Akşam vakti, şehir ışıklarının arasından kafamı göğe kaldırdım. Her zamanki gibi sıradan bir gün sandım. Oysa gökyüzü, sıradışı bir jestle bizlere göz kırpıyordu. Ay, Venüs ve Satürn… Üçlü bir randevunun tam ortasındaydı. Ve birlikte, insanın içine işleyen bir "gülümseme" çizmişlerdi gökyüzüne.
18 Ocak 2025 tarihinde gerçekleşen bu astronomik olay, yalnızca bir hizalanma değildi. Bu, evrenin bize bir tebessüm armağanıydı. Hilal şeklindeki Ay, adeta bir ağız gibi gökyüzünde kıvrılmıştı. Onun biraz üstünde, biri parlak diğeri soluk iki yıldız benzeri gezegen: Venüs ve Satürn. Onlar da bu gülümsemenin gözleri olmuştu. Bu muazzam uyum, sadece teleskoplarla değil; çıplak gözle bile görülebilen bir doğa mucizesiydi.
Her 30-40 yılda bir yaşanabilecek bu tür hizalanmalar, gökbilimciler için önemli; ama biz sıradan insanlar için daha çok bir hatırlatmadır. "Bak yukarı," der adeta gökyüzü. "Dünyanın telaşı, yolların kalabalığı, ekranların yorgunluğu bir yana; orada hâlâ güzellik var. Ve o güzellik seni görüyor."
Çocukken gökyüzüne bakıp yıldızlarla konuşan bir nesildik biz. Belki de o akşam, o gülümsemeyi gören herkes, içindeki o çocuğu hatırladı bir anlığına. Belki de yıllar sonra bir torununa, “O gece gökyüzü bize gülümsedi,” diye anlatacak.
Ve kim bilir... Belki 2055 yılında biri daha aynı hizalanmaya tanık olacak. Ama bu yıl gökyüzü bize aitti. Bir tebessüm kadar kısa, ama bir ömür kadar unutulmaz.
Gözünüz hep gökyüzünde olsun.