Yazısı için kıymetli yazar ve şair Durmuş Türker'e çok teşekkürlerimizi iletiyoruz.
İnsan bu dünyaya yalnız gelmiyor ve de yalnız yaşamıyor. Annesi, babası, kardeşileri, amcası dayısı, hısım akrabası ve konu komşusu oluyor. Bebekken çoğu zaman bir beşikten oluşan mekanı, büyüdükçe genişliyor, köyde ise köyü, şehirde ise mahallesi oluyor. Daha daha da büyüyünce de önce yurdu, sonra da dünya onun oluyor.
İnsan yaşadıkça büyüyor, çoğalıyor. Bilgi ve beceriyle donanıyor. Yeni yeni insanlar tanıyor. O insanlar ki ona çiçek, kendisi de arı oluyor. İnsan sahiden arı olabiliyorsa eğer, her insandan bir şeyler alıyor. Kötülerden kötülüğü, iyilerden ise iyiliği öğreniyor ya…iyi ya da kötü olmak ona kalıyor. İşte tam da burda ona us ve vicdan gerekli oluyor. Kötü olmaya us’u yetse bile, iyi olacaksa eğer işin içinde mutlaka vicdanın da olması gerekiyor. Kötüler ki aynı zamanda kurnazdır ve buna us yeter ama eğer iyi olacaksa insan, us’un yanında bir de ahlak ve vicdan ister.
İyi insan daima başı dik gezer. Ne güce ne de güç sahibinin zulmüne baş eğer. Bu iyi insanlar aynı zamanda iyi şeyler söyler. Biri çıkar “Başın öne eğilmesin” ( Sabahattin Ali) der şiir olur, birisi de çıkar (Edip Akbayram) bunun türküsünü ünler. İnsan iyi insan ise eğer bunları yürekten dinler ve iyiliğini daha daha besler. Yazarı, çizeri, sanatçısı, düşünürü, iş vereni, iş göreni vardır ülkesinin onlarla çoğalır. Sonrasında ise o kendini besleyen iyi insanların gidişlerini görür ve eksildiğini hisseder.
Ben bu eksilmeyi Yaşar Kemal gibi yazarlarımız, Yıldız Kenter, Genco Erkal, Gülriz Sururi… gibi tiyatrocularımız, Tarık Akan, Fatma Girik… gibi oyuncularımız, Yılmaz Güney…gibi yapımcılarımız giderken yüreğimde derin bir hüzün duyarak yaşadım. Şimdi de Edip Akbayram’la bu duyguya kapılıyorum. Evet…eksiliyoruz. Bu, daha baştan onlarla çoğaldığımız için oluyor. Ne yaman çelişki ki bizim çoğalmamızı sağlayanların gidişiyle de eksiliyoruz. Acı ama gerçek bu. Edip Akbayram da bizimleydi. Bize sesiyle ve o onurlu duruşuyla çok şey verdi. Gidişiyle elbette eksildik ama yine de ondan aldıklarımızla çok kalmanın bir yolunu bulacağız.
Yerin yıldızların en ışıklısında olsun Edip Akbayram. Seni orada “başı öne eğilmeyenler”, devrimciler bekliyor bunu sen de biliyorsun. Onlara bizden kucak dolusu selamlar söyle. Biz hep “güzel ve güneşli günleri” arayacak ve bulacağız, “motorları maviliklere” süreceğiz ve mutlaka utkuya ereceğiz…tükenmeyeceğiz.