Neredeyse bir yılını dolduracak olan Rusya-Ukrayna Savaşı bu yıl biter mi? Batılı uzamanlar bir yandan bunu düşünürken bir yandan da ABD, Almanya ve İngiltere’nin yapacakları tank desteğinin savaşın geleceğine nasıl yön vereceğini düşünüyorlar.
Her ne kadar barış sözcüğü dillere dolansa da, Ukrayna’nın 3 Ocak günü ABD yapımı HIMARS füzeleriyle Donetsk’te düzenlediği saldırıda ölen asker sayısının 89’a yükselmiş olması Rusya’da derin bir husumete yol açmıştır. Rusya bu olayın asıl sebebinin yasaklanmasına rağmen kitlesel bir şekilde cep telefonu kullanılmasına bağlamaktadır.
Ukrayna tankları alıp yeni konseptle zırhlı birliklerini yetiştirip bir harekâta girişince yine bazı yerleri ele geçirip can yakacaktır. Bu durumda ateşkes ve kalıcı barış için zaman elbette uzayacaktır. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in yaptığı "Batı, Ukrayna’ya desteğini uzun vadede sürdürmeye hazır olmalı" ifadesi de bu tespiti doğrulamaktadır.
Ateşkes büyük ihtimal
Putin'in Ukrayna'daki saldırılarının nedeni Avrupa Birliği’nin veya NATO’nun tehditlerinden korkması değil, 1990 yılına kadar SSCB dönemi sınırlarını yeniden tesis etmek ve emperyalist niyetlerini gerçekleştirme arzusudur. Üzerinde ısrarla durulan uzlaşı önerileri ateşkesi sağlayabilir. Siyaset bilimci Volodimir Fessenko imzasıyla Ukrayna’nın haftalık gazetesi NV’de uzlaşı önerileri şöyle açıklanmıştır:
*Ukrayna ordusunun yeterince başarılı saldırı eylemleri düzenleyebilmesi,
*Uluslararası ortaklarımızdan Ukrayna’ya nispeten stabil askeri, teknik ve ekonomik destek gelmesi,
*Sistematik bir iç kriz yaşamaksızın Rusya'nın askeri, siyasi ve ekonomik bakımdan zayıflaması,
*Kırım ile olan idari sınırın ve mümkünse Donbas'taki cephe hattının istikrara kavuşması...
"Bu koşulların sağlanması durumunda, belirli bir sürenin ardından geçici (ancak süre sınırı olmayan) ateşkese dair yapılacak teknik bir anlaşmayla çarpışmalar sona erdirilebilir. Kırım'ın özgürleştirilmesi meselesi ise diplomatik düzeyde ele alınabilir."
Savaş kazanılır barış kaybedilirse
Dikkat çekecek diğer bir husus, ABD’li karar vericilerin Ukrayna ordusunun üstünlük kazanmasına izin verip vermeyeceğidir. Ukrayna barışı kaybettiği takdirde kaybettiği bölgeleri geri alamayabilir ve güvenlik garantilerinden mahrum kalabilir.
Rusya'nın The Moscow Times haber sitesinde, "İki tarafın da kaynaklarını seferber etme olanakları hayli sınırlı, Ukrayna'nın kazanması için Batı’dan gelen askeri yardımının hem nicelik hem de nitelik bakımından artması gerekiyor.
Rusya'nın kazanması için ise kısmi değil, bütün sanayinin savaş durumuna geçirilmesiyle genel bir seferberlik ilan edilmesi gerekiyor. İki seçenek de pek muhtemel görünmediğinden, 2023 için en gerçekçi senaryo, her iki toplumun da savaşı yavaş yavaş bir yaşam biçimi olarak içselleştirdiği 'çatışmanın Filistinleşmesi' olmaya devam ediyor." denilmektedir.
Batı'nın kayıtsızlığı
İrlanda’nın Irish Independent gazetesinde, "Savaş uzadıkça Ukrayna'ya verilen desteğin azalabileceği, meseleye odaklanma süresinin ve finansal yardımların sonsuza kadar devam edemeyecek olması Moskova’nın işine gelir” denilmektedir.
"Ukrayna’ya destek azalırsa, Putin’in savaşı kazanma şansı yükselir. Ukrayna’nın içinde bulunduğu zor durumdan bıkarsak, küresel ölçekte bir işgali normalleştirme ve dünya genelinde tehlikeli bir emsal oluşturma riskine gireriz." İfadesine de yer verilmektedir.
Çözüm kimsenin umurunda değil
Yunanistan'ın In. gr haber sitesi köşe yazarı Lefteris Charalambopoulos, “…Savaşa dahil olan taraflar barışa yönelik hiçbir girişimde bulunmuyor. Tarihin gerçek doğru tarafı' barıştır ve edilen tüm laflara rağmen, gerçekten bu tarafta duran herhangi bir güç olduğundan hiç de emin değilim.
"Bunun yerine, gezegeni yok etmeye yetecek kadar çok nükleer silaha sahip güçler arasında kolaylıkla küresel çatışmalara evrilebilecek bölünmeler bütün dünya genelinde derinleşiyor" demektedir.
Sonuç
Hiç kimse Rus liderlerin vereceği güvenceye, suçlularla barış yapılacağına inanmıyor. Slovakya'nın Pravda gazetesinde çıkan bir yazıda, Putin’siz bir Rusya’nın tutumunu temelden değiştireceği konusunda kendimizi kandırmayalım. Rusya, küçük ulusları ve devletleri son derece hor gören emperyal bir devlettir. Ukrayna kendini özgürleştirmeyi sürdürürken, bizler de buna paralel olarak Avrupa'da Rusya'ya karşı uzun vadeli güvenlik bariyerleri inşa etmeliyiz” denilmektedir.
Teknenin direğine çıkmış bir gözcünün “Kara göründüüü!” diye bağırmasını daha çok bekleyeceğiz galiba?
