SON DAKİKA
reklam
reklam

18 Mart 1915 Deniz Zaferi - I -

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 18 Mart 2023, Cumartesi - 23:25   Okunma Sayısı:

I.Dünya Savaşı’nın ayak sesleri 28 Haziran 1914 günü Avusturya veliahdının Saraybosna’da vurulmasıyla başlayan ve 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi ile son bulan I. Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti’nin ağır kayıplar vermesine neden olmuştur. Çanakkale muharebelerinin en acı günleri Gelibolu Yarımadası’nda yaşanmıştır. Osmanlı Devleti, sefer planlarını tamamlayamadan 2 Ağustos 1914’te yığınaklanmasını başlatmıştır. 5 Ağustos’ta İngiltere Almanya’ya savaş ilan edince İngiltere’ye sipariş ettiğimiz ve paralarını ödediğimiz iki savaş gemimizi alamamıştık. İki Alman harp gemisinin Boğazlardan Karadeniz’e geçerek Rus limanlarını bombalamasıyla da başımız derde girmişti. Önce Rusya’nın, ardından İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmesi üzerine 11 Kasım 1914’te Osmanlı Devleti de İtilaf Devletlerine savaş ilan etmişti. Ocak 1915 1915 yılı Ocak ayının 28’inci günü Londra’da I.Dünya Savaşı’nın kaderi üzerine karar verecek olan İtilaf Devletlerine ait Savaş Konseyi, 1.Boğazları geçerek, İstanbul’u işgal edip Osmanlı Devleti’ni saf dışı bırakmak, 2.Doğu Cephesinde sıkışan Ruslara gerekli yardımı yapmak, 3.Batı cephesindeki harekâtın duraklaması yüzünden hareketsiz kalan kuvvetleri, Almanya’nın mağlup edilmesini sağlamak, 4.Balkan devletlerinin bir an önce kendi yanlarında savaşa katılmalarını sağlamak, 5.Kritik bölge olan Boğazlara Ruslardan önce İngilizlerin yerleşmesine imkân sağlamak amacıyla Çanakkale’de bir cephe açılmasına karar veriyordu. Toplantıda haritanın başına geçen İngiliz Deniz Bakanı Churchill eliyle Çanakkale’yi göstererek, ---Evet, Çanakkale! Türklerin gırtlağı burada... Bir sıkılırsa… dediğinde Savaş Konseyi Bakanı Lord Kitchener,

---Yok, hayır! Sıkmak işe yaramaz, iş uzar. Hayır Hayır! Bu boğazı bir çırpıda keseceksin, der. Harekâtın şekline karar verilmesi “Denizlere hâkim olan dünyaya hâkim olur” düşüncesiyle hareket eden İngilizler, Boğazları ele geçirmek için donanmanın yeterli olacağına inanıyorlardı. Bahriye Bakanı Churchill’in planları Akdeniz filosu komutanı Amiral Carden tarafından da desteklenince, Lord Fisher’in şüpheli gördüğü bu harekâtın donanma ile yapılmasına karar verilmişti. Tarihinde hiçbir yenilgi almamış olan İngiliz donanmasının silah, teknoloji ve başarı açısından kendine güveni tamdı. Dünyanın yenilmez donanması, Fransa’nın da desteğiyle dünyanın en büyük deniz gücünü oluşturuyordu. Bu donanmaya karşı gelebilecek hiçbir güç düşünülemezdi. Hele ki yıpranmış, teknoloji açısından zayıf ve parçalanmak üzere olan Osmanlı donanması, bu güçle asla baş edemezdi. 18 Mart’a kadar geçen bu dönemde Boğaz’ın girişinde bulunan Rumeli yakasındaki Seddülbahir ve Ertuğrul tabyalarıyla Anadolu yakasındaki Kumkale ve Orhaniye tabyaları tahrip edilmişti. Boğaza giriş kapıları aralanmış ama hâlâ ileride olacaklar belirsiz hale gelmişti. 18 Mart’a geliş Ve 18 Mart 1915 sabahı geldiğinde kimse günün sonunda neyle karşılaşacağını bilmiyordu. 17 Mart 1915’te Amiral Carden’in yerine Amiral De Robeck’in atanmasıyla 18 Mart’ta gerçekleşecek olan plan uygulamaya konuluyordu.

İtilâf Devletlerinin Deniz Harekâtı 19 Şubat 1915’te başladı. 13 Mart 1915’e kadar düşman gemileri tabyaları top ateşine tuttu. Mayın tarama gemileri olabildiğince yol açtı. Boğazları zorlayarak geçebileceklerine inanan düşman kuvvetlerinin, kararlı ve dirençli bir karşılık almaları bu işin o kadar da kolay olmadığını gösteriyordu. Bir ay boyunca yapılan binlerce mermi atışının ardından çok da büyük bir gelişme elde edilememişti. Plana göre; 18 Mart sabahı üç deniz tümeninden oluşan düşman filosu Boğaz’da belirmişti. Filonun en güçlü gemilerinden oluşan 1’inci Tümene bizzat Amiral de Robeck komuta ediyordu. Nusrat Mayın Gemisi Queen Elizabeth, Agamemnon ve Lord Nelson muharebe gemileri ile Inflexible muharebe kruvazöründen oluşan 1’inci Tümen, saat 10.30’da Boğaz’dan içeri girmişti. Filonun önündeki muhripler savaş alanını tanıyorlardı. Planlanan noktaya ulaşıldığında Queen Elizabeth’in hedefi Rumeli Mecidiye Tabyası, Lord Nelson’un hedefi Namazgâh Tabyası, Inflexible’in hedefi ise Rumeli Hamidiye Tabyası idi. "A Savaş Hattı" olarak adlandırılan bu plan 11.30’da uygulanmaya başlandı ve 11.30’da merkez tabyalarına ateş başladı.

Bu arada düşman gemileri Kumkale’de bulunan Türk topçusunun etki alanına girmişlerdi. Obüslerden gemilere ateş yağıyordu. Yine de mesafe uzak olduğundan Türk bataryaları savaş gemilerine karşılık veremiyordu. Saat 12.00 sularında Çimenlik, Rumeli Hamidiye ve Anadolu Hamidiye tabyaları ateş altında kalmıştı. B Hattı diye adlandırılan Amiral Guepratte komutasındaki 3’üncü Tümen Suffren, Bouvet, Goulois, Charlemagne adlı dört Fransız gemisiyle Triumph ve Prince George adlı iki İngiliz muharebe gemisinden oluşuyordu. Plana göre bu Tümen, 1’inci Tümen’in arkasından harekete geçti ve B hattı önündeki yerini aldı. Yavaş yavaş yaklaşan gemiler bu cesurane ilerleyişlerinde Türk bataryalarından atılan mermi ateşi altında B hattına vardılar. Karşılıklı çatışmalarda aradaki bataryalar sustuysa da merkez bataryalar ateşe devam ediyorlardı. 900 yarda kadar içeri sokulduklarından şiddetli ateş bu gemilerin üzerine yağmaya başlamıştı. (Devam edecek)

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam