SON DAKİKA
reklam
reklam

Aşırı Sıcaklarda Kalp Damar Hastalarımız Hastalıklarına Dikkat Etsinler !

Eklenme Tarihi: 12 Temmuz 2018, Perşembe - 11:00   Okunma Sayısı: 99330

Son günlerdeki aşırı sıcakların yaşanması hepimizi bunaltıyor değil mi ? .Bir de; sıcaktan etkilenince yaşanan sağlık sorunlarını atlamamak gerekiyor. Bir de; çocuklar ,hamileler, hipertansiyonlular, kalp ve damar hastaları, şeker hastaları, tiroid bezinin hızlı çalışması (Hipertiroidi) gibi metabolik hastalığı olanlar, depresyon ilaçları gibi nörolojik sistemi etkileyen ilaçları kullananlar, ateşli hastalığı olanlar ve şişmanlar yüksek risk grubunda yer alanların başında yer alıyorlar. İşte bu grup içerisinde yer alan  kalp ve damar hastalarının durumu bir hayli önemli; zira geçtiğimiz yazlarda bir çok kalp ve damar hastası için tatsız durumlar yaşandı. 

Maltepe Özel Bölge Hastanesi, Kardiyoloji Servisi Şefi Doç. Dr. Mustafa Aparcı’dan kalp ve damar hastalarına altın uyarılar 

Maltepe Özel Bölge Hastanesi, Kardiyoloji Servisi Şefi Doç. Dr. Mustafa Aparcı ile konuştuğumuzda ise okurlarımızı “Aşırı Sıcaklar ve Kalp Damar Hastalıkları” konusunda bilgilendirebilir misiniz?  diye sorduk ve şu önemli bilgileri aldık.

“Sağlıklı bireyler iklim ve sıcaklık artışlarına bağlı vücut ısısı yükselmelerini rahatlıkla tolere edebilirler. Ancak kalp hastalarının iklim ve çevre ısı artışına karşı savunma mekanizmaları oldukça zayıflamıştır. Özelikle de kalp fonksiyonları azalmış veya kronik kalp yetmezliği olan hastalarda tolerans daha da fazla bozulmuştur. Otonomik fonksiyon bozukluğunun sıklıkla eşlik ettiği hipertansiyon, kalp damar hastalığı ve diyabet hastalarında da çevre ısısı ve beraberindeki nem oranı artışına karşı savunma mekanizmaları bozulmuştur.

Avrupa ve Amerika’da sıcak hava dalgalarında toplumda ölüm oranlarında belirgin bir artış olduğu bildirilmiştir. Ölen bireylerde ise kalp hastalığına sıkça rastlanması sıcaklık artışına bağlı ölümlerde kalp hastalığı ve de ileri yaşın ne kadar önemli olduğunu göz önüne sermektedir. 

Cilt kan akımındaki artış ve terleme vücut ısısını düşürmekte yararlanılan en temel fizyolojik mekanizmalardır. Ancak kanın cilde yönlendirilmesi için kalbin dakikada pompalanan kan miktarını %10-%50 oranında arttırması gerekmektedir. Zaten kalp fonksiyonları azalmış kalp yetmezliği hastalarında bunu sağlamak çok zor olacak ve dahası hayati organların (böbrek, beyin ve bağırsak vb) kanlanması bozulacaktır. Kanlanması bozulan böbrek; kalp yetmezliği hastalarında vücutta daha fazla su ve tuz tutulmasına yol açarak kontrol altında olan kalp yetmezliğinin giderek bozulmasına yol açacaktır. Cilt kan akımını arttırmak için kalp hızı artışı da devreye girecek ve hali hazır da zar zor idare eden kalp yetmezliğinin de bozulmasına katkıda bulunacaktır. Zaten hiperadrenerjik bir durumda olan bu hastalarda kap yetmezliği hastalarında kısa sürelerde dekompansasyon yani yetmezliğin kötüleştiği ataklara yol açacak ve yoğun bakıma yatışla sonlanan acil servis başvurularına neden olacaktır. 

Vücut ısısını kontrol eden bu savunma mekanizmaları benzer şekilde hipertansiyon hastalarında, kalp damar hastalarında ve de diyabet hastalarında dengeleri bozarak hipertansif ataklar, iskemik atak ve anjinalar ile şeker komalarına yol açabilecek potansiyele sahiptir. Özellikle de Alzheimer, Parkinson veya diyabet hastalarında sıvı kaybına karşı beyni duyarlılığı azalmış ve susama refleksleri zayıflamış olduğundan bu hastalarda dehidrasyon-vücut sıvı yetersizliği çabuk gelişebilir. Buna bağlı böbrek yetmezliği, bilinç değişiklikleri, tansiyon düşüklüğüne bağlı bayılma, düşme vb kritik durumlar meydana gelebilir. Sıvı ve elektrolit kaybına bağlı (Na, K vb) şuur değişiklikleri ve ölümcül veya ciddi ritim bozuklukları gelişebilir. 

Kalp yetmezliği hastalarında olmazsa olmaz diüretik ilaçların yani idrara söktürücülerin kullanılıyor olması sıvı alımının yeterli olmadığı durumlarda vücutta dehidrasyon yani böbrek fonksiyonlarında bozulma ile sonuçlanabilir. Ancak bu ilacın da kesilmemesi gerekir çünkü kesildikten sonra kalp yetmezliğinde klinik olarak kötüleşme meydana gelmesi kaçınılmazdır.

Özellikle sıcak ve nemli yaz aylarında yaşlı ve kalp hastası olan bireyler daha sıkı takip edilmeli ve aile bireyleri tarafından da gözetim altında bulundurulmalıdır. Kontrole gitmemiş olanların kontrollerine gitmesi önerilir. Yeni gelişen veya artan nefes darlığı durumlarında, ayaklarda şişme meydana gelmesinde, tansiyon değerlerin de artışların izlenmesi durumlarda tıbbi kontrollerine gitmelidirler. Kullanılan ilaçların bırakılmaması veya aksatılmaması da birçok olayın önüne geçecektir. 

Yeni gelişen bulantı, kusma, halsizlik, baş ağrısı, konfüzyon ve bilinç bulanıklığı, kaslarda titremenin hastada sıcak çarpmasını işaret edebileceği akılda bulundurulmalıdır. 

Özellikle sıcak yaz aylarında sıvı alımının arttırılması, kafeinli ve alkollü içeceklerin azaltılması da önerilen diğer tedbirlerdendir. Hafif gıdaların tüketilmesi, ılık çorba, salata, meyve ile öğünlerin hafif tutulması da önemlidir. 

Sıcakta dışarı çıkmaktan kesinlikle kaçınılmalıdır. Egzersizler sabah çok erken veya akşam geç saatlerde serin hava da yapılmalıdır, yaşam alanlarının klima veya doğal yollarla serin tutulması kalp hastalıklarının düzeninin bozulmasını önleyecektir. Klima kullanımında ideal oda sıcaklığı 23-24 derecedir. Bu değerin çok altına inilmesi pnömoni (zatürre) vb akciğer hastalıklarına ardından da kalp yetmezliği veya kalp hastalarında ölümcül klinik tablolara yol açabileceği akılda bulundurulmalıdır.”

 

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: UĞUR FARUK YILDIZ

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam