I.Bölüm’de İngiltere’nin 17’nci yüzyıldaki iç savaşların ardından parlamenter sisteme geçişine ve yine bu yüzyılda kolonial faaliyetlere yönelmesine değinmiştim. İngiliz hükümetinin, Suriye’deki IŞİD operasyonlarına karşı koalisyon güçleri safında İngiliz Hava Kuvvetlerini kullanmak için İngiliz halkından destek bulamadığını, bu yüzden sıkıntılar yaşaması nedeniyle bazı gizli faaliyetlere başvurduğunu dile getirmiştim. Yazının sonu da şöyle bitiyordu:
Operasyonlara sıkıntılı destek
İngiltere, operasyonlar için verilecek karar öncesinde halkın desteğini sağlamakta zorluk çekeceğini biliyordu. İngiliz halkı, ABD üsleri önünde gösteriler düzenliyordu. Hükümet ise ABD’ye söz vermiş ve gereklerini yerine getirme telâşı içindeydi. Halkın tepkisini çekmemek için İngiliz Hava Kuvvetleri gizli faaliyet ve bombalamalarda bulunuyordu.
İngiliz basınında yer alan haberlerden
İngiliz basınında yer alan haberlere göre, üç İngiliz pilot ABD ve Kanada öncülüğündeki uçaklarla birlikte Suriye’ye yönelik operasyonlara katılmış, üç pilotun yanı sıra 17 askeri personelin de ABD ve Kanada ile çalıştıkları kaydedilmişti.
İnsan hakları grubu “Reprieve”nin “bilgi edinme yasası” çerçevesinde ortaya attığı konuyu İşçi Partisi, parlamentoda dile getirmişti. İşçi Partisi, “Hükümetin bu konuda şeffaf olması gerektiğini, parlamentonun onayı olmadan pilotların operasyonlarda yer almasının yanlış olduğu” konusunu Savunma Bakanlığına yöneltmiştir. İngiltere, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin icra ettiği hava operasyonunun Suriye ayağına değil Irak ayağına destek vermektedir.
Teknik veriler
Sunday Express, Birleşik Krallık’ın Suriye operasyonları ilgili olarak emekli General David Richards’ın “çarklar dönmeye devam edecek” şeklinde beyanda bulunduğunu belirtmişti. Geçtiğimiz günlerde İngiliz basınından Express gazetesi ise, “IŞİD hedeflerini bombalayan ABD uçaklarının, hedefler arasından bir mesaj aldığı” haberlerine yer vermişti.
Mesaj, askerlerin kendilerini İngiltere’nin en donanımlı askerî birliği olan SAS (Özel Hava Taburu) üyesi olduğunu söyledikleri ve bulundukları bölgenin vurulmamasını istedikleri çağrısını yansıtmıştı.
ABD’nin havadan bombaladığı bölgede ateşin etkisine maruz kalan İngiliz komandoları için İngiliz hükümeti, “Onlar bilgi toplamak için örgütün içindeydi” açıklamasını yapmak zorunda kalmış; ama ajanlık yaptığı söylenen 120 askerin üstelik IŞİD kıyafetiyle aynı anda bir arada olduğuna ise açıklama getirememişti.
Resmi ağızlardan
Her ay İngiltere’den IŞİD’e katılım olduğu, örgüt içindeki İngiliz sayısının yedi bini geçtiği gibi bilgiler daha sık şekilde basında görülebilmekteydi. Üç İngiliz kızını Suriye’ye götüren kişinin El Reşit isimli Kanada ve İngiltere ajanı olduğu, kafa kesme videolarında cellât olarak tanınan Cihatçı John’un eski bir İngiliz ajanı olduğu daha önce açıklanmıştı.
Kendilerini temize çıkarmak isteyen İngiltere’deki resmi ağızların, daha önce de İngiliz SAS kuvvetlerinin Suudi Arabistan’da Esad karşıtı teröristleri yetiştirdiğini; ABD casuslarının da aynı şeyi Ürdün, Katar ve muhtemelen İsrail’de yaptığını dile getirdiklerini biliyoruz.
Hem Birleşik Krallık hem de Amerika Birleşik Devletleri bu “ılımlı” teröristleri eğitmenin bir sis perdesi görevi gördüğünü söylemekteydiler. Eğitimli, silahlı, yurt dışından destek alan, Esad ile çatışmaları için sınır ötesinden Suriye’ye götürülen ISİD’li teröristlere Birleşik Krallık’tan, ABD’den ve Kanada’dan havadan ve karadan gizli komandolarla yapılan destekler basına yansıyordu.
Farklı görüşler
Bazı makalelerde, “IŞİD teröristlerini koruyan ABD hava saldırılarının Esad’a karşı saldırılara katılan kara unsurlarına koruma ve destek sağladığı” görüşü ağırlık kazanmaktadır. Wall Street Journal, “olanların kaygı verici şekilde ikinci bir Libya vakasını andırdığını” yazmıştı.
Rusya Federasyonu’nun herhangi bir ulusun başka ulusların iç işlerine müdahil olmasına karşı çıktığı, Suriyelilerin ve diğer halkların kendi liderlerini ve yasa yapıcılarını seçme hakkına inandığı başından beri bilinmektedir.
Putin’in yardımcısı Yury Ushakov, “Suriye’nin şu anki yönetimi, İslam Devleti’yle mücadele eden gerçek ve etkili güçlerden biridir. Rusya’nın Esad’ı desteklemekten vaz geçtiğini gösteren hiçbir belirti olmadığı gibi bugün de destek vermektedir” demiştir.
Soru
Türkiye, BM’nin ve NATO İttifakı’nın bir üyesidir. Komşumuz olan Rusya daha ılımlı hareket ederken İttifak’ın diğer üyelerinden birisi PYD’yi terör örgütü olarak görmemekte, Türkiye’nin PKK ile yaptığı mücadeleye karşı çıkmaktadır. Bir diğer üye, IŞİD ile ikili oynamakta bir başkası ise Rusya’nın Suriye’ye destek sağlamasına onay vermektedir. Bu nasıl iştir?