SON DAKİKA
reklam
reklam

Krizdi ama çözülemedi

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 25 Kasım 2021, Perşembe - 10:09   Okunma Sayısı:

ABD, İngiltere, Fransa ve Avustralya arasında yaşanan nükleer denizaltı krizinin yankıları halen sürüyor. Avustralya, ABD ve İngiltere ile AUKUS adı verilen denizaltı inşaatı anlaşmasını imzalamasından sonra Fransız şirketi ile önceki benzer anlaşmayı iptal etmiştir. Tabii ki bu durum da Fransa’nın büyük tepkisine yol açmıştı.

 

Fransa, bu konuyu ABD’nin tek yanlı çabası olarak görmekte, hem AB’nin hem de NATO’nun dışlandığına inanmaktadır. İngiltere merkezli Financial Times’te ise, ülkelerin güveni restore etmesinin zorunlu olduğu savunulmaktadır.

 

Nisan 2022’de Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacaktır. Macron henüz yeniden aday olacağını açıklamadı ise de, bu yönde üstü kapalı açıklamalar yapmaktadır. Aşırı sağcı Eric Zemmour’un adı basında sıkça telaffuz edilmektedir.

 

Avrupa’nın ABD’ye güveni

İngiltere, ABD ve Avustralya arasındaki “Hint-Pasifik Paktı” Fransa’yı dışladıktan sonra Fransa olayı büyütme ve olayı Avrupa’nın dışlanması şeklinde lanse etmektedir. Avustralya tarafı 2016’dan beri sözleşmeden memnun olmadığını anlatmaya çalışırken Fransa tarafı 15 Eylül’de Avustralya’dan Canberra’nın sözleşmeden memnun olduğunu ve bir sonraki aşamaya hazır olduğunu belirten resmi bir mektup aldıklarını söylemiştir.

 

Macron sessiz kalmayı yeğlerken, ABD ve Avustralya’daki büyükelçilerini geri çekmiş, ancak Londra’daki büyükelçisine dokunmamıştır. Bu tavrıyla İngiltere’yi önemsiz gördüğünü anlatmak istemiştir. Macron, Avrupa ülkelerinde destek aramaya başlamışken NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tarafları uzlaştırmaya çalışmaktadır.

 

Stoltenberg, Fransa, İngiltere ve ABD’nin bu anlaşmazlığın ittifak için kalıcı sorunlara yol açmasına” izin vermemesini istemiştir.

 

Fransız basını, NATO Genel Sekreteri’nin yapacağı değerlendirmelerin Avrupa çıkarları bağlamında düşünmesini, aslında Avrupalıların Afganistan’dan sonra ABD’ye duydukları güven kaybının nerede durması gerektiğini bilmesini istemektedir.

 

Yeniden güven tesisi

Olayın patlaması ani kırgınlık ve kızgınlık yaratmış, Fransa anlaşmadan kendisinin dışlanmasını içine sindirememiştir. Bu öfke ve kin dolu davranış, Batı ittifakının üyeleri arasında şimdiye kadar görülmemiş boyutlara ulaşmıştır.

 

Kısa vadede yapılabilecek yegâne iş sakinleşmek ve diplomasiyi devreye sokmak olacaktır. Macron, yeni yeni kendisine gelmiş ve bu yolu tercih etmeye başlamıştır. Bu da gayet doğaldır; çünkü Fransa’nın Hint Pasifiği’nde toprakları vardır.

 

Washington, Çin’i korkutmak için yeni ve güçlü bir Asya-Pasifik güvenlik anlaşmasını tercih etmiş olsa da Paris’e danışmadan bu adımı atması uygun olmamıştır.

 

Vaz geçecekler mi?

Fransa’daki bazı sağcı kesimler, Fransa’nın NATO’nun entegre komuta kontrolünden çıkmasını istiyor. Oysa Fransa’nın ABD’nin desteğine ihtiyacı vardır. Fransa, yaptığı bu çıkışların Avrupa’nın diğer başkentlerinde şüpheyle karşılanmasını da kabullenemiyor. İngiliz Başbakanı, Macron’u diplomatik nezakete sığmayacak şekilde uyarırken kendi çıkarlarını bir yerde unutmuş oluyorlar. Daha güçlü bir Avrupa hedefine ulaşılmak isteniyorsa İngiltere’nin de bu oyunda rol alması gerekmektedir.

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam