Bir süredir yazılarımı İstanbul dışından yazıyorum. Ve tabii ki İstanbul’u özledim. Özlemimi de Dünya Şiir Günü nedeniyle bir şiirimle dile getirmek istedim:
İstanbul’u özledim
Tuzlu suyu genzime çekmek
vapurların dumanını
solumak istiyorum.
Bugüne inat…
keyfimi bozmazcasına
Kavaklardaki katırtırnaklarını,
Bebek’teki laleleri resimlemek,
Adalardaki leylakları
seyretmek istiyorum,
gözüm doymazcasına…
Sarartmasın Boğaz’da
ağacı, çiçeği, çimeni
susuz yazın kuruluğu
Merhem olsun onlara
şiirlerin duruluğu
(Cengiz Baysu)
Şiir yazmak
Aristoteles için sanat, bir maddeye biçim vermektir. Ona göre doğa en büyük sanatçı ve en büyük şairdir. Doğa bir ağacı yaratır, ormana dönüştürür; insan bir ağacı tahtaya dönüştürür ve ancak ev yapar. Yahya Kemal şiiri tanımlarken “Darası alınmış söz” diye ifade eder. Bu şekildeki bir anlatım bile herkesin ulaşamayacağı bir seviyeyi gözler önüne seriyor. Çoğumuz telefonda en kısa tümcelerle en doğru şekilde derdimizi anlatamazken bizlerden bir de şiir yazmamız istenirse varın siz düşünün içine düşeceğimiz halleri…
Bana göre de şiir, kontrol altına alınan duyguların güzel sözcüklerle inşa edilmiş harmonisidir. Seslendirmeyle renklenir. Ritim de katılabilir. Dikkat edilecek önemli konu, duyguların her zaman kontrol altına alınamadığıdır. Bir şimşeğin çakışı kadar kısa zamanda akla gelen duygu veya hazları yakalamaktır esas olan… Yakalanabilirse ne âlâ! Yoksa geçmiş ola! Sonrasında insan hatırlamakta bile güçlük çekiyor. Sabır işidir vesselâm…
Gece uykumda dahi aklıma gelen sözcükleri defterime yazardım. Bazen bir mısradaki ahengi yakalamak için günlerce söz dizimi üzerinde çalıştığım olurdu. Hâlâ da bu konuda iddialı olduğumu söyleyemem. İşte size bir duygu seli… Hassas insanlar yazabilir ancak güzel sözleri… Topluma sevgisi saygısı olanlar ifade edebilir kâğıtla kalemle de barışık olduğunu…
Şiir ve edebiyat
16-20 Kasım 2020 tarihleri arasında “Kahramanmaraş Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri” düzenlenmişti. Katılımcılar söz dizilimleriyle, mısralarıyla adeta şov yapmışlardı. Ele aldıkları her konuyu ne kadar güzel dile getirmişlerdi. Bu şiirler arasında İnci Okumuş’un “Bir Acı Şarkıdır Göç, Dilleri Kanatan” şiirinin çok beğenmiştim. Bir bölümünü sizlerle paylaşmak isterim.
Bir Acı Şarkıdır Göç
Duvardaki çatlaklar gibidir artık zaman
Sızar durur baharsız dağlardan
Birbiri üstüne devrilir ikindiler
Bir ıstırap şelâlesi akar dudaklardan
Bir acı şarkıdır göç, dilleri kanatan
Terk ediş bir istasyondan değildir artık
Uğurlayanı olmaz bu uğursuz gidişlerin
Solgun, bedbaht ve kimsesizdir yarınlar
Sesi siliniş ağıtlarda izi kalır gülüşlerin
Bir suskun haykırıştır göç, yürekleri acıtan
Yollar kötürüm olur geçtiği yerde
Yürekler bir yaprak gibi dökülür
Göçenler derde kalır göçtüğü yerde
Hüzünler bir yağmur gibi sökülür
Bir fışkın ateştir göç, canları yakan
Beğendiniz mi? Bütün günleriniz şiir gibi duru olsun!