SON DAKİKA
reklam
reklam

Usta İsimlerin Konuştuğu Beyond 24’u Geride Bıraktık

Eklenme Tarihi: 18 Mart 2018, Pazar - 00:00   Okunma Sayısı: 87581

3-4 Mart 2018 tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi, Cibali Kampüsünde gerçekleşen ve İstanbul Güverte Film tarafından düzenlenen Beyond 24  yoğun ilgi gördü. İki gün boyunca süren ve katılımcılarına konferanslardan atölyelere, panellerden ustalık sınıflarına 60’a yakın etkinlikle heyecan verici deneyimler yaşatan etkinlik pek çok usta isimin konuştuğu bir sinema zirvesi olarak tarihe geçti.

Ustalık sınıfında konuşan Engin Alkan’ın “Perspektif Sanatı ve Oyunculuk”  başlıklı sınıfı beğeniyle takip edildi.

Tiyatro dünyamızın usta ismi oyuncu ve yönetmen Engin Alkan “Perspektif Sanatı ve Oyunculuk” isimli ustalık sınıfında kalabalık bir grupla bir araya geldi.

Doğanın, nesnenin, varlığın bir yaratıcının bakış açısıyla, bakış noktasını belirleyerek bütün ayrıntıları ve gerçekliği ile resmetme olduğunu  söyleyen Alkan,  konuşmasında dinleyicilerin sorularını da cevapladı.  “Oyunculuk bir çok bileşkeden oluşan bir bütündür.” Diyen Engin  Alkan, kendisini dinleyenlere oyunculuğun yozlaşmaya uğramaması gerektiğinin altını çizerek, oyunculuk hakkında önemli bilgileri katılımcılarla  paylaştı.

66. Berlin Uluslararası Film Festivali’nin Generation Kplus bölümünde jüri özel mansiyon ödülü kazanan ilk Türk belgeseli “Genç Pehlivanlar” ın yönetmeni Mete Gümürhan ile belgesel sinemanın son dönemde öne çıkan isimleri bir araya geldiler

“Yaratıcı Belgeseller” paneli “Beyond24 İstanbul” un organizasyonunu da üstlenen yapımcı Suzan Güverte’nin moderatörlüğünde gerçekleşen ve en çok ilgi çeken panellerdendi.

Panel; 66. Berlin Uluslararası Film Festivali’nin Generation Kplus bölümünde jüri özel mansiyon ödülü kazanan ilk Türk belgeseli “Genç Pehlivanlar” ın yönetmeni Mete Gümürhan ve , “Babasının Kızı” belgesel filminin yönetmen Melisa Üneri, “Blue” belgesel filminin yönetmeni Sertan Ünver ve “Benim Varoş Hikayem” belgesel filminin yönetmeni Yunus Ozan Korkut’u bir araya getirdi. Katılımcılar filmlerini yaparken izledikleri yolu, hazırlık ve prodüksiyon süreçleri ile kişisel deneyimlerini de   katılımcılara aktardılar.

Suzan Güverte’nin “Türkiye’de belgesel algısı nasıl? Çekimler sırasında yaşadığınız zorluklar neler?” sorularına Mete Gümürhan şu yanıtı verdi. “Belgesel çoğu yerde propaganda filmi olarak görülüyor ve sürekli kendini anlatman gerekiyor. Benim neyim var ki çekeceksin gibi bir algı var. Saatlerce ne çekeceğimizi ve kendimi birilerine anlatma ihtiyacı duyuyordum. Buna rağmen tuhaf durumlarla da karşılaşıyordum. “Genç Pehlivanları” ı çekerken; çekime gitmeden hemen önce arayıp; ‘Gelme! Polise giderim, sen çocuğumu kaçırmaya geliyorsun’ gibi tepkilerle karşılaştığım oldu. Böyle süprizlere açık ve esnek olmak gerekiyor.”

Gümürhan ise belgesel ile kurmaca arasındaki temel farkı ise şu sözlerle tarif etti. “Bana göre kurmaca ve belgesel arasında fark yok. İzinler, çekimler, planlar aynı. Fark yok. Sadece belgeselde bence ekibin daha küçük olması gerekiyor. Sıfırdan bir şeye başlamak için en iyi çağdayız. Bir çok belgesel fonu var. Belgesel çekmek için en güzel dönem.”

Ustalık sınıfında konuşan usta yönetmen Tony Gatlif “Genellikle kültürünü bildiğim ülkelerde film çekiyorum”

Fransa-Yunanistan-Türkiye ortak yapımı “Djam / Aman Doktor”  filminin de yönetmeni olan usta yönetmen Tony Gatlif'in ustalık sınıfı paneli de Beyond 24’un  yoğun ilgi gören ve hınca hınç dolu olan etkinliklerindendi.

Panel; “Beyond24 İstanbul”un da organizasyonunu üstlenen yapımcı Suzan Güverte’nin moderatörlüğünde görüntü yönetmeni Patrick Ghiringhelli ve Tony Gatlif'in katılımıyla gerçekleşti.

“Bir sinemacı olarak kendimi sette iyi ifade edememekten çekinirim.”   diyerek konuşmasına başlayan Tony Gatlif, sette ne istediğini bilen ve uzun zamandır beraber çalıştığı, yetiştirdiği insanlarla çalışmayı tercih ettiğini söyledi.

“Kendimden yola çıkarak film yapmıyorum, ben. Benim hikayelerim başkalarının hikayeleri üzerine” diyen usta isim; Fransa-Yunanistan-Türkiye ortak yapımı  olan ve yakın tarihte vizyona giren “Djam / Aman Doktor”  filmi için de bulunduğumuz zamanın filmi olduğunu söyledi.

Tony Gatlif Djam / Aman Doktor”  filmi için şu cümleleri kullandı.” Bu filmi 10-15 sene öncesinde yapamazdım. Çünkü bu hikaye yaşadığımız, yaşamakta olduğumuz hikaye. Filmin ana karakteri bir kadın. Özgür, geziyor, kendini ifade ediyor. Bunu yazmak kolay değil. Yemek yapmak için bir kadın karakter değil. Bu kadın karakter filmin hiç bir yerinde şiddete karşıyım demiyor ama hali tavrı bunu gösteriyor. Bizim de bu dönemde ihtiyacımız olan şey bu.”

Film çekerken en çok dikkat ettiğinin o ülkeye, kültürüne ve insanlarına saygı duymak olduğunun altını çizen usta yönetmen Tony Gatlif bu durum için ise ; “Genellikle kültürünü bildiğim ülkelerde film çekiyorum”  dedi.

Muhsin Bey, Gölge Oyunu Eşkiya, Av Mevsimi gibi filmlerin usta yönetmeni ve yazarı Yavuz Turgul “Sinema sektöründe “ustalık” diye bir şey söz konusu olmaz.”

Muhsin Bey,Gölge Oyunu Eşkiya, Av Mevsimi gibi filmlerle sinema severlerin hafızasına kazınan  ve son olarak  Yol Ayrımı filmiyle sinema severlerin karşısına çıkan, 2017 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür-Sanat Büyük Ödülüne layık görülen usta yönetmen ve yazar Yavuz Turgul da “Beyond24 İstanbul”un ustalık sınıfı paneliyle deneyimlerini katılımcılarla paylaşan bir diğer isimdi.

“Beyond24 İstanbul” un da organizasyonunu üstlenen yapımcı Suzan Güverte’nin moderatörlüğünde gerçekleşen panel de oldukça  etkinliğin katılımcılarca yoğun ilgi gören bölümlerindendi.

Konuşmasına sinema sektöründe “ustalık” diye bir şey söz konusu olmadığını söyleyerek başlayan Turgul konuşmasına şöyle devam etti. “Bu işte her an, her saniye yanılma olasılığınız çok fazla. Özellikle senaryo yazarken. Başarılar, takdirler sizin üzerine yapışan etkiler. Sürekli yaptığınız işlerle yarışmak zorunda kalırsınız. Yazdıklarınızı, yaptıklarınızı fazlasıyla önemsiyorsanız çuvallıyorsunuz. Bütün bunları farkına varmama rağmen bu durum beni bile bozdu. Keşke tanınmasak, her defasında farklı insanlar olarak insanların karşısına çıksak, dediğim çok oldu. Bu tarz işler bana ters geliyor ve düşünmemeye çalışıyorum. En başından beri sevdiğim, işleri yaptım. Buna dikkat ettim. Hesap kitap yok benim için.”

Moderatör Güverte’nin  “Biz en iyi hangi hikayeyi anlatmalıyız? En bildiğimiz hikayeyi mi, en sevdiğimizi mi, yoksa karakterimizin hikayesini mi? sorusu üzerine  ise Yavuz Turgul şu yanıtı verdi.” Ortada bir hikaye varsa anlatırsın. Karakterle birlikte giden hikaye olur, müzikle giden bir hikayedir, hikaye ile karakter arasında var olan bütüncüllüğü yakalamışsan eğer, bizi etkileyen şey öykünün kendisidir.”

Gençlere daha çok film izlemesini tavsiye eden usta yönetmen ;senaryo yazmak için birçok eğitimlerin ve hakkında yazılmış kitapların da olduğunu ve okunması gerektiğini söyledi. “Meşrebinize göre film izleme halinden mutlaka çıkın” diyen  Yavuz Turgul’un bir başka öğüdü de senaryo üzerineydi ve “Filmlerden öğreneceğiniz çok şey var. İyi ve kötü senaryoyu da seyrettiğiniz filmlerden öğreneceksiniz” diye konuştu.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: SİNAN ERDOĞDU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam