Yazısı için çok şair ve yazar Durmuş Türker hocamıza teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Yıldızeli- Pamukpınar Köy Enstitüsü’nün istimlak işleri 1939 yılında başlamıştır. Akçadağ Köy Enstitüsünün Erzincan, Sivas ve Tokatlı öğrencilerinden oluşan iki grup öğrenci Pamukpınara nakledilmiştir. Tamamen bozkır olan, üzerinde tek bir çalının bile olmadığı bu yerde, derslikleri, yatakhaneleri, yemekhaneleri, işlikleri, lojmanları, reviri, trafo binası, spor salonları ve sahaları bütünüyle öğrenci emeğiyle yapılan bir okul doğmuş ve 1941 yılında eğitim öğretime açılmıştır. Bu binaların yapımı sırasında eğitim öğretim asla aksatılmamış, yapım sırasında öğrenciler Yıldızeli’ndeki Cumhuriyet İlkokulunda barınmışlardır. Bu okulun çalışkan öğrencileri, okulun ve çevre köylerin un gereksinimini karşılayan ve adeta mühendislik harikası olan bir değirmene de işlerlik kazandırmayı bilmişlerdir.
1941 yılından, 1954 yılına kadar KÖY ENSTİTÜSÜ adıyla öğrenci yetiştiren bu okul, sonrasında da Pamukpınar Erkek İlköğretmen Okulu adıyla eğitim öğretim etkinliklerini buyük bir çabayla sürdürmüştür. 1976 yılında ise yeni bir isimle -Pamukpınar Öğretmen Lisesi - olarak varlığını sürdürmüş ve ne yazıktır ki “ÖĞRETMEN” yetiştirir olmaktan çıkarılmış, normal bir liseye dönüştürülmüştür. 1988 yılında aynı zamanda GÜREŞ OKULU olarak etkinlik sürdürmüş ve iki başlı bir düzen içine girmiştir.
1990 yılında adı yeniden değiştirilmiş ve Pamukpınar Anadolu Öğretmen Lisesi olmuştur. 2014 yılında adı bir kez daha değişmiş ve Pamukpınar Yatılı İlköğretim Bölge Okulu adını almıştır. YİBO’ olarak sürdürülen eğitim öğretim etkinliğine ise 2023 yılında, yeterli öğrenci sayısı olmadığı için son verilmiştir.
1941’den, 2022 yılına kadar, hiç olmazsa okul adıyla var olan, üzerinde bir tek çalı yokken bozkırda bir vahaya dönüştürülen, adeta bir orman niteliği kazanan PAMUKPINAR, ne yazıktır ki bugün tam anlamıyla kaderine terkedilmiş ve neredeyse sahipsiz bırakılmıştır. Bugün için orasına gidenler, bir zamanlar eşsiz bir aydınlanma ocağı olan bu yerde, her şeyin yüzüstü bırakılmış olduğunu görmekte ve oradan büyük bir yürek sızısıyla ayrılmaktadır.
Pamukpınar, 3000 dönümü tapulu olmak üzere, 4000 dönümlük bir araziye sahiptir. Orası, binaları, tarlaları, üzerindeki sayısız ağacı, ahırları, havuzu ve her şeyiyle bir bütündür ve bu bütünlüğün korunması ülke için yaşamsal bir gereksinim taşımaktadır. 4000 dönümlük bu arazide bir zamanlar tarım yapılmış, buğday, arpa, yulaf, yonca yetiştirilmiş, bunların bir kısmı ile sığır beslenmiş, kümes hayvanları yemlenmiş, kavak satımı, şekerpancarı parasıyla okulun döner sermayesine katkı sağlanmış, bu yönüyle de ülke üretimine gereken katkıyı sağlamıştır. Eğitim etkinliklerinin sürdüğü yıllarda, okulun bir çok gereksinimi bu araziden sağlanmıştır.
Dünlerde, eğitim ve öğretim yapılan yıllar içinde, yılda 600 - 700 öğrencinin, 60 - 70’e yakın öğretmen ve personelin her türlü gereksinimini karşılamaya yetecek denli verimlilik sağlayan bu yerin, bugün atıl olarak kalmış olması, ülkemiz açısından da kabul edilir bir durum değildir. Bizler, bu okulun suyunu içmiş, havasını solumuş, aydınlığı ile bilinçlenmiş, aydınlanmış, ülkesine büyük bir özveriyle hizmet etmiş öğrencileri ve öğretmenleri olarak, bugünkü istemimiz şudur:
1- Köy Enstitülerinin varlığı kabul edilmeli ve bütünlüğüne saygı duyulmalıdır. Özellikle mevcut tapulu ve tapusuz arazileri kesin koruma altına alınmalıdır.
2- Cumhuriyetin bu en güzide okullarından biri olan Pamukpıar özelinde ise mevcut 24 adet bina öncelikle yeniden gözden geçirilmeli ve işlerlik kazandırılmalıdır.
3- Buradan hareketle, öncelikle bir eğitim yuvası olarak düşünülmeli, burasında Sivas -CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİNE bağlı, tarıma ya da tekniğe yönelik bir yüksek okul açılmalıdır.
4- Bölgenin durumu gözönünde bulundurulduğunda, burasının yatılı öğrenci bulmakta zorluk yaşayacağı düşünülemez. Yeter ki orada okuyacak öğrencilere barınma, her türlü baskı ve ayırımdan uzak, özgürce eğitim yapma güvencesi verilmiş ve aileleri de buna inandırılmış olsun.
Son söz olarak, orasının her karışında, yolu oradan geçmiş tüm öğretmen ve öğrencinin alın teri, herbir sınıfında, yatakhanesinde, atölyesinde, spor alanlarında, dereboyunda, kavaklık ve çamlıklarında ayak izleri ve acı tatlı anıları vardır. Daha da önemlisi, inkara sapanları utandıracak denli de emekleri vardır. Oradan yetişenler öğretmen olarak ülke eğitimine katkıda bulunma yanında, yazar, ressam, müzisyen olarak da ülke kültürüne ve sanata eşsiz katkılar sunmuşlardır. Yalnızca Pamukpınar değil, onunla birlikte sayısı 21 olan Köy Enstitülerinin her biri hazır birer yerleşkedir. Bu yerlerin herbiri içinde yerleşip kalacak ve özellikle de eğitime katkı sunacak olanlar için kolları ve kapıları açık, hazır beklemektedir. Bu okulların, yeni bir adla da olsa yeniden açılması onları hem atıl olmaktan kurtaracak, hem de ülkemize yeni değerler kazandıracaktır. Bu yolda çabası olacak herkes şunu bilmelidir ki; bu ülke yararına atılmış en yararlı bir adım olacak ve bunu yapacak olanlara da saygınlık kazandıracaktır.