SON DAKİKA
reklam
reklam

Sondan önceki…

Köşe Yazarı: SELAHATTİN DEMİREL   Eklenme Tarihi: 8 Ekim 2020, Perşembe - 09:15   Okunma Sayısı:

Yaşamanın içinde türlü eylemlerimizle bulunurken kimi zaman belirli kararlar almak zorunda kalırız. İşin inceliği de biraz burada başlar.

Yıllar geçip saça aklar düştüğünde geçmişi hatıra getirip “Acaba şöyle mi yapsaydım?” şüphesi peyda olunca da insan ansızın söyleniverir: “İşte, şimdi hayatın sırrını çözdüm.” diye!

Sırdır ama görüp yaşayanı bilir ki hem gayret hem karar vermek hem de şüphe etmek… Evet, işte bunların hepsi ömrünüzü açıklamaya yeter.

Artık geçmiş, erişilmeyecek bir yerde bulunurken gelecekse size göz kırpmasına rağmen avucunuzun içinde değildir!

* * *

Eğitim, evlilik, kariyer ve sair gibi sebeplerle alınacak kararlar hayatın akışına yön verme çabasıdır bir yerde.

Doğru bir yönle menzile varma durumunuysa zaman gösterecektir. İşte, bu da ömür takviminden pek çok yaprağın çevrilmesiyle olur genelde.

Çevrilen yapraklar okunmadan hunharca yırtılıyor mu, yoksa özenle okunup bir kenarda tutuluyor mu? Bir başka ihtimalle, yerlere düşmesinden çekinilerek ateşte mi yakılıyor yoksa?

* * *

Gündemdeki korkulu konuları bırakıp bunlarla uğraşmamın sebebini elbette anlayacaksın kıymetli okur. Belki sen de bambaşka bir hâlin içindesin şimdi, kim bilir!

Ya zamanla ilgili bir muhasebe içindesin ya da “adam sen de!” rahatlığında!

Düşüne düşüne içinden çıkamadıklarını hesaba katınca seni de haksız bulmak mümkün olmuyor! Neylersin ki bazı şeyleri ne kadar yok sayarsan say, yine de senden pek de uzağa gitmediğini anlıyorsun!

Böyle olunca da işin içinden çıkması pek kolay görünmüyor!

* * *

Yazılarım gazetelere gireli tam bir buçuk yıl oldu. Tünaydın’daki köşemde 14 Ocak’tan bu yana bu 66. yazım. Kardeş Son-An’da da bir yazım çıkmıştı.

Bugün buradaki son yazım. İleride hakkımda araştırma yapacaklar için enteresan veriler bıraktığımı biliyorum. Bir buçuk yıllık gazete yazıları serüvenimin dördüncü veda yazısı bu!

Sevgili ülkemde yazı insanına pek çok dramlar yaşatılırken bunun en görüneni genelde ekonomiktir. Hâl böyle olunca da başka seçenekleri denemek zorunda kalır yazı işçisi.

Hayatını idame ettirmesi için pek çok helal kapısını çalarken anlayışsız, asık suratlarla karşılaşır ve sanki ayıp bir şey yapmış gibi kendinden utanır ama her şeye karşın yazmayı görev bilmekten kaçınmaz.

Bir yandan da bir gazetede iki satır yazısı çıktı diye büyüklenenlere hayıflanır! Yazmak, namuslu bir yürekte sorumluluktur, böbürlenme aracı değil!

Bu konuları anlayabilen bir gazete sahibi de yazı işleri sorumlusu da tanıyamadım bugüne kadar! Varlıklı olmak ve bir konuda yetkili sayılmak, anlayış sahibi olmaya yetmiyordu çünkü!

* * *

Kış gecelerinde çatısı akan, sobası yanmayan evlerin, hastane hastane dolaştırılıp hayatını kaybedenlerin, güvencesiz çalıştırılanların, işsizliğin cenderesinde iflahı sökülenlerin, nice umudunu kaybetmişlerin ve dertlilerin derdiyle hemdert olup çare için yola düşen cengâverdir yazı işçisi!

Ürettiği yazı için harcadığı elektriğin faturasını emeğinden çıkaramaması da onun dramlarından biridir.

Komediye benzetmeye çalıştığım bu trajik durumu bu şartlarla daha fazla devam ettirmeyeceğim müsaadenizle. Yazıdan asla uzak kalmamakla birlikte epeydir artarak devam eden sorumluluklarıma da daha fazla zaman ayırabileceğim böylece.

Belki bir gün daha iyi ve sağlam bir kâğıt ortamında tekrar buluşuruz, kim bilir!

Yazılarımın sansüre uğramadığı tek gazete olması sebebiyle Tünaydın Gazetesi’ne ve bu imkânı sunanlara teşekkür ediyorum. Ne kadar ulaşabildim, bilmiyorum ama sizlere de teşekkür borçluyum.

Zihninizden soru işaretleri ve cevap arama gayreti eksik olmasın. Her şeye karşın umutsuzluğu da kendinizden kaçırmanızı dilerim.

Şu hassas zamanın içinde onca olumsuzluğa üzülüp de sağlığınıza dikkat etmeyi de ihmal etmeyin sakın!

* * *

Selahattin Özpalabıyıklar çevirisiyle Emily Dickinson’dan bir şiirle:

“Bir kalbi kırılmaktan koruyabilsem

Yaşamış olmayacağım boşuna

Bir hayatı acıdan kurtarabilsem

Bir ağrıyı dindirebilsem ya da

 

Ya da bayılan bir ardıç kuşunu

Koyabilsem yeniden yuvasına

Yaşamış olmayacağım boşuna.”

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam