SON DAKİKA
reklam
reklam

Asar-I Tevfik zırhlısının batışı-I (Tarihten birkaç yapraktan biri)

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 14 Ocak 2022, Cuma - 12:57   Okunma Sayısı:

Balkan Harbi 1912-1913 yıllarında yapılmıştır. Bu savaşta alınan kararlar, Osmanlı sivil ve asker yöneticilerinin bilgisizliği ve birbirleriyle hırlaşmaları sonucu “Facia” diye de adlandırılır. 13 Şubat 1913 günü güneş doğduğu zaman batan ve sadece bacası görünen Asar-ı Tevfik zırhlımız, Osmanlı hâkimiyetinin de batmasını haber veriyor gibiydi.

 

İşte hazin hikâyenin akışı

Asar-ı Tevfik zırhlısı, kara gücünün yapacağı taarruzî harekâtta Karadeniz’den desteklemek üzere 7 Şubat 1913 günü saat 18:00'de Boğaz’dan çıkmıştır. Gemi komutanı, Bulgar torpido botlarının taarruzlarına hedef olmamak için geceyi Karaburun ile Boğaz arasında seyrederek geçirmiş ve ertesi sabah Karaburun’a demirleyerek kıyıdaki muhabere istasyonu vasıtasıyla kara gücü komutanıyla temas kurmuştur.

Kara gücü komutanı Asar-ı Tevfik’i Darboğaz’da beklediğini bildirdi. Zırhlı gemi bu mevkie yönelmişti. Gemi komutanı karaya çıkarak kara gücü komutanıyla buluştu. Karacı komutan, eliyle yaptığı bir krokiyi gemi komutanına vererek emrindeki piyadenin topçu ateşiyle desteklenmesini istemişti.

 

Arazi ayrıntılarının okunamaması ve yetersiz mesafe tahmini

Gemi hareket ederek görevine başlamış, fakat kendisine verilen el krokisinde koordinat belirtilmediği ve araziye uygun çizilmediği için attığı ilk mermiler Türk piyade birliklerinin üzerine düşmüştü.

Kıyıdan verilen işaret üzerine durum anlaşılmış ve gemi de ateşi kesmişti. Bir müddet sonra gemi Türk piyadeleri üzerine ateş etmekte olan bir Bulgar bataryasının mevziini keşfetmiş ve topçu ateşi ile bu bataryayı susturmuştu.

Akşam olduğu zaman Bulgar torpidobotlarının taarruzlarına hedef olmamak için Asar-ı Tevfik tekrar denize açılmıştı. Ertesi sabah kara gücünün komutanı Asar-ı Tevfik zırhlısına gelmiş ve gemiyle bir kıyı incelemesi yapmak istemişti. Gemi komutanından mümkün olduğu kadar kıyılara yakın geçmesini istemişti. Gemi az bir süratle kıyılara yakın seyrederek Podima önüne gelmişti. Kara birliği komutanı burada gemi komutanına, “7 Şubat günü şehit edilen Türk erlerine mukabil Bulgarlara karşı bir gösteriş hareketin yapılmasını” teklif etmişti.

 

Geminin karaya oturması

Gemi saat 12.45’te belirlenen koordinatlara geldiğinde karaya oturmuştu. Asar-ı Tevfik’in Komutanı geminin bir kum banka üzerine oturduğunu zannederek makinaları geri işletmek suretiyle Asar-ı Tevfik’i kurtarmak istemiş, fakat bir saatlik bir çalışma hiçbir sonuç vermemişti. Gemi kum bankına değil, bir kaya parçasının üzerine oturduğu anlaşılmıştı.

Bu kaya, Arpaağzı ile Demiryolu iskelesi arasında ve kıyıdan 1550 metre açıkta, yıldızdan kıbleye doğru uzanmış vaziyette bulunuyordu. Kayanın boyu 200 m. eni ise 100 metre idi. Gemi komutanı, kıyıdaki postane vasıtasıyla durumdan Bahriye Nezaretini haberdar etmişti.

Yapılan incelemelerde geminin mahmuzunun kayanın üzerine çıkmışmış olduğu, teknenin kıçlanmış ve iskeleye yatmış olduğu tespit edilmişti. Gemi komutanı teknenin kurtarılmasını kolaylaştırmak maksadıyla baş taraftaki cephaneyi kıç tarafa naklettirmeye başlamıştı. Bu esnada kıyıya gelen Bulgarlar, tüfek ateşi açmaya kalkışınca gemideki 12’lik ve 5,7’lik toplarla karşı ateş açıldı.

 

Kurtarma sırasında tehditler

Asar-ı Tevfik, anormal derecede yana yatmış olduğu için nişancıların vuruşları tutturması güçleştiriyordu. Gemi, geceyi rüzgâr etkisi ve düşmanın yapması muhtemel bir torpido saldırısı endişesi içinde geçirdi. Ertesi sabah görünürde hiçbir kurtarma aracı yoktu. Bahriye Nezareti Asar-ı Tevfik’in kaza telgrafını alınca gemiyi kurtarmak ve bu işi düşmanın muhtemel tarzlarından korumak gibi iki önemli problem karşısında kalmıştı.

Bahriye Nezareti, her iki problem için gereken emirleri vermişti, ama bu emirlerini yapılmasında ister istemez gecikmeler meydana geliyordu. Nezaretin emri üzerine Karadeniz müfreze komutanı Taşoluk ve Basra muhiplerinin ikmalde bulunması ve Draç torpidobotunun da arızalı olmasından ötürü yalnız Berkefşan torpidobotunu hareket ettirebilmişti.

Berkefşan daha Boğaz’dan çıkamadan arıza yapınca sonradan hareket ettirilen Taşoz ve Basra sis yüzünden Boğaz’a dönmek zorunda kalmıştı. Bahriye Nezareti, Asar-ı Tevfik’in kurtarılması için Bezmialem silahlı ticaret gemisinin, Giresun vapurunun, bir romörkörün ve birkaç mavnanın hazırlanması talimatını vermiştir.

 

Kurtarma çalışmalarında yetersizlikler

Kurtarma işi, Bahriye Nezareti II. Dairesinin sorumluluğunda yapılmak üzere planlanmıştı. Bezmialem gemisi top yüklemekle, Giresun vapuru da mayın istiflemekle meşguldü. Bahriye Nezareti’nin kuruluşunda herhangi bir gemi kurtarma hizmetinin bulunmamasından ötürü İstanbul’da bulunan yabancı gemi kurtarma şirketleri ile anlaşma yapmak zorunda kalınmıştı. Günün pazar olmasından ötürü Alman, Romen ve Grek şirketlerinden temas temin edilememişti. Bu olay Boğaz’da askeri bir kurtarma teşkilatı olmamasının ağır neticelerini gösteriyordu.    (Devam edecek)

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam