SON DAKİKA
reklam
reklam

Kitap tanıtımı (Lukka’dan Likya’ya)

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 28 Mayıs 2022, Cumartesi - 23:48   Okunma Sayısı:

Antik Likya

Antik Likya, Batı Torosların Akdeniz’e doğru uzanan Teke Yarımadası üzerinde bulunmaktadır. Anadolu’nun kadim halklarından Luvilerle akraba olan Likyalılar, bu engebeli ve zor coğrafyada özgün bir kültür oluşturmuşlardır.

Başka hiçbir kültür coğrafyasında benzeri olmayan nekropolleri, buraya özgü semerdam kapaklı lahitleri, ahşap cephe mimarisinin baskın izlerini taşıyan kaya mezarları ve Anadolu’da sadece Likya’da görülen “dikme mezarları” Likya denilince akla ilk gelen simgeler olarak kabul etmek gerekir.

 

Bölgenin arkeolojik eserleri

Defineler ve genel olarak sikke buluntuları arkaik dönem tarihçileri için çok önemli kanıt kaynaklarıdır. Definelerin bilimsel değerlendirmesi antik bir toplumun kültleri, zenginliği, sanatı, ekonomik ve politik ilişkileri gibi pek çok özelliğine ışık tutabilir ve bazı durumlarda özellikle diğer kanıt türleri eksik veya çok yetersiz olduğunda tek ve önemli bilgi kaynağı olabilirler.

Sikkelerin kronolojisi özellikle de farklı devletlere de aynı dönemlere denk gelen sikkelerinin görece eşzamanlılığı, çoğunlukla defineler esas alınarak oluşturulur. Tanım olarak sikke definesi genellikle aynı zamandan tek bir birim olarak saklanmış bir grup sikkeye denir.

Definelerde genellikle 50 ila 100 sikke bulunur; ancak gümüş olan 2000’e yakın sikke içeren Elmalı defilesinde olduğu gibi bazıları 1000 taneyi aşan miktarlarda sikke de içerebilir. Kesin olarak bilinen, definenin 1984 yılında Kuzey Likya’nın büyük yerleşimlerinden Elmalı yakınlarındaki Bayındır köyünde define avcıları tarafından metal dedektörleri kullanılarak bulunduğudur.

 

Dolaşımdaki sikkeler

Definenin “1700’den fazla sikkelik kısmı” 1984 yılında Oxford’da düzenlenen bir konferansın ana konusunu oluşturmuş ve yapılan yayını define üzerine bugüne kadar gerçekleştirilmiş en ayrıntılı çalışma olma özelliğini korumuştur. ABD’de yürütülen uzun bir hukuk savaşından sonra bu sikkeler 1999 yılında Türkiye’ye iade edilmiş olup toplam 1679 sikke 2009 yılından bu yana Antalya Arkeoloji Müzesi’nde muhafaza edilmektedir.

Defneyi kez görenlerin en çok dikkatini çeken şey, sikkelerin olağanüstü iyi korunmuş durumda olmasıdır. Paraların çoğu ya hiç dolaşma çıkmamış ya da çok az dolaşıp da kalmıştır. Bu da sikkelerin basıldıktan hemen sonra muhtemelen Milat’tan önce yaklaşık 460 yılında toplu halde saklandığı anlamına gelmektedir. Bu durum genellikle bir veya sınırlı sayıda darphanede basılmış sikkelerden oluşan definelerde yaygın olarak gözlemlenir

Elmalı defilesi Milat’tan önce beşinci yüzyılın ilk onlu yıllarında Yunanistan, Kuzey Yunanistan, Ege ve Anadolu’nun güneybatı kıyısında faaliyet gösteren geniş bir darphane panoraması sunmaktadır.

Elmalı Definesi fazla yazılı ve arkeolojik kanıt bulunmayan Geç Arkaik ve Erken Klasik dönemlerdeki Likya şehirleri ve beylerin bastırdığı sikkeleri incelemek için olağanüstü bir fırsat sağlamaktadır.

 

Değerlendirme

Anadolu toprak altı sanat ve arkeolojik eserlerimiz 18’inci yüzyıldan itibaren bazen müsaadeli bazen de kaçak yollarla yurt dışına çıkarılmıştır. Tespit edilenler uzun hukuk mücadeleleri sonucunda ülkemize geri kazandırılmıştır. Gelibolu muharebeleri sırasında İngiliz ve Fransızlar arkeologlar getirerek mevzi kazma faaliyeti gibi eski eser aramış, bulmuş ve ülkelerine götürmüşlerdir.

 

Patara Yol Anıtı

1993 yılında Patara Antik Kenti’nde bir kundaklama sonucu çıkan yangın, çok önemli bir anıta ait olduğu anlaşılacak olan birçok yazılı bloğun gün yüzüne çıkmasına neden olmuştur Bu bloklar üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda blokların ait olduğu yapının Lidyalıların Milat’tan sonra 46 yılında İmparator Claudius’a ithafen diktirdiği anıt olduğu anlaşılmıştır.

Üç tarafı yazılı olan anıtın ön yüzünde İmparator Claudius’a yapılan bir ithaf yer alırken diğer yüzlerde tüm Likya sınırları içinde ya alayı yolların ölçüleriyle birlikte bir listesi sunulmuştur Uygulamalar, anıtın üzerinde adının ne olduğuna dair doğrudan bir veri bulunmadığını ortaya koymuştur. Ancak içeriği ve izlenimleri doğrultusunda genel bir adlandırma olarak Patara yol al otur başlığı tercih edilmiştir.

Anıtın ön yüzündeki (A) ithaf yazıtında “Roma dostu bir imparatorsever sadık müttefikler” olarak tanımlanan Lidyalılar, Claudius’un Libya’da bir süredir devam etmekte olan iç savaşı bitirerek anıtta ifade edildiği şekliyle kendilerini “İsyandan, kanunsuzluktan ve eşkıyalıktan” kurtardığını ve “Dirliğe, hukuki eşitliğe ve geleneksel kanunlara” yeniden kavuşturduğunu ifade etmektedir.

Ayrıca Claudius’un Likya’daki devlet yönetimini “Muhakeme yeteneği olmayan halk yığınından alıp en seçkin kişiler arasından seçilen Danışma Meclisi üyelerine emanet ettiği” de vurgulanmıştır.

 

Değerlendirme

Patara yazsısının son paragrafı ilginç değil mi? “Muhakeme yeteneği olmayan halk…” açıklaması günümüzde de tartışılmadı mı?

 

Likya bölgesine yapılacak gezilerde ilginç yapılar da şunlardır.

*Tahıl ambarları

*Arıcılık ve seren

*Mezar odaları

*Tanrılar ve kültler

*Dönemin mimari yapıları (Savunma, dinsel, ticari)

*Yontuculuk

*Lahitler

*Kaya mezarları

*Tapınaklar

*Dil ve yazıtlar

(Yapı Kredi Yayınları “Lukka’dan Likya’ya, Sarpedon ve Aziz Nikolaos’un Ülkesi, Havva İşkan-Erkan Dündar,  Baskı: 2, Ocak 2022)

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam