SON DAKİKA
reklam
reklam

EĞRETİ DEMOKRASİ

Köşe Yazarı: Salih KOÇ   Eklenme Tarihi: 5 Aralık 2022, Pazartesi - 13:16   Okunma Sayısı:

Nihat, ilkokul beşinci sınıfta okuyordu. Kasaba, köylerine çok yakındı. Babası belediyede çalışıyordu. Arkadaşları, babasının ‘’çöpçü’’ olduğunu söyleseler de o, ısrarla babasının ‘’temizlik işçisi’’ olduğunda ısrar ediyordu. Bunun dışında arkadaşları ile bir alıp veremediği yoktu.

O yıl köylerine yeni bir öğretmen gelmişti. İlk dersinde kendisini tanıtırken tahtaya adını, ‘’Servet Doğan’’ olarak yazmıştı. Servet öğretmen bir yetmiş boylarında, kumral saçlı, renkli gözlü, atletik bir vücuda sahipti. Biraz hızlıca konuşurdu. Bazı öğretmen büyüklerinden; ‘’Çok iyisin, hassın da bir de tane tane, öğretmen gibi konuşsan’’ gibisinden eleştiriler alırdı. Derslerinde buna özen gösterse de yılların alışkanlığı, öyle bir iki uyarma ile insanın yakasını bırakmıyordu.

İlkokulda otuz kadar öğrencisi vardı ve beş sınıf bir aradaydı. Artık mesleğinin onuncu yılına varmıştı. Beş sınıf bir arada çalışmayı içselleştirmişti. Servet öğretmen göreve başlamasının ilk haftasında, bir başkan ve bir de yardımcı seçmek istedi. Biz, daha önceki öğretmenler gibi: ‘’sen başkansın, sen de yardımcı’’ diyeceğini beklerken:

‘’Başkan seçilmek isteyenler parmak kaldırsın’’ dedi. Biz hep birlikte şaşkınlık içinde birbirimize bakarken ilk parmağı Nihat kaldırdı. Sonra, sırasıyla Emine, Mehtap da parmaklarını kaldırdılar. Parmak kaldıranlar sıra ile isimlerini tahtaya yazıp derslikten dışarı çıktılar. Servet öğretmen bu üç ismi sıra ile oylattı. En çok oyu alan Nihat, başkan ve ondan iki oy daha az alan Mehtap da yardımcı seçildi. Bizim için böyle bir uygulama ilkti. Aslında biraz da şaşkındık. Servet öğretmen başkan ve yardımcısını tebrik ettikten sonra:

‘’Çocuklar, demokrasi işte böyle bir şey. Arkadaşlarınız bir haftalığına seçildiler. Her hafta sonu, önümüzdeki haftanın başkan ve yardımcısını bu yöntemle seçeceğiz. İyi görev yaparlarsa bir daha seçilirler, yok görevlerini doğru yapmazlar ise siz bir daha onlara oy vermezsiniz. Onlarda bu durumu bildikleri için daha dikkatli olurlar’’ diye ekledi…

***

Servet öğretmenin başkan ve yardımcı seçme yöntemi çocuklara önceleri biraz garip gelse de zamanla benimsemeye başladılar. İki defa üst üste başkan seçilen Nihat, son seçimde başkanlığı Emine’ye kaptırdı. Nihat bu durumu önceleri okuldaki kız öğrencilerin sayıca fazla olmasına bağlasa da zaman içinde yaptığı hataları anlamaya başladı. Sabahları arkadaşlarını sıraya sokarken onlara sert davrandığını, başkan oldum diye biraz havalara girmesi gibi bariz hatalarının oluğunu anlamıştı. Kendince bir öz eleştiri yaparak, bu davranışlarını düzeltmesi halinde yeniden başkan seçilebileceğine inanıyordu…

Servet öğretmen kasabada oturur, özel arabasıyla sabah gelir, akşam paydostan sonra evine dönerdi. Dörde dört ebadındaki küçük bir yönetim odasında otururken, özellikle öğle paydoslarında kapıyı yarı kadar aralık bırakır, kendisi de kitap okurdu. Hem etrafta olup bitene kulak kesilir hem de çocukların kendisini örnek alarak kitap okuma alışkanlığı kazanabileceklerini hayal ederdi…

Bir öğle vaktinde evi yakın olanlar yemek için evlerine gitmişti. Nihat dahil birçok öğrenci de okulda kalmışlardı. Servet öğretmenin aralık bıraktığı kapıdan görülebildiği kadarıyla, küçük kız öğrencilerden biri çamurlu ayaklarını Nihat’ın üzerine doğru sallıyor, Nihat da geri çekiliyordu. Bu hareket birkaç defa tekrar edince Nihat, herkesin rahatlıkla duyabileceği bir ses tonuyla:

‘’Ben, sana ayak sallamayı gösteririm ama başkan seçilirken bana oy vermezsin?’’ dedi… Daha sonra Nihat, beladan kaçarcasına oradan uzaklaştı…

Servet öğretmen bu olaya şahit olduktan sonra kendi kendine ‘’demokrasi güzel şey ama bizim ki, eğreti demokrasi’’ diye mırıldandı…

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam