yer alarak oylamada çekimser kalmayı tercih etmişti. Paris’te yapılan zirvede Alman Başbakanı Merkel’in aklında Afrika topraklarında bugüne kadar ticari alanda elde ettiği kazanımları kaybetmemek ve İslam âleminin gözünde edindiği değeri yitirmemek düşüncelerinin olduğunu söylemek hayal olmasa gerek. Bir de ebedi ve ezeli rakibi Fransa’ya büyük avantajı kaptırmak gibi bir olumsuzluğa da yer veriyor olmalıydı.

   Toplantı sonrasında operasyonun ilk bölümüne ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Kanada’nın katıldığı, Türkiye, İspanya, Danimarka, Norveç, Hollanda, İsveç, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas ve Ürdün’ün destek verdiği açıklanmıştı.

 

Tunus, Etiyopya, Kenya ve Sudan’a duyulan ilgi

   Almanya, bu kargaşa arasında Tunus’a olan ilgisini devam ettiriyordu. Tunus’ta muhaliflerin öldürülmesi, bölgedeki siyasi dengelerin bozulmasına yol açabilir, Fransız yayılmacılığı artabilirdi. Tunus’taki Nahda hükümeti, Almanya’ya bazı imkânlar sunarak kendi çıkarlarını arttırmaya çalışmıştı.

   Küresel ekonomideki durgunluk, Batı dünyasının Afrika’daki etkisini zayıflatmış olsa da Alman Hükümeti, AB bünyesinde kıta ülkelerine yapmış olduğu kalkınma yardımlarına ek olarak Bölgesel Ekonomik Toplulukların altyapı programlarına finansal destek sağlamak suretiyle Güney Afrika Cumhuriyeti, Etiyopya ve Kenya’ya önemli yatırımlara soyunmaktadır.

Fas’taki alâka ve menfaatler

   Almanya’nın Fas ile muhtelif alanlarda işbirliğini geliştirmek amacıyla “Rabat Bildirgesi”ni imzalamıştır. 2009 yılından bu yana Afrika çöllerinin güneş ve rüzgâr enerjisini elektriğe dönüştürüp Avrupa’ya nakletme düşüncesinin taşıyan Almanya, rüzgâr enerjisi üretiminde yüzde 14 payla Çin ve ABD’nin arkasından üçüncü sırada gelmekte; Güneş enerjisinden elektrik üretiminde 2010 rakamlarına göre 17.300 megavatlık kapasitesiyle İspanya ve Japonya’nın önünde birinci sırada yer almaktadır.

   Böylesine bir kapasite ve teknolojiye sahip Almanya çetin engellerle karşılaşsa da DESERTEC[i] Sanayi Girişimi, projeyi somut bir çerçeveye oturtmaya çalışıyor. Basında çıkan haberlere göre Desertec Sanayi İnisiyatifi Genel Müdürü, “Fas Sanayi Bakanı Abdülkadir Amara’nın Avrupa ülkeleriyle güneş ve rüzgâr santralinin inşası ile yeşil enerjinin Avrupa'ya ihracını öngören 600 milyon euroluk bir niyet mektubu imzalamak istediği”ni duyurmuştur.

 

Ekonomik çıkarlar

   Yenilenebilir enerjilere geçişte tarihi bir hamle yapan Almanya, başkenti Berlin’de bir toplantı düzenleyerek 48 ülkenin hükümet üyelerini ve işadamlarını biraraya getirmiştir. İnisiyatifin genel direktörü Hollandalı van Son, “…Başarabildikleri takdirde Desertec’in, Avrupa ile Yakın Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin imzaladıkları yenilenebilir enerjinin sınır ötesine naklini düzenleyen ilk anlaşma olacağı”nı söylemiştir.

   Almanya, İtalya, Fransa, Lüksemburg ve Malta anlaşmayı imzalayacaklarını duyurmuşlar; ancak Fas üzerinden geçecek elektrik hatlarının Avrupa’ya ulaştığı tek ülke olması bakımından projenin vazgeçilmezi sayılan İspanya’nın mütereddit davranması süreci uzatmıştır. Bunun tek nedeni, İspanya’nın mali sıkıntı içinde olması değil, Fas’a elektrik satıyor olmasıdır. Proje gerçekleştiği takdirde İspanya Fas’a elektrik satamayacağı kaygısına kapılmakta ve dolayısıyla projeye onay vermemektedir.

   2500 megavatlık enerji üretecek olan Kuzey Afrika’daki pilot tesislerle ilgili olarak Fas Güneş Enerjisi Ajansı Başkanının yine de iyimserliğini koruduğu, “Enerji ihracatı bizim için stratejik önemi haiz bir konudur. İşi aceleye getirmek yerine bütün taraflar arasında uzlaşma sağlanmasını beklemek daha iyi olur. Bütün ülkelerin angajman, vizyon ve çıkarları örtüşüyor. Ancak, milli yasalara ve münferit ülkelerin programlarına ters düşülmemesi ve yapılması gereken dev yatırımları aksatabilecek hususlara çözüm getirilmesi gerekiyor” şeklindeki demeci kararlılığın devam edeceğini göstermektedir.

   Projenin tutması halinde çöl elektriğinin 2050 yılında bütün bölge ülkelerinin toplam ihtiyacıyla Avrupa’nın elektrik ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayacağı belirtilmiştir.

 

 

[i] Desert Power 2050 Projesi; Avrupa, Orta Doğu ve kuzey Afrika ülkelerine güvenli, uygun, maliyetli, temiz ve sürdürülebilir elektrik enerjisi sağlamak üzere Alman Uzay Araştırmaları Merkezi (DLR) tarafından ortaya atılan ve Dii Gmbh (Desert Industrial Initiative A.Ş.) tarafından yürütülen bir mega projedir.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam