SON DAKİKA
reklam
reklam

İşin sonu nereye gider

Köşe Yazarı: EMİNE ASYA KOÇYİĞİT   Eklenme Tarihi: 5 Şubat 2021, Cuma - 10:04   Okunma Sayısı:

Depremler yer kürenin yakasına yapışmışken, yangınlar ve kuş gribi koca kıtaların bitki örtüsünü ve masum hayvanlarını silip süpürmekte, sel baskınları ve hortumlar korku salıp can almaya devam etmektedir.

 

Dünya, küresel iklim değişiklikleri ve doğal afetlerle çalkalanırken sınai ve elektronik alandaki gelişmeler karşımıza daha korkunç bir tablo çıkarmaktadır. Bunlara örnek olarak verebileceğimiz hususlar çoktur:

 

Batılı ülkelerde nükleer füze ve başlıklar

ABD Başkanı Trump, 2018 başında yaptığı bir açıklamada, “ABD’nin Avrupa’nın doğusunda bir çatışma çıkması halinde Rusya’yı taktik nükleer savaş başlıkları kullanmaktan caydırmayı planladığını” belirtmiştir.

 

ABD’de denizaltılar için geliştirilen Trident füzelerinin yeni düşük güçteki nükleer başlıklarla donatılmaya başlandığını, füzelerin kullanım alanındaki bu uygulama değişikliğinin Amerikan uçaklarının Rusya’nın son zamanlarda geliştirdiği hava savunmasını geçemeyeceği teziyle ele alındığını ifade etmiştir.

 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da açıklama yapmak ihtiyacını duymuş (!), ülkesinin 300’ün altında nükleer savaş başlığına sahip olduğunu açıklamıştır. Macron, Paris’teki askeri okulda ülkenin savunma stratejisine ilişkin yaptığı açıklamalarda, Avrupa’nın güvenliğinin ABD ile ittifaktan geçtiğini kaydetmiştir.

 

Rusya’nın nükleer füze çalışmaları

Nükleer güç ve silah konusunda ABD’ye Rusya da meydan okuma ihtiyacını hissetmiştir. Forbes dergisinin, Rusya’nın dünyanın ilk insansız nükleer denizaltısını geliştirebileceğine ilişkin haberinde, ABD’nin bu tür silahları geliştirmek için gereken teknolojilere sahip olduğu vurgulanmıştır.

 

Haberin devamında Amerikan denizaltı filosunun üstünlüğüne, denizaltıların seyir süresi ve mürettebat sayısının çokluğuna rağmen Rus denizaltı mürettebatının daha az sayıda olduğuna da yer verilmiştir.

 

Dengenin kurulması veya Rus tarafının avantajlı hale geçmesini ise, “… ama eğer robotik alanındaki devrimin dünyayı insansız denizaltılar geliştirmeye zorlamaya başlarsa avantaj Rusya’ya geçer” açıklaması da kaydedilmiştir.

 

Rusya, Defender Europe 2020 tatbikatını daha planlama safhasından itibaren izlemeye almış, Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, "Elbette karşılık vereceğiz. Büyük endişe yaratan bu süreçleri görmezden gelemeyiz ancak gereksiz risk oluşturmayacak şekilde karşılık vereceğiz" demiştir.

 

Demeçler Türkiye üzerinde olumsuz etki yaratıyor

Nükleer silah geliştirme, başlıkları çok işlevli hale getirme, insansız nükleer denizaltılar üretme çalışmaları hiç durmaksızın devam ettirilmektedir. ABD’de iş başına gelen yeni yönetimin lideri Biden, ilk verdiği demeçte, “Rusya’nın gerçekten muhalif olduğuna inanıyorum” demiştir.

 

Amerika ve Batılı devletler, Rusya’yla Kırım’ın ilhakından Ukrayna’nın doğusundaki operasyonlara, Suriye lideri Esat’a verilen destekten eski Rus ajanı Sergei Skripal’ın zehirlenerek İngiltere’de öldürülmesi girişimine kadar birçok noktada fikir ayrılığı içerisindedirler. Biden’in Dışişleri Bakanı da Türkiye için “sözde müttefik” tabirini kullanmıştır.

 

Son söz

Sözlü sataşmalar, ürkütücü senaryolar, sığınma kapıları gösterme şeklindeki sunumlar hiç bitmedi, bitmeyecek de… Dünyada bu kadar barış anlaşması varken ve durmaksızın barış nutukları atılırken silahlanmak niye?

 

Geliştirilen ve kitleleri ölüme götürecek olan bu canavar silahlar ülkelerin envanterinde mevcutken ülkeler birbirleriyle nasıl anlaşacak? Silah fabrikaları üretimlerini hiç kısmamakta, kendi ihtiyaçlarını karşılayan ülkeler kullanmadıklarını ve demode olan silah ve mühimmatı bir başkasına satmaktadırlar. Bu durumda barış içinde ve kardeşçe yaşamaktan söz edilebilir mi?

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam