İngiltere AB’den ayrılmış, Fransa NATO’nun beyin ölümünden bahsetmiş, Almanya ise Rus saldırganlığının Ukrayna ile sınırlı kalmayacağını dile getirmişti. Rus lider Putin’in Ukrayna’ya saldırması sonrasında nükleer silah kullanabileceklerini ima etmesi, Trump’ın Avrupa ülkelerinin NATO’ya yeterli yardımı yapmamasını konuşması Avrupa ülkelerini tedirgin etmişti.
II.Dünya Savaşı’nda en çok cana kıyan, büyük harcama ve kayıplarla Avrupa’yı kasıp kavuran ve Balkanlara, Rusya içlerine ve Kafkaslara kadar sarkan Almanya, belki de o günleri yeniden yaşayacağını mı düşünüyor yoksa gerçekten korkuyor mu?
Almanya’nın izlediği yol
Almanya'nın Rusya konusunda kendine has bir politikası vardı. Avrupa ülkelerinin bazıları Moskova ile yakınlaşma yolunu tercih ederlerken Merkel kendi döneminde Ruslarla ticari ilişkileri arttırmayı tercih etmişti.
BBC'ye konuşan Almanya Genelkurmay Başkanı Carsten Breuer, Rusya'nın saldırganlığının Ukrayna ile sınırlı kalmayacağını düşündüğünü ve bu yüzden kaynak artışına acil bir şekilde ihtiyaç duyulduğunu söyledikten sonra "Rusya tarafından tehdit ediliyoruz. Putin tarafından tehdit ediliyoruz. Bunu savuşturmak için ne gerekiyorsa yapmak zorundayız." demiştir.
Bu endişelerle toplanan Alman parlamentosu, savunma harcamalarını sıkı borçlanma kurallarından muaf tutma kararı aldıktan sonra orduya büyük bir yatırım için onay vermiştir.
Oysa ordu için;
**Asker sayısını büyük oranda arttırılması,
**Daha fazla ödenek ayrılması, yani yenileme çalışmaları için gereken paranın 67 milyar euro
olarak çıkarılması, ordunun daimi olacak bir harcama kaynağına sahip olması,
**Harap durumdaki kışlaların ve nükleer saldırıya karşı koruganların yapılması,
**Karar alınması ve uygulamaya geçilmesi için daha hızlı hareket edilmesi istenmektedir.
Almanlar ne diyor?
**Rusların silahlanmaya aralıksız devam ettiklerini,
**Yine Rusların siber saldırılarından sabotajlara, yasak bölgeler üzerinde gizli gizli İHA
uçuşlarından hibrit savaşlara kadar uygulama gösterdikleri,
**En az Rusya kadar Amerika’ya da güven duymadıkları,
**18 yaşındaki bir Alman, “…uzun bir süre II. Dünya Savaşı'nda işlediğimiz vahşetlerin bedelini, bunun bir daha asla yaşanmamasını sağlayarak ödememiz gerektiğini düşündük... ve bunun için askeriyeden arınmamız gerektiğine inandık. Oysa şimdi değerlerimiz, demokrasimiz ve özgürlüğümüz için savaşmak zorunda olduğumuz bir durumdayız. Uyum sağlamalıyız." demiştir.
General Breuer, toplamda 460 bin asker (yedekler dahil) gerektiğini, zorunlu askerlik hizmetinin geri getirilmesini talep ediyor.
Alman harp silah ve araçları
Türkiye'nin envanterinde de yer alan Almanya'nın gözde Leopard 2 tankları, Almanya Savunma Bakanlığı'nın yaptığı bir değerlendirmeye göre Ukrayna'daki savaş alanında başarısız kalmıştır.
Kiev'de görevli bir Alman savunma ataşesi ile yaklaşık 200 Bundeswehr (Alman ordusu) askeri arasında gerçekleşen bir toplantının gizli tutanağında, Ukraynalıların bu ağır silahları kullanırken yaşadıkları zorlukları ortaya koydukları belirtilmiştir.
Almanya’nın dışında Avrupa ülkeleri
**Baltık Denizi’nin derinliklerinde iki kablo kesildi. Avrupa köşesini bulamaz oldu,
**Rusya-Ukrayna Savaşı ve ABD-Rusya yakınlaşması Avrupa’yı endişeye sevk etti,
**Gıda, mühimmat, akaryakıt stokları gözden geçirilmeye çalışıldı,
**Bu durumda ikmal maddelerini Avrupa’ya taşıyacak yolların güvenliği önem arz ediyor. Bu
güvenlik nasıl sağlanacak?
Harpten önce alınması gereken tedbirler vardır. Bunlar; hammaddelerin, gıda maddelerinin ve askeri malzemelerin stoklanması, sanayi tesislerinin sınır bölgelerinden emniyetli bölgelere nakledilmesi ve uzman personelin silâhaltına alınmadan doğrudan sanayide istihdam edilmesidir.
Harp Ekonomisi ve Savunma Sanayi eski harplerde de önemli rol oynamıştır. Tekniğin gelişmesi ile bu iki kavramın önemi daha da artmış ve özellikle topyekûn harpte büyük bir anlam kazanmıştır. Almanya “hazırlanıyorum” dediği anda bu süreç ne zaman bitecektir. Geç kalındığı ortadadır.
