SON DAKİKA
reklam
reklam

Galiba imana geldi

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 27 Ocak 2023, Cuma - 23:10   Okunma Sayısı:

Kürtlerin İsveç’e göç etmeleri

 

İkinci Dünya Savaşı sonrasında başta Irak olmak üzere İran ve Türkiye’den İsveç’e yapılan ilk Kürt kökenli göçler 1960’ların başında yapılmış ve İsveçli yetkililer göç eden Türkleri ve Kürtleri ayrı bir etnik grup olarak tanımışlardır.

 

1970’lere gelindiğinde İsveç, göçmenlerin entegrasyonu ile ilgili politikalar geliştirmiş, bu politikalar ilk gelen Kürtlerin azınlık statüsünde olduğunu tescillemiştir. Tescillenen Kürt diasporası İsveç’te azınlık statüsünden faydalanmayı bilmiş ve daha organize davranış kalıpları geliştirmiştir.

 

Sonraki yıllarda çok sayıda PKK mensubu İsveç’e göç etmeye başlayarak “siyasi sığınmacılık” statüsünden faydalanmayı bilmiştir. İsveç hükümeti tarafından kabul edilen azınlık statüsü, 1980’de Türkiye’de gerçekleşen askeri müdahaleler sonrasında siyasi sığınma talebinde bulunan Kürt kökenlilerin kabul edilmesine de yol açmıştır. 1980 sonrasında tedricen Kürt diasporası PKK’lı teröristlerin eksenine girmiştir.

 

1980’lerden bu yana İsveç’te aktif olarak yapılanmaya devam eden PKK, kendi iç çatışmalarını İsveç’e taşımakla birlikte İsveç hükümeti içerisindeki siyasi muhaliflerini de hedefine yerleştirmiştir. İsveç’te Sol Parti’nin PKK’ya olan desteği son yıllarda dikkat çekmektedir. Öyle ki Sol Parti üyeleri PKK’nın terör örgütleri listesinden çıkarılmasını ortak karar olarak benimsemiştir.

 

PKK yandaşlarının aşırı sağcılarla çalışması

 

İsveç’te Kur’an yakılması, Norveç’te Kur’an’ın yırtılması ve Fransa’da Charlie Hebdo’nun Hz. Peygamber’i tahkir eden karikatürleri yeniden yayımlaması gibi olaylarda şahıslar ve dekor değişse de Kur’an ve Hz. Peygamber karşıtlığında somutlaşan İslam düşmanlığı senaryosu hemen hiç değişmeyip post-modern versiyonlarla tekrarlanmaktadır.

 

2020 yılında başlayan bu provokasyonlar, 2022 yılında daha sık görülmüştür. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya girmesi isteklerini doğurmuş, Türkiye’nin rezervine takılıp kalmışlardı. Görüşmeler yapılmış, PKK ve aşırı sağcıların gösterilerine müsaade etmeyeceklerine dair İsveç resmi makamları söz vermişlerdi.

 

Gelin görün ki, İsveç olaylara mani olamamaktadır. İsveçli yetkililer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı afişe edenlerin olaylarını hafife almakta ve her çeşit eylemin hemen ardından Kur’an-ı Kerim’e saygısızlık gösterilerine engel olmaktadır. Eylemciler İsveçli aşırı sağ ve marjinal sol gruplardır.

 

Sonuç

 

Terör örgütünün üst düzey yöneticileri ile Türkiye tarafından aranan ya da İsveç hükümetinden geri iadesi talep edilen PYD/YPG’li isimlerin İsveç’te eylem yapmasının önüne geçilmeli ve burada yaşayan PKK’lılar Türkiye’ye iade edilmelidir.

 

PKK İsveç’i hem bu ülkedeki örgütlenmesi hem de Türkiye’de terör faaliyetleri için militan devşirme yerlerinden biri olarak görmektedir. Bu nedenle örgütün eleman kazanma yöntemleri arasında bulunan çocuk savaşçı yetiştirme ve yabancı terörist kazanma çabalarının önüne geçilmelidir.

 

PKK terörünü doğrudan destekleyen durumların önüne geçilerek gerektiği yerde Türk makamları ile irtibat sağlanmalıdır. Yine İsveç’te Türk misyonları ve vatandaşlarına yönelik son zamanlarda gerçekleştirilen saldırılar İsveç güvenlik güçleri tarafından caydırıcı yaptırımlara tabi tutulmalıdır.

(Bazı bölümler SETA-Avrupa’da PKK Yapılanması, İsveç/Murat Yeşiltaş’ın makalesinden alınmıştır.)

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam