SON DAKİKA
reklam
reklam

Avusturya için itidal

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 28 Şubat 2021, Pazar - 00:48   Okunma Sayısı:

   Avusturya, Batı âlemi içinde Türkiye’ye karşıt durumda ve en uçta olan bir ülkedir. Askeri tarih incelemesi yapılırsa gerek Osmanlı Devleti’nin gereke Avusturya’nın aleyhine olan sonuçlar görülebilir.

   Siyaset alanında da inişli çıkışlı çizgiler hep olmuştur. Siyasetin bu kadar dalgalı olmasının sebeplerinden biri de seçilen siyasetçiler arasında ırkçı tutum sergileyenlerin bulunmasıdır.

 

Geert Wilders, Hollanda Özgürlük Partisi lideri

   Hollandalı bu politikacı, 1963 doğumlu olup Venlo kentinde dünyaya gelmiştir. Wilders, 2005’te Avrupa Birliği Anayasası referandumunda “Hayır” kampanyalarında yer almış, ertesi yıl Özgürlük Partisi PVV adı altında kendi partisini kurmuştur. Avrupa Birliği, göçmen ve özellikle İslam karşıtı fikirlerini bir bir sıralamıştır.

 

   Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders, yıllar geçtikçe kin dolu söylemlerine yenilerini eklemiş, “Hollanda’ya daha az Faslı gelecek” vaadinden dolayı ayrımcılıktan hüküm giymiştir. Wilders 2012’de İslam’ın kadınları arka plana attığını savunmuş, kamu önünde Umman’a gittiğinde bir cami ziyaretinde başını kapatan Kraliçe Beatrix’i sert sözlerle eleştirmiştir.

 

   Eski bir siyasetçi olan Wilders, aşırı milliyetçi tutumuyla bayrak elde koşmaktadır. Wilders’in ırkçılığa dayanan fikirleri arasında,

 

  • Brüksel’in bürokrasisinde ve siyasi elitlerin elinde rehine tutulan Hollanda’yı

Hollandalılara geri verme vaadinde bulunmak,

  • Hollanda’da “İslam’dan Arındırma Partisi” kurmak,
  • Göçmen karşıtlığı politikasını topluma sunmak ve kabul ettirmek ve,
  • AB karşıtı tavrını sürdürmek gibi ilkeler sayılabilir.

 

   Son maddedeki “AB karşıtı tavır” her şeyi anlatmaya yeter de artar bile. Wilders’in fikirleri AB normlarıyla çatışmalıdır. Temelinde din ve vicdan özgürlüğünün ihlâli, ırkçılık ve göçmen karşıtlığı yatmaktadır.

 

Bu kadar kin niye?

Wilders’e şunu sormak gerekir: Senin Türklere karşı olan kinin, geçmişten kaynaklanan bir alınganlık mı, günümüzün Türklerinin Avusturya kültürüyle uyuşamadığından mı? Konu ikinci sebep ise hatayı kendinizde aramalısınız. Birinci sebebe gelince;

 

  • Göz diktiğiniz verimli Macar topraklarını ele geçirme gayretleriniz karşısında Macar

beyleri Osmanlı Devleti’nden yardım istemişler. Bu nedenle sizlerle karşı karşıya gelmişiz. Sen Kanuni’ye takılıp kalmışsın. Takılma o deliye (!). Bak ondan sonraki tarihlerde neler olmuş:

  • …Avusturya veliahdının Dersaadet’e seyahati ve Avusturya İmparatoru’nun saltanat-ı

seniyyenin devam ve selameti arzusunda bulunduğu...[1]

  • … Kraliçenin taç merasimini müteakip Avusturya ve Fransa devletlerinin İngilizlerin    

ittifakıyla Don Nehri taraflarına asker sevk ettikleri…[2]

  • Gelelim I. Dünya Savaşı’nın doğu Avrupa cephesi Galiçya’ya: Galiçya, bir ara

Avusturya egemenliği altına girmiş, 1846’da yapılan milli bir ayaklanma ile Avusturya parlamento ve hükümetinde bir eyalet olarak temsil edilmiştir.

Merkezi Devletlerin I. Dünya Savaşı’ndaki yenilgilerine kadar bu topraklar Avusturya tâcına bağlı olmak şartıyla imparatorluğun bir eyaletidir. I. Dünya Savaşı başladığı zaman Galiçya’ya göz koymuş ve uzunca bir süre gizli ajanlarla hazırlık yapmış bulunan Rusya, Eylül 1914 içinde Doğu Galiçya’yı tamamen işgal etmiştir.

1915 Mayıs’ında ise Alman-Avusturya taarruzları karşısında bu topraklardan çekilmek zorunda kalmıştır. 15’inci Türk Kolordusu Ağustos 1916’da Galiçya’da görev almış, Alman ve Avusturya kuvvetleriyle müşterek harekât yapmıştır. Avusturya-Macaristan İmparatoru Karl tarafından kolordu komutanına madalya verilmiştir.

  • Daha bitmedi… Gelelim II. Dünya Savaşı’nda Hitler ordularının Norveç’e saldırısına:

2.000 mevcutlu Avusturya Alp Birliğinin Norveç’i istilâ etmek isteyen NAZİ ordusuna ait Alman muhriplerinde ne işi vardı?[3]

 

Yorumlama

Bizde de siyasetçilerin tarih bilgisi yetersizdir, ama damarına basılırsa her birisi araştırmaya başlar ve gereken cevabı verir. Kin tutmaya ve 500 yıl öncesinin duygularıyla hareket etmeye gerek yoktur.

Ne işiniz vardı Viyana kapılarında dersen, sana da Don Nehri hattında, Norveç’te ve Napolyon’a karşı harplerde ne işin vardı diye sorarlar.

Sen bunları hiç dikkate almıyorsun, Galiçya’da yüzlerce şehit bırakmışız bunları umursamıyorsun… Bugün biz NATO içindeyiz, siz üye değilsiniz ama destek veriyorsunuz.

Biraz itidal lütfen!

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam