SON DAKİKA
reklam
reklam

GÖKYÜZÜNÜN BÜYÜSÜ: TUTULMA ANLARI

Köşe Yazarı: NİSA NUR GÜRGEN   Eklenme Tarihi: 5 Temmuz 2025, Cumartesi - 11:41   Okunma Sayısı:

İnsanoğlu yüzyıllar boyunca gökyüzüne bakıp anlam aradı. Kimi yıldızlara hikâyeler yükledi, kimi tutulmaları felaketin habercisi saydı. Ancak bugün, bilimle birlikte bu göksel olayların ardındaki gerçekleri anlıyor, yine de onların büyüsüne kapılmadan edemiyoruz. Geçtiğimiz günlerde yaşanan güneş tutulması da bu büyünün son halkasıydı.

Eclipse... Latince'den gelen bu kelime, "örtülmek" anlamına geliyor. Güneş tutulmasında Ay, Dünya ile Güneş’in arasına girerek ışığı bir perde gibi kesiyor. Kimi zaman gökyüzü aniden kararıyor, kuşlar susuyor, rüzgâr yön değiştiriyor. Her şey birkaç dakika içinde olup bitse de, etkisi uzun sürüyor. Çünkü tutulmalar, bize hem evrenin muazzam düzenini hem de ne kadar küçük olduğumuzu hatırlatıyor.

Bu doğa olayları artık bizim için bilinmez değil. Astronomlar yıllar öncesinden ne zaman, nerede ve nasıl olacağını hesaplayabiliyor. Ancak bu bilgi bile tutulmanın görsel ve duygusal etkisini azaltmıyor. Aksine, her yeni tutulma, insana evrenle kurduğu bağın ne kadar güçlü olduğunu tekrar hissettiriyor.

Tutulmalar yalnızca gökbilimciler için değil, aynı zamanda sanatçılar, yazarlar, filozoflar için de ilham kaynağı olmuştur. Bir anlığına “ışığın kaybı” bize yaşamın geçiciliğini, karanlıktan sonra tekrar gelen ışık ise umudu simgeler. Belki de bu yüzden tutulmalara yalnızca bilimsel bir gözle değil, ruhsal bir pencereyle de bakmak gerekir.

Son tutulma esnasında bir çocuğun annesine sorduğu soru hâlâ kulağımda çınlıyor: “Güneş neden saklambaç oynuyor?” Ne kadar güzel bir bakış! Çünkü bazen bilmek yetmez; hayret etmek, hissetmek de gerekir.

Bir sonraki tutulma ne zaman olacak derseniz, cevabı internette bulmanız bir saniye sürer. Ama o an gökyüzüne bakıp hissettikleriniz, hiçbir arama motorunda yazmaz.

reklam

HABER ARŞİVİ

KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam