SON DAKİKA
reklam
reklam

Uygur Türkleri ve Çin yönetimi

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 22 Nisan 2024, Pazartesi - 23:06   Okunma Sayısı:

İlişkilerimizin bozuk olmadığı tek ülkedir Çin… Ancak Uygur Türklerinin Çin sınırları içinde yer almasından ve yaşam koşullarının siyasi baskılar nedeniyle çekilmez hale gelmesinden dolayı bir ara iş gerginliğe varır gibi olmuştu. Oysa aşırı siyasi görüşler, etnik ve fraksiyonel tartışmalar, dini ve mezhepsel çıkışlar her dönemde Türkiye’ye zarar vermiştir.

 

Uygur Türklerinin barındığı bölge

Uygur Türkleri, Çin egemenliği altında Sincan Uygur Özerk Bölgesi topraklarında yaşamaktadır. Sincan Uygur Özerk Bölgesi, iç işlerinde serbest, dış işlerinde Çin’e bağlıdır. Nüfusu 25 milyon civarındadır; çoğunluğu %45'lik dilimle Uygur Türkleri ve %40'lık dilimle Çinliler oluşturur.

Bölgenin resmi ve eğitim dili Uygur Türkçesi, alfabesi de Arap alfabesidir. Uygur Türkleri, Çin egemenliği altında Sincan Uygur Özer Bölgesi topraklarında yaşamaktadır. Sincan Uygur Özerk Bölgesi, iç işlerinde serbest, dış işlerinde Çin'e bağlıdır.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi, doğal kaynaklar bakımından çok zengindir; adeta Çin'in can damarıdır; en kıymetli bölgesidir. Ve bu özerk bölgenin yönetiminde Uygur Türkleri söz sahibidir.

 

Nasıl bir politika?

Pekin yönetiminin “eritme” politikası yüzünden bölgenin demografik yapısı son 50 yıl içinde dramatik bir şekilde değişti. Bölgede aynı zamanda Kazak, Kırgız ve Moğol kökenli gruplar da yaşıyor. Bu etnik gruplara ait 5 ayrı özerk yapı daha bulunuyor. Tarihin çeşitli dönemlerinde bağımsız olan Doğu Türkistan, özellikle 19’uncu ve 20’nci yüzyıllarda Çin ile Rusya’nın hâkimiyet mücadelesine tanık oldu.

Uygur Türklerinin en önemli sorunları arasında kültürel kimlik üzerinde kurulan baskılar ve Uygurca eğitime getirilen sınırlamalar bulunmaktadır. Başkent Urumçi 5 Temmuz 2009’da Uygur Türklerinin barışçıl gösterilerine sahne olmuş, ancak Han Çinlilerin müdahalesi sonucu çıkan olaylarda 197 kişi hayatını kaybetmişti.

2014 yılının Ramazan ayında oruç tutma yasağı gibi uygulamalarıyla başlayan zulüm, artan şiddetiyle, sakal bırakma ve burka giyme yasağıyla devam etmişti. Hapis ile başlayan süreç, insanlık dramına dönüşürken, yok yere taratılan bahaneler, kitlesel yok etme sürecine dönüşmektedir…

 

Ramazan ayında gönüller ferah değil

Uygur Bölgesi’nde Ramazan aylarında tansiyon yeniden yükselir. Daha önce Kaşgar’a bağlı Yarkent çevresindeki köyler kuşatılırken, gösterilere katılan yüzlerce kişi gözaltına alınmıştı. Pekin yönetiminin, dünya basınına uyguladığı bölgeye giriş yasağı nedeniyle Uygur bölgesinde nelerin yaşandığına dair bilgi akışı da kısıtlıdır.

Çin, etnik milliyetçiliğin alevlendirilmesinden rahatsızlık duyduğunu belirtse de perde gerisinde kendisinin olduğuna hiç şüphe yoktur. Kamufleli olarak ve belli bir sürece yayarak etnik temizlik yapmaktadır. Sincan’da yaşanan insanlık dramı ve Uygur Türklerine uygulanan “Çin zulmü” yürekleri dağlıyor

Uygurların ana vatanı olan Doğu Türkistan, 70 yıla yakın Çin işgali altındadır. Çin yönetimi 1949’da Doğu Türkistan'ı işgal ettikten sonra bölgede başlatmış olduğu sözde devrimlerle din ve vicdan hürriyeti başta olmak üzere eğitim, sosyo-kültürel ve ekonomik alanlardan tutun da çevre ve ekolojik dengeye varıncaya dek her alanda büyük yıkım gerçekleştirmiştir.

 

Dünya gelişmeleri izliyor

Efendim, Batı âlemi gelişmeleri izliyormuş. İzlemek, Batı’nın hem âdeti hem de en sevdiği şeydir. Bosna’da da izlediler. İnsanlar, kasaplar tarafından katledildikten sonra müdahale kararı almışlardı. Daha burada boğazlama başlamadı (!), ondan dolayı bekliyor ve izliyorlar herhalde?

Hadi bunları anlarız da bizim Müslüman kardeşlerimizden “tık” yok. Kıbrıs konusunda, Ermeni iddialarına karşı, Hocalı katliamına karşı tek söz etmediler ve etmiyorlar da? Dünya Müslüman Âlimler Birliği de bir açıklama yapmış:

“Özellikle Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Müslümanlara karşı devamlı uygulanan dini ve etnik zulüm eylemleri, hem uluslararası hem de Çin’in yerel yasalarına aykırıdır. Çin hükümetinin takip ettiği siyaset, kendisinin de onayladığı 1949 yılındaki dördüncü Cenevre Sözleşmesi’ne de aykırıdır. Bu da uluslararası çağdaş kanunların en önemli temellerinden birinin açık ihlâli olarak kabul edilir.”

 

Sonuç

ABD, 2020 v2 2021 yıllarında Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı baskı politikasını ağır şekilde tenkit etmiş, Çin ise, ülkenin batısında 11 milyon Uygurun yaşadığı Sincan’daki eğitim kamplarında "ayrılıkçılık ve terörizmle" mücadele ettiğini savunan bir açıklama yapmıştır.

Çin’de iktidar değişikliğine rağmen Doğu Türkistan’da uygulanan Çin politikası değişmemiş, bölgeyi daha da azap çektirecek duruma gelmiştir. Çin yönetimi, Uygurlara başka seçenek ve çıkış yolu bırakmamıştır. Hiç arzu etmememize rağmen Pekin’deki, Künmin’deki, Urumçi’deki, Kaşgar’daki olaylar muhtemeldir ki, gelecekte de tekerrür edecektir. Bunda Çin’e karşı 'dur' demeyen uluslararası toplumun da sorumluluğu vardır.

 

 



 



Oradaki Uygur Türkleri'nin zulme uğradığını kabul ettim,
peki Çinliler, altın yumurtlayan tavukların olduğu kümese zulüm yapması ne kadar akla uygun?
Çinlilerin zalimin teki olduğunu kabul ettim, peki bölgenin yönetiminde söz sahibi olan Türkler, aptal mı, şaşkaloz mu?
Hiç bir şey yapamıyorsa bile Çin'e rest çekmesi lazım.

Bana, 'Kürtlerin sorunundan sana ne, soydaşlarımız zulme uğruyor, onu dile getir,' diyen kuzenim.
Evet, zulüm gören Uygur Türkleri'nin de yanındayım, Çin'e de lanet olsun.
'Kürtlerden sana ne,' diyorsun ya, Çin kadar olamamış senin ülken farkında mısın?
Nasıl olamamış, deme.
Nasıl mı olamamış, anlatayım.
%45'lik dilimden oluşan bir halka özerlik vermiş.
%45'lik bir halkı kendi dilinde yönetimine, eğitimine izin vermiş.
Peki senin devletin, senin devletin?
Doğuda %70 oranında yaşayan bir halkı ötelemiş, horlamış, başka bir ırkın, yani senin ırkının benliğini dayatmış, dillerinde eğitimi geçtim, şarkılarına, türkülerine bile karışmış; kan dökmüş, tezek yedirmiş; korkutmuş; yakmış yıkmış, memleketinden sürmüş...

Mesele, soydaşının değil, bütün ezilmiş halkların yanında olmaktır.


-Mustafa Yıldırım - 02.07.2013

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam